"Arakan'da Şiddet Değil, Soykırım Var" Konferansı

Gazeteci yazar İbrahim Sediyani, stratejik öneme sahip Arakan coğrafyasının yaşadığı zulümden dolayı iklimi, bitki örtüsü ve doğal güzellikleri ile cennet içinde cehennem ateşini hissettiğini söyledi.

Sakarya Dayanışma Derneği'nde düzenlenen "Arakan'da Şiddet Değil, Soykırım Var" konferansında konuşan Sediyani, Arakan'daki izlenimlerini anlattı.

İslam coğrafyasındaki sorunlara şahitlik yaptığını belirten Sediyani, Gazze'deki olaylar için Gazze'ye, 2011 yılında da Somalili mültecilerin kampı için Kenya'ya gittiğini anlattı.

Sediyani, Arakan'ın Birleşmiş Milletler (BM) tarafından dünyanın en mazlum halkı ilan edildiğini anımsatarak, Myanmar'daki Budistlerin Müslümanları ülkeden sürmek istediğini kaydetti.

Arakan coğrafyasına yerli dilde "Rohingya", Arakan halkına da "Rohingya halkı" denildiğini anlatan Sediyani, "Stratejik bir konuma sahip Arakan coğrafyası, yaşadığı zulümden dolayı iklimi, bitki örtüsü ve doğal güzellikleri ile adeta yeşil cennet içinde cehennem ateşini hissediyor" şeklinde konuştu.

Arakan'daki 2,5 milyon Müslümanın nüfus cüzdanının dahi bulunmadığına dikkati çeken Sediyani, mültecilerin bulundukları yerde hiçbir hakka sahip olmadığını, beyaz kimlik taşıyıp üniversiteye gidemediklerini, iş yeri açma haklarının olmadığını söyledi.

Arakan'da iki Müslümanın dahi evlenmesinin yasak olduğunu kaydeden Sediyani, "Bugün pek çok Arakan genci evlenmek için Bangladeş'e kaçıyor. Doğan her çocuk için devlete vergi vermek zorundalar. Myanmar'da Arakan'lıların cemaatle namaz kılması yasak. Herkes ferdi namaz kılıyor, cami yapmak da yasak. Devlet camiyi yıkıp Budist tapınağı yapmaktadır" diye konuştu.

-"Müslüman devletlerin mutlaka inisiyatif alması gerekiyor"-

Myanmar halkının zulme karşı birlik olduğunu fakat direnişin çok güçlü olmadığını vurgulayan Sediyani, 370 Müslümanın boğazının kesildiğini, 800 evin ateşe verildiğini, 400 kişinin kurşunlandığını ve 70 kişinin taşlanarak öldürüldüğünü bildirdi.

Sediyani, kurbanların büyük çoğunluğunu kadınlar ve çocukların oluşturduğuna işaret ederek, 33 köyün ateşe verildiğini, zulme karşı çıktıkları için 300 rahibin cezaevine konulduğunu anlattı.

Askeri rejimle yönetilen Myanmar'daki sorunun temelinin eskiye dayandığını belirten Sediyani, sorunun 1784 yılında İngilizlere kadar uzandığını, 1826 yılına kadar işgallerin sürdüğünü, Müslüman Rohingyalar ile Budistler arasında fitne ve düşmanlık tohumlarının ekildiğini dile getirdi.

Sediyani, sorunun sivil toplum örgütleri, insani yardım gönüllüleri, gazeteciler ya da yazarların çözemeyeceğini ifade ederek, "Özellikle Türkiye, Mısır, İran, Pakistan gibi Müslüman devletlerin mutlaka inisiyatif alması ve mazlum Rohingya halkının hem özgürlüğüne hem de temel insani haklarına kavuşması için çaba göstermesi gerek" ifadelerini kullandı.

Muhabir: Salih Eren