HABER

Arakanlı Müslümanlara yönelik zulümler "sistematik ve planlı"

Tayland merkezli Fortify Rights İnsan Hakları örgütü, Arakanlı Müslümanlara uygulanan zulümlerin önceden hazırlanmış "kapsamlı ve sistematik" olduğunu açıkladı - Myanmar ordusu ve polisindeki üst düzey yetkililerin Uluslararası Ceza Mahkemesinde yargılanması talep edildi - Fortify Rights CEO’su Matthew Smith: - "Soykırım aniden başlamaz. Bu suçların cezasız kalması gelecekte daha fazla şiddet ve saldırıya kapı açacaktır"

ANKARA (AA) – Tayland merkezli Fortify Rights İnsan Hakları örgütü, Myanmar güvenlik güçlerinin Arakan’da Müslüman sivillere yönelik şiddetin önceden hazırlanmış, kapsamlı ve sistematik olduğunu bildirdi.

Merkezi Tayland'ın başkenti Bangkok'ta bulunan Fortify Rights tarafından yayımlanan "Onlara Uzun Kılıçlar Verdiler" başlıklı raporda, Arakan’daki Müslümanlara yönelik Myanmar güçleri tarafından "insanlığa karşı soykırım ve suçlar işlendiğini gösteren haklı gerekçeler" olduğu belirtildi.

Myanmar güçlerinin, Müslüman topluma yönelik saldırı düzenlenmesi amacıyla Budist rahip ve kitlelere kesici aletler dağıttığı iddiası nedeniyle raporuna "Onlara Uzun Kılıçlar Verdiler" başlığını tercih eden Fortify Rights, saldırıların 22 polis ve askerin emir-komuta zincirinde gerçekleştirildiğini tespit etti. Örgüt, bunun insanlığa karşı suç teşkil ettiğini belirterek, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinden (BMGK) konuyu Uluslararası Ceza Mahkemesine taşımasını istedi.

- Hazırlıklar sistematikti

Raporda, Arakanlılara uygulanan şiddet ve saldırılar öncesi Myanmar güçlerince sistematik hazırlıklar yapıldığı vurgulanarak bunlara ilişkin detaylar paylaşıldı.

Örgüt raporunda, saldırılar başlamadan önce Arakanlı sivillerden kendilerini savunabilecekleri malzemelerin toplanması, Arakanlı olmayan yerel sivillerin silahlandırılarak eğitilmesi, Müslümanların evlerinin etrafındaki çit ve benzeri yapıların yıkılması, saldırılara direnci azaltmak için kasıtlı olarak Müslüman sivillerin yiyecek ve hayati gıdalardan mahrum bırakılması ve Arakan bölgesine yoğun güvenlik gücü sevkiyatı gibi bir dizi eylemin saldırılar başlamadan planlandığını gösterdiği bildirildi.

Raporda, Myanmar güçlerinin söz konusu hazırlıklarının BM'nin Kitlesel Suçları Analiz Çerçevesi'nde belirtilen soykırım ve insanlığa karşı suçlar için "hazırlık eylemlerine” benzediğine işaret edildi.

Fortify Rights CEO’su Matthew Smith, "Soykırım aniden başlamaz. Bu suçların cezasız kalması gelecekte daha fazla şiddet ve saldırıya kapı açacaktır. Dünya hiçbir şey yapmadan, yerinde oturup bir soykırımın daha ortaya çıkışını izleyemez. Ancak şu an olan tam da bu." yorumunu yaptı.

- Katliamdan 22 üst düzey asker ve polis sorumlu

Raporda, Ağustos 2017’den sonra Arakan’da başlayan saldırılara 11 bin askerden oluşan en az 27 askeri tabur ve üç muharebe polis taburunun katıldığı, bunlardan sorumlu 22 üst düzey askeri ve polis yetkilisinin yargılanması gerektiği vurgulandı.

Yargılanmaları istenenler arasında Genel Kurmay Başkanlığı komutanlarından General Min Aung Hlaing, Yardımcısı General Soe Win ile General Mya Tun Oo bulunuyor.

Uluslararası Af Örgütü de geçen ay, 13 Myanmar asker ve polis yetkilisinin Arakanlılara yönelik şiddetli saldırılarda kilit rol oynadığı tespitini yapmıştı.

Öte yandan dünyanın çeşitli yerlerinde örgütlenmiş 26 Arakan derneği, bugün yaptıkları ortak açıklamada, Myanmar güçlerince uygulanan zulüm ve şiddetin bir an önce durdurularak sorumluların "soykırım ve insanlığa karşı suçlardan" yargı önüne çıkarılmasını talep etti.

- Arakanlı Müslümanlara etnik temizlik

BM'ye göre, 25 Ağustos 2017'den sonra Arakan'dan kaçmak zorunda kalarak Bangladeş'e sığınanların sayısı 700 bini aştı. Uluslararası insan hakları kuruluşları, yayınladıkları uydu görüntüleriyle yüzlerce köyün yok edildiğini kanıtladı.

Arakanlıların topraklarına dönüşü için Myanmar ve Bangladeş hükümetleri arasında imzalanan anlaşma, yerinden edilenlerin durumlarını belgelendirmeleri mümkün olmadığı için uygulamada işlevsiz kalıyor.

BM ve uluslararası insan hakları örgütleri, Arakanlı Müslümanlara yönelik şiddeti "etnik temizlik" ya da "soykırım" olarak adlandırıyor.

Uluslararası medya ve kuruluşların Arakan eyaletine girişini ciddi oranda kısıtlayan Myanmar hükümeti, bugüne kadar Arakanlı Müslümanların geri dönüşlerine ilişkin verdiği sözleri de yerine getirmedi.

Bangladeş'e sığınan Arakanlı Müslümanlar ve insan hakları örgütleri, gerekli güvenli ortam sağlanmadan bu kişilerin Myanmar'a dönmelerinin, yeni bir etnik temizlik kampanyasına yol açacağı endişesini taşıyor.

En Çok Aranan Haberler