Arap Baharı, Kürt baharına dönüştü

MHP Grup Başkanvekili ve Mersin Milletvekili Mehmet Şandır, Mersin Gazeteciler Cemiyeti'nde düzenlediği basın toplantısında Suriye ve Türkiye ilişkileri ve terör sorununu değerlendirdi. Suriye'de akan kanın sorumlusunun Türkiye değil, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan olduğunu söyleyen Şandır, Arap Baharı dalgasının Kürt Baharı dalgasına dönüştüğünü de iddia ederek, "Bu Kürt baharı Türkiye'nin felaketidir, sonudur" dedi.

KÜRDİSTAN'A ONAY VERDİ!

Şandır, Başbakan Erdoğan'ın Büyük Ortadoğu Projesi kapsamında Kürdiastan'ın kurulmasına kontrollü bir şekilde ikna edildiğini öne sürerek, AK Parti'nin ve Başbakan Erdoğan'ın "Kürdistan'ın kurulmasına onay verip vermediğine" yönelik soruları yanıtlaması gerektiğini söyledi.

SORUMLU ERDOĞAN

MHP Grup Başkanvekili ve Mersin Milletvekili Mehmet Şandır, Suriye'nin geldiğimiz noktada tutanın elinde kaldığını dile getirerek, "Suriye devlet kontrolünden çıkmıştır. Ve Suriye'de muhalefet en çok Türkiye'ye kızmaktadır. Çünkü Türkiye muhalifleri cesaretlendirmiş fakat desteklememiştir. Esad'dan sonra oluşturulacak bir yönetim Türkiye'nin dostu olmayacaktır. Orada akan kanın sorumlusu Türkiye değil, Başbakan Erdoğan'dır" dedi.

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Grup Başkan Vekili Mehmet Şandır, MHP Mersin Milletvekili Ali Öz ve bir grup partili ile birlikte Mersin Gazeteciler Cemiyeti'nde basın toplantısı düzenledi. Şandır, Ortadoğu'da yaşananlar ve terör sorunu üzerine yaptığı değerlendirmede Arap Baharı diye başlayan ve yayılan dalganın Kürt Baharına dönüştürüldüğünü ve önümüzdeki günlerde Türkiye'yi ciddi bir sorunun beklediğini söyledi.

Ülke huzuru ve güvenliği konusunda ciddi bir endişe olduğunu savunan Şandır, Suriye'de yaşanan iç savaş ve Hakkari'de başlatılan isyan provasının Türk halkında öfke yarattığının altını çizdi. Sağduyu çağrısı yapan Şandır, ülkenin huzuru için herkese sorumluluk düştüğünü vurguladı. Mehmet Şandır şunları söyledi, "Suriye'de iç savaşı planlayanlarla PKK'yı Türkiye'ye saldırtanlar aynı mihraklardır. PKK'nın elindeki silahlarla Suriye'de kullanılan silahların aynı menşeli olduğu, incelendiğinde görülecektir. Bu silahları verenlerin amaçları bölgeyi yeniden düzenlemek ve kendi çıkarlarının koruyucusu ikinci bir İsrail mahiyetinde bir 'Kürt Devleti'ni kurmaktır. 17 Aralık 2010 tarihinde Tunus'tan esmeye başlayan başkaldırı rüzgarı, Ortadoğu ve Kuzey Afrika'yı lime lime etmiş, deyim yerindeyse taş üstünde taş bırakmamıştır. İstikrarsızlık ve düzensizlik hali ülkeleri alabora etmiş, yüzyıl önce çizilen haritalar yeniden belirlenmek üzere küresel emperyalizmin masasına serilmiştir. Kabil'in, Mogadişu'nun, Trablus'un, Kahire'nin, Bağdat'ın, Tahran'ın, Bosna'nın, Şam'ın, Üsküp'ün, Gazze'nin ve hatta Ankara'nın geleceğine ipotek koymayı akıllarından çıkarmayan küresel güçler, emellerinden hiçbir zaman vazgeçmemişlerdir. 15 Mart 2011 tarihinde Suriye'nin Deraa kentinde Esad yönetimini protesto etmek amacıyla toplanan küçük bir kalabalığın fitilini ateşlediği hareket, bugün yerini iç savaşa bırakmıştır. Artık kardeş kardeşi boğazlamaktadır. Hükümet, bu sonucu başlangıçta öngörmemiş ve yanlış pozisyon almıştır. Dostluk, kardeşlik işbirliği politikalarından düşmanlık pozisyonuna geçilmiştir. MHP olarak ilk günden bu yana hükümeti bu konuda uyardık, muhaliflerle hükümet arasında arabuluculuk yapmasını, Suriye yönetimini reform yapmaya ikna etmesini önerdik. Ancak AK Parti Hükümeti bunun tam tersini yaptı, akşam dostlukla yattılar, sabah düşmanlıkla kalktılar."

MEŞRU OLMAYAN BİR YAPI İNŞA EDİLDİ

İran, Türkiye, Irak ve Suriye topraklarında dört parçalı 'Büyük Kürdistan'ın planlandığını ileri süren Mehmet Şandır, sözlerine şöyle devam etti: "Suriye'nin kuzeyindeki tehlikeli oluşumlar, bölücü terör örgütü PKK ve uzantısı PYD'nin otonom hareketleri, sınırlarımızın hemen bitişiğinde varlığımız açısından meşru olmayan bir yapının inşasına yol açmıştır. Ortaya çıkan son görüntüler bizim açımızdan sürpriz değildir. 'Esat' gitsin derken Sayın Başbakan, acze düşen Suriye yönetiminin bıraktığı boşluğun PKK tarafından doldurulacağını öngörememiş olmasını kabul etmek mümkün değildir. Geldiğimiz süreçte Irak'ın toprak bütünlüğü korunamadıysa, Suriye'nin de aynı akıbete uğrama riskiyle yüz yüze kaldığını görmek gerekmektedir. Buradan soruyorum; Irak'ın ve Suriye'nin toprak ve siyasi bütünlüğü korunamazsa Türkiye'nin birliği ve bölünmez bütünlüğü nasıl korunacaktır?"

BAŞBAKANA KRİTİK SORU

Mehmet Şandır, "AK Parti, Büyük Ortadoğu projesi kapsamında Kürdistan'ın kurulmasına ikna olmuştur. MHP olarak çağrıda bulunuyoruz: AK Parti'nin ve Başbakan Erdoğan'ın "Kürdistan'ın kurulmasına onay verip vermediğine" yönelik soruları yanıtlaması gerektiğini bir kez daha dile getiriyoruz. Bizler tüm farklılıklarımızla sağduyulu bir şekilde yaşıyoruz. Farklılıkları kimlikleştirmek tehlikelidir" dedi.