HABER

Arap Baharı ve Kürtler

BBC muhabiri Gabriel Gatehouse, Kuzey Iraklı Kürtlerin demokrasi mücadelesini anlatıyor.

Gabriel Gatehouse

BBC muhabiri

Şubat 2011'de Kuzey Irak'ın ikinci büyük kenti Süleymaniye'de binlerce kişi sokaklara döküldü.

Orta Doğu'da yaşanan diğer olaylardan ilham almışlar ve halkın gücünün küçük ama güçlü bir seçkin grubunun onlarca yıldır devam eden yolsuzluklarına son verebileceğini düşünmüşlerdi. Ancak Tunus ve Mısır'dakinin aksine Kürtlerin talepleri karşılık bulmadı ve demokrasi yanlısı prostolar iki ay sonra acımasız bir şekilde bastırıldı. 16 yaşındaki oğlu Sirkew'in mezarı başında ağlayan Konca Kadir "Ona dışarı çıkma demiştim" diyor: "O'na dedim ki Sirkew rüyamda gördüm. Ateş etmeye başlarlarsa dışarı çıkma dedim." Ama Sirkew dışarı çıktı ve gösterilere katıldı. Bir eylemcinin cep telefonuyla kaydettiği görüntülerde tüfekli ve tabancalı bir grup dikkat çekiyor. Gruptan biri doğrudan kalabalığın üzerine ateş açıyor. İki genç yere yığılıyor. Bu gençlerden biri üzerinde kırmızı kazak bulunan Sirkew. Sirkew aldığı yaralardan akşam öldü. Şimdiye kadar ne Sirkew'in ne de protestolar sırasında hayatını kaybeden diğer dokuz kişinin ölümünden kimse sorumlu tutuldu.

Peşmerge'nin rolü

Ama anne-babası oğullarını kimin öldürdüğünü bildiklerini söylüyor: Kuzey Irak'taki iki ana siyasi parti olan Kürdistan Demokratik Partisi ve Kürdistan Yurtseverler Birliği'ne bağlı milisler. Bu partiler, 1970 ve 80'li yıllarda Saddam Hüseyin'e karşı yürütülen gerilla mücadelesinden doğdu. Peşmerge (Kelime anlamı ölümün arkasından gidenler) 1991'de Saddam Hüseyin'in güçlerini Kuzey Irak'tan sürdü. Peşmerge Kürdistan Özerk Yönetimi'nin savunma gücü ve Kürt ulusal benliğinin yaşamsal bir parçası. Süleymaniye'deki kasetçilerden Peşmerge şarkıları yükseliyor. Peşmerge'nin gücü ne dense abartılmış sayılmaz. Bölgenin önde gelen bağımsız gazetelerinden Awane'nin editörü Assos Hardi, "Herşey bu iki partinin denetiminde" diyor: "Hükümet, hatta sivil toplum örgütleri bile onların hakimiyetinde. Askeri güçler, güvenlik, ekonomi, eğitim herşey." 1990'larda Saddam Hüseyin'in Kuzey Irak'tan uzaklaştırılmasından sonra iki Peşmerge partisi hakimiyet kurmak için birbirleriyle savaştı. Şimdi ateşkes halindeki bu partiler, seçim sandığındaki hakimiyetlerini sürdürmek için birleşmiş durumdalar. 2009'daki seçimlerde KDP ve KYP açık bir farkla Kürdistan Parlamentosu'ndaki sandalyelerin çoğunu elde etti. Ama Goran (Değişim) adlı partinin ortaya çıkışıyla eskisine göre daha az sandalye kazandılar.

'Adamınızı yoksa iş bulamazsınız'

Süleymaniye'de öğretmenlik yapan 30 yaşındaki Şina Abdullah, "Bağlantılarınız yoksa iş bulmak zor" diyor. Abdullah antropoloji okumuş. İngiltere ve Amerika'da eğitim görmüş. Aslında ilkokulda değil, üniversitede ders vermesi gerektiğini söylüyor. Ama ülke dışında 10 yıl geçirdiği için siyasi partilerle bir bağlantısı yok. Abdullah, "Aslına bakılırsa herhangi birşey yapmak çok zor. Bir makale ya da kitap yayımlatmak için bile parti üzerinden gitmeniz gerekiyor. Tanıdıklarınızın olması lazım. Birçok kişi geliyor, birşeyleri değiştirmeye çalışıyor ama sonunda pes ediyor. İnanılmaz zorluklarla karşılaşıyorsunuz." diyor. Kürt bölgesi yoksul değil. Zengin petrol ve doğalgaz kaynakları var. Ama Şina Abdullah ve diğer protestocular hükümetin bu zenginliği halka adil paylaştırmadığını söylüyor. Abdullah, Kürtlerin kurtarıcısı olan Peşmerge'nin artık Kürt halkının çıkarlarına hizmet etmediğini söylüyor: "Yaptıkları herşeyi kendi çıkarları için yapıyorlar. Başka yerlerde kendilerine süpermarketler, hastaneler satın alıyorlar. Heryerde banka hesapları var." Ama Irak'ta herşey göreceli.

Kürt bölgesi güvenli ve istikrarlı. Bu da ekonomik açıdan yeni fırsatları beraberinde getiriyor.

Birçoklarına göre bu fırsatlar, protestocuların taleplerini gölgede bırakıyor. Kürdistan Parlamentosu'nun Başkanı ve KDP üyesi Kemal Kerküki, "Partidekilerin güçlü olduğu doğru. Ama güçleri diktatörlükten kaynaklanmıyor. Bu gücü onlara halk verdi. Kürdistan halkının çoğunluğu onlarla birlikte." diyor.

'Kuzey Irak model olabilir mi?'

Kerküki ve Kürt hükümetindeki diğer yetklililer, Kürdistan Özerk Yönetimi'nin baskıcı liderlerini deviren halklar için model oluşturabileceğini söylüyor.

Ama birçok Kürt böyle düşünmüyor. Saddam Hüseyin'i uzaklaştırdıktan 20 yıl sonra Arap Baharı'ndan ilham almaya çalışıyorlar. Mısır ve Tunus'takinin aksine Kürt protestocular başarısız olmuş ya da güç kaybetmiş görünüyorlar - an azından şimdilik. Assos Hardi'ye göre, bunun nedenlerinden biri zor kazanılan özgürlükleri kaybetme korkusu: "Kürtler için öz yönetim yeni birşey. İktidar partileri bu oyunu çok akıllıca oynuyorlar. 'Eğer biz gidersek, bölgesel hükümet de gidecek Kürtlerin Irak içindeki statüsü de ortadan kalkacak. Herşeyimizi kaybedeciğiz' diyorlar ve halkı buna inandırmaya çalışıyorlar." Kuzey Irak, Arap Baharı'ndan 20 yıl sonra Tunus, Mısır ve Libya'nın gelebileceği noktanın emsali olabilir. Ama Assos Hardi, ortada özenilecek bir modelin olmadığını söylüyor: "Eğer bizim gibi olurlarsa, durumu değiştirmek için başka bir bahara ihtiyaçları olacak."

En Çok Aranan Haberler