İSTANBUL (AA) - HALİS AKYILDIZ - İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa Sağlık Bilimleri Fakültesi Odyoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Ahmet Ataş, Suriyeli işitme engelli çocuklara koklear implant (biyonik kulak) uygulandıktan sonraki sürece ilişkin, "Terapi sürecinde yabancı dil dolayısıyla rehabilitasyon eğitimi veremediğimiz için ameliyatın faydasını da yeteri kadar göremiyorlar. Bu hasta grubuyla ilgili süreçte Arapça bilen terapistlere ihtiyacımız var." dedi.
Prof. Dr. Ataş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, koklear implantın etkisini göstermesi için çocuğun terapi görmesi gerektiğini söyledi.
Uygulamanın ardından "işitsel rehabilitasyon" diye adlandırılan terapi sürecinin yapılamaması durumunda işlemin eksik kalacağını vurgulayan Ataş, "Çünkü çocuğa yeni bir işitme şekli oluşturuyorsunuz, beynini o yeni işitme şekline uygun hale getirmeniz lazım. Onun için çocuk eğitim almak zorunda. Odyologlar tarafından yapılan işitsel rehabilitasyonla çocuğa nasıl duyması gerektiğini öğretemezseniz o zaman süs gibi kalıyor." diye konuştu.
Ataş, zor bir işi başardıklarına dikkati çekerek, ameliyatın çocuklara yapıldığını ancak terapi sürecinde eğitimle ilgili bir madde konulmadığı için işitsel rehabilitasyon veremediklerini bildirdi.
- "Bu çocukları eğitim alabilir hale getirmemiz lazım"
Türkçe bilmeyen Suriyeli annelerle iletişimde sıkıntı yaşadıklarını aktaran Ataş, şunları anlattı:
"Çevrede Arapça bilen var mı diye arayıp bularak tercümanlık yaptırmaya çalışıyoruz ama bu şekilde eğitim verilemez. Çünkü uygulama yapmanız, anneye pratik yaptırmanız lazım. Dolayısıyla bu işte çalışan, Arapça bilen kişilere ihtiyacımız var. Bunu sağlamaya çalışıyoruz ama maalesef altyapı olarak bunu gerçekleştiremiyoruz. Suriyeli işitme engelli çocuklara koklear implant uyguluyoruz. Terapi sürecinde yabancı dil dolayısıyla eğitim veremediğimiz için ameliyatın faydasını da yeteri kadar göremiyorlar. Anadilde yapılacak eğitim her zaman daha iyi sonuç veriyor. Bu hasta grubuyla ilgili süreçte Arapça bilen terapistlere ihtiyacımız var."
Prof. Dr. Ataş, öğrencilerin arasından Arapça bilenlerden destek aldıklarını ancak bunun her zaman mümkün olmayabildiğini aktararak şunları kaydetti:
"Bu çocukları bir an önce eğitim alabilir hale getirmemiz, bunun için de rehabilitasyon vermemiz lazım. Bu çocuklarda eğitim olanağını sağlayabilirsek hızlı bir şekilde onların dil gelişimlerini yakalama şansına sahip oluruz. Üniversite olarak bu yönde bir talebin olması durumunda bu eğitimi yaptırabiliriz. Arapça bilen, bu konuda belli çalışmalar yapabilecek niteliklere sahip üniversite mezunu kişileri eğiterek bu çocukların sorununu çözecek hale getirebiliriz. Henüz maalesef bir şey yapamadığımız için bu çocuklar yeteri kadar eğitim alma şansını yakalayamıyor. Ümit ederim önümüzdeki dönem bu sorunların çözülmesi konusunda fikir birliği oluşur. Biz de bu konuda görev almaktan memnun oluruz."
- "Türklerde bir ayda aldığımız sonucu Suriyelilerde bir yılda zor alıyoruz"
Ameliyattan sonraki süreçte Arapça bilen terapistlerin eğitimiyle rehabilitasyon sürecinin daha etkili olacağına vurgu yapan Ataş, çocukların daha iyi eğitim alarak konuşabileceğini söyledi.
Prof. Dr. Ahmet Ataş, ameliyat sonrası tercüman aracılığıyla anneye yapması gerekenler konusunda bilgi verdiklerini aktararak, "Fakat tercüman konuyu bilmediği için anneye ne kadarını aktarıyor, emin değiliz. Öyle olunca da anne uygulamasında ne kadar doğru yapıyor? Dil nedeniyle süreci takip edebilme şansımız olmuyor. Dolayısıyla Türk çocuklarda bir ayda aldığımız sonucu Suriyeli çocuklarda bir yılda zor alıyoruz. Çok daha yavaş ilerleme gösteriyorlar." değerlendirmesinde bulundu.
- Öğrenciler Arapça öğrenmeye teşvik ediliyor
Koklear implant uygulaması bedelinin karşılandığını ancak rehabilitasyon eğitim süreci bedelinin ödenmediğini dile getiren Ataş, ailelerin ekonomik açıdan zorlandığını ifade etti.
Ahmet Ataş, terapi sürecinde işitme engelli çocuğun yaşamına dokunacak bir sürecin söz konusu olduğuna işaret ederek, sözlerini şöyle tamamladı:
"Onu anneye doğru ifade ettiğinizde ve anne doğru yaptırdığında çocuğun tüm yaşamını değiştirecek bir süreç. Üniversite eğitimi almış Suriyeliler var. Bunların arasında güzel Türkçe konuşan epeyce insan var. Onlara bu eğitim konusunda daha çok bilgi versek ve onları bu amaçla kullanabilsek Suriyeli çocuklar için çok daha rahat iletişim kurabilme şansı sağlarız. Suriyelilerin dışında Lübnan, Mısır, Libya, Suudi Arabistan ve Türki cumhuriyetlerinden ciddi hasta potansiyelimiz var. Arapça konusunda zorlanıyoruz. Öğrencilerimize sürekli 'Eğitim alırken bir yandan gidin Arapça kurslarına katılın, Arapça öğrenmeye çalışın.' diyoruz. Çünkü ileriye yönelik ciddi potansiyel var."