Telefonun özelliği, öncelikle neredeyse hiç güç tüketmemesi, yani güç tüketimini azaltma konusunda da önemli bir adım atan araştırmacılar, gereken enerjiyi de çevredeki ışık ve radyo dalgalarından elde ederek, problemi çözmüşler.
BİNLERCE KAT DÜŞÜK ENERJİ GEREKİYOR
Standart telefonların en çok güç harcadığı noktalardan birisi analog sesi, dijital hâle getirmek. Araştırmacıların bir makale yayımlayarak tanıttıkları buluş, bu süreci gerçekleştirmiyor. Bunun sebebi de, gereken enerjinin çevreden elde edilememesi.
Bugün kullandığımız bir akıllı telefon, ekran, kablosuz erişim, güçlü işlemci ve depolama birimi gibi birçok özellik sebebiyle anlık olarak 2 ile 6 Watt arasında enerji tüketirken, bu telefon birkaç mikroWatt kullanıyor. Yani enerji gereksinimi binlerce kat düşük.
BAS KONUŞ SİSTEMİYLE TELSİZE DAHA YAKIN
Peki sesi dijital yapmadan nasıl iletiyorlar? Bu cihazı hâlihazırda elde olan teknikleri birleştirmekten farklı yapan da bu kısmı; telefonun mikrofonundan ve hoparlöründen ufak titreşimleri yakalayan, gelen, giden sinyalleri şifreleyen bir yöntem ortaya çıkartmışlar. Ancak bu telefonun aynı anda ses alıp vermesini önlüyor. Dolayısıyla, bir telsizde olduğu gibi konuşurken ve dinlerken bir düğmeye basmak gerekiyor. Bu anlamda, cihaz telsize daha yakın.
Özel bir baz istasyonundan gönderilen radyo frekanslarını kullanan cihaz, bunu içindeki ufak bir güneş hücresiyle gerçekleştiriyor. Yani bu telefonun yaygınlaşması için baz istasyonlarına ve kablosuz yönlendiricilere bu sistemin kurulması gerekiyor.