Kahve içmek sadece güne enerjik başlamak için değil, aynı zamanda ruh halimizi de olumlu etkileyebilir. Araştırmalar, kahvenin depresyon riskini azaltma potansiyeline sahip olduğunu gösteriyor. Kahve içmenin, pozitif duyguları artırma ve depresyon riskini azaltma potansiyeline sahip olduğu yönündeki bulgular, bu içeceğin sadece bir içecek olmanın ötesindeki etkilerini gözler önüne seriyor.
Beslenme ve Diyet Uzmanı Diyetisyen Sena Çelebi, kahve tüketiminin faydaları ve zararları hakkında bilgilendirmede bulundu.
Kahve tüketimimin faydalarını anlatan Beslenme ve Diyet Uzmanı Diyetisyen Sena Çelebi, “Yapılan bazı çalışmalara göre günde 1 fincan kahve içmek, depresyon riskini yaklaşık yüzde 10 azaltmaktadır ve daha mutlu hissetmenizi sağlamaktadır. Araştırmacılar kahvenin bu etkisini kafeinden daha çok içerdiği antioksidanlara borçlu olduğunu vurgulamaktadır” dedi.
Kahve tüketiminin tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de oldukça fazla olduğunu söyleyen Dyt. Çelebi, “Özellikle ülkemizin başlıca kültürü olan Türk Kahvesi birçok ortamın vazgeçilmezidir. Kimi kişiler Türk Kahvesi ve diğer kahve çeşitlerini sade tüketirken kimileri de şekerli veya aromalı tüketmektedir ve bu tüketim giderek artmaktadır. Kahve, kafein haricinde yaklaşık 400 kimyasal, eser miktarda antioksidan, niasin, bazı mineraller, tanen ve karamelize olmuş şeker içermektedir. Kahvenin kendisi kalori içermez ancak süt, krema ve şeker eklenmesiyle kalorisi artmaktadır’’ şeklinde konuştu.
Kafeinin uyanık kalmamızı sağlayabileceğine değinen Dyt. Çelebi, “Kafein beynimizde var olan ve uyumamızı sağlayan adenozin adlı bir molekülü bloke eder ve dolayısıyla bizi uyanık tutmaya yardımcı olur. Adenozin bloke olduğunda kafein beyinde depresyon riskini azaltan ve ruh durumunu iyileştiren dopamin ve glutamin adlı iki doğal uyarıcı molekülün üretilmesini sağlar. Sonuçta daha yüksek enerji seviyesine sahip olursunuz ve yüksek seviyelerde çalışma gücü elde edebilirsiniz” ifadelerini kullandı.
Spor yapanlarda özellikle yağ yakımını hızlandırmak için spordan en az 30-40 dakika önce kafein alınabileceğini dile getiren Dyt. Çelebi, “Spor öncesi alınan kafein yağ yakımını artırmakta ve performansı güçlendirmektedir. Yapılan bazı çalışmalara göre kahve içmek depresyon riskini azaltmaktadır. Günde 1 fincan kahve içmek depresyon riskini yaklaşık yüzde 10 azaltmaktadır ve daha mutlu hissetmenizi sağlamaktadır. Araştırmacılar kahvenin bu etkisini kafeinden daha çok içerdiği antioksidanlara borçlu olduğunu vurgulamaktadır” ifadelerine yer verdi.
Aşırı miktarda kahve tüketiminin zararlarından bahseden Dyt. Çelebi, aşırı kahve tüketiminin zararlarını şöyle sıraladı:
“Kahve kan basıncını artırdığı için tansiyon yüksekliğine ve çarpıntıya neden olmaktadır. Uykuya dalmak zorlaşır ve uyku süreniz kısalabilir. İdrara çıkışı artırmaktadır ancak diüretik etki kafeinin miktarına bağlıdır. Kafein alımı artıkça, sıvı atım miktarı da artmaktadır. Bu durum erkeklerde prostat problemleri ile ilişkili olabilmektedir. Gebe ve emziren annelerin çok fazla kahve tüketmeleri düşük riskini artırmakta ve anne sütü üretimini olumsuz etkilemektedir. Bu yüzden gebe ve emziren anneler kahve tüketmek isterlerse kafeinsiz kahve tüketmeleri gerekmektedir. Çok fazla miktarda kahve tüketmek idrarla kalsiyum atımını artırmaktadır. Bu kaybı dengeleyebilmek için aşırı kahve tüketen kişiler, kalsiyum zengini besinlerden bol miktarda tüketmeye dikkat etmelidirler.”
Günlük kahve tüketimimin ne kadar olması gerektiğinin altını çizen Dyt. Çelebi, “Kahve tüketiminin olumlu ve olumsuz etkileri göz önünde bulundurulduğunda günlük alınabilecek maksimum kafein için; kahve tüketiminizi günlük 2 fincanla sınırlı tutmanız sağlık için olumlu olacaktır. Kafeinsiz kahve tüketiyorsanız bu ölçü biraz daha artırılabilir” diye konuştu.
İHA