Arıcılığın Zirvesi Beykoz’da

İstanbul’un kestane balı üretim merkezi olarak kabul edilen Beykoz, 1’inci Uluslararası Apiterapi Kongresi`ne ev sahipliği yapıyor. Yerli ve yabancı birçok bilim insanı ve arıcı bu kongrede buluştu.İstanbul’un kestane balı üretim merkezi olarak kabul gören Beykoz, 1’inci Ulusal Apiterapi Kongresi ve Türkiye-Ukrayna Apiterapi Zirvesi’ne ev sahipliği yapıyor. Apiterapi Derneği, Beykoz Kaymakamlığı, Beykoz Belediyesi, Medipol Üniversitesi, Beykoz Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü ve Yöntem işbirliğiyle bir otelde düzenlenen kongreye, yerli ve yurt dışından 150 kadar bilim insanı katıldı. Kongrede Apiterapi Derneği Başkanı Yrd. Doç. Dr. A. Timuçin Atayoğlu ve alanında uzman birçok bilim insanı, apiterapinin ulusal ve uluslararası alanda sağlık ve ticaret açısından önemini anlatan konuşma gerçekleştirdi. Kongreye sağlık ve apiterapi konusunda uzman birçok isim ve Beykoz Belediye Başkan Yardımcısı Salih Öztürk de katıldı. Öte yandan kongrede apiterapi alanında görev yapmaya yetkin isimler de sertifikalarını düzenlenen törenle aldı.“Beykoz kestane balı üzerine ciddi bir üretime sahip”Beykoz’un 160 tona yakın bir bal üretimi olduğuna dikkat çeken Beykoz Belediye Başkan Yardımcısı Salih Öztürk, “Beykoz Belediyesi olarak bölgemizde bulunan arıcılara 2013 yılında başlattığımız bir kampanya ile kovan dağıtımı yapmıştık. Bu belki amatörce bir iş fakat zaman içerisinde aldığımız bilgileri aktararak daha kaliteli balın ne şekilde olması gerektiği üreticilere öğretildi ve sertifikalandırılması yapıldı. Belediyemiz üreticilere bu tür destek sağladı. Beykoz kestane balı üzerine ciddi bir üretime sahip bölge. Yaklaşık 400’e yakın üreticimiz, 12 bin kovan ve 160 tona yakın bal üretimimiz bulunmakta. Türkiye’de sahte bal konusu da meşhurdur, biz bunun da önüne geçmek için ürünlerin daha hijyen şartlarda üretilip halkımıza sunmak istiyoruz” ifadelerini kullandı.Arıcalar kaliteli balın peşindeArıcılara düşen görevin kaliteli bal üretimi olduğuna dikkat çeken ve bal üreticisi olan Saim Ahmet Gürel, “Apiterapi tamamlayıcı tıp anlamına geliyor. Burada biz arıcılara düşen görev ise hekimlerimize kaliteli arı ürünlerini sunabilmek. Burada kastımız ilaç kullanılmamış, doğal yetiştirilmiş bal, propolis, polen ve arı sütü gibi ürünlerin hekimler vasıtası ile hastalar üzerinde sağlıklı olarak kullanılabilmesi” dedi.“40 TL’nin altındaki balın doğal olma ihtimali yok”Sahte bal hakkında dikkat edilmesi gereken kriterlere değinen gıda mühendisi Ahmet Yaşar Dilmaç, “Balın sahte olup olmadığını anlayabilmek için mutlaka laboratuar analizi gerekiyor. Başka hiçbir yöntemle balın üretim tekniği ya da içeriği konusunda bilgi sahibi olmamız mümkün değil. Bazı geleneksel yöntemlerle balın kalitesi ile alakalı tüketiciler bir karar verebilirler. 35-40 TL gibi fiyatların altında balın doğal olma ihtimali yok. Türkiye şartlarında bir balın üretim maliyeti 20 TL’ler seviyesinde. Üretici bunu tüketiciye sunacağı zaman en az 2 kat fiyatla bunu sunabilmesi lazım ki kar elde edebilsin. Üst limit olarak da 150 TL civarında bir fiyatı baz alabilir. Bu da bazı özel ballar için geçerli olabilir. Şeker hastalığı gibi hastalıklar için kullanılacaksa balın öncelikle yan etkisi olmayan ve vücuda ciddi manada enerji veren birçok temel besinin, mineralin kaynağı olan ürünler bunlar” diye konuştu.Apiterapi nedir?Ülkemizde Sağlık Bakanlığı’nın destekleyici ve tamamlayıcı tıp uygulamaları kapsamında onay verdiği apiterapi hem hastalık önleyici hem de tedaviyi tamamlayıcı bir yöntem olarak kullanılıyor. Arılardan elde edilen, bal, polen, bal mumu, arı sütü, propolis, arı zehiri gibi ürünlerin sağlık koruyucu ve iyileştirici olarak kullanıldığı geleneksel bir terapi yöntemi olan apiterapi, sağlıklı yaşamı desteklemek ve bazı kronik hastalıkların tedavisine destek olarak kullanılıyor.