Arınç: Aile yapısını dinamitlemeye çalışanların karşısındayım

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, son yıllarda aile yapısının erozyona uğradığını belirterek, “Aile yapısını dinamitlemeye çalışan ne olursa, onun karşısındayım. Elimdeki bütün imkanları buna karşı koymak için kullanırım.” dedi.

Diyanet İşleri Başkanlığı ile TRT Genel Müdürlüğü arasında, Ramazan ayında TRT Diyanet adıyla yayına başlayacak olan Diyanet TV’nin protokolü imzalandı. Protokol imza törenine Başbakan Yardımcıları Bekir Bozdağ ile Bülent Arınç da katıldı. Arınç, burada yaptığı konuşmada Diyanet’in çok önemli bir kurum olduğunu belirterek, “Cumhuriyetin ilk kurumlarından ve o dönemlerde çok daha güçlü, itibarlı kurumlarından birisi. Bugün de Anayasamız içerisinde yer alıyor… Bugün kabul edilmiş protokol içerisinde Sayın Başkanımızın yeri her ne kadar biraz arkalarda kalmış olsa bile bu eksiklik kısa zamanda düzeltilecektir ve Diyanet İşleri Başkanımız, kurumun Cumhuriyet dönemi içindeki gücü ve itibari oranında protokolün en ön sıralarına gelecektir.” dedi.

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından yapılan Aile Yapısı Araştırması'na göre toplumun yüzde 91’inin televizyon izlediğini kaydeden Arınç, “Televizyon izleme saatleri de korkunç. Avrupa’dan çok daha öndeyiz.” diye konuştu.

Film, pornografi ve şiddet konusunda çok şikayet geldiğini kaydeden Arınç, şöyle devam etti: “Bunu daha önce de görüştük, konuştuk. Televizyonlarda, gazetelerde bu sözlerimizi doğrudan verenler olduğu gibi çarpıtarak verenler de oldu. Mesela, 'dikkatle takip ediyorum' demişim. O dizinin akıbeti ne olacak diye yaprak falı tutmaya başladılar. Bitecek mi, bitmeyecek mi? İyi, doğru ve güzel şeyleri hepimiz alkışlıyoruz. Bizim bir aile yapımız var. Bu aile yapısını korumak zorundayız. Aile yapısına değer vermek zorundayız.Türk halkı aile yapısına çok önem verir veya verirdi. Ben toplumun büyük kısmının aile üzerinde hassasiyet gösterdiğine inanıyorum. Bizi var eden güçlü ailemiz. Ailenin temel ayakları var. Sevgi, sadakat, bağlılık, inanç, ahlak, iyi evlat yetiştirmek, anne babaya saygı, küçüklere sevgi. Bunlar olursa ailede huzur oluyor.”

“AİLE YAPISINI DİNAMİTLEMEYE ÇALIŞAN NE OLURSA KARŞISINDAYIM”

Son yıllarda aile yapısında bir erozyon başladığını kaydeden Arınç, “Giderek kötü örneklerin hepimizi rahatsız ettiğini bilmeliyiz. Aile yapısını dinamitlemeye çalışan ne olursa, onun karşısındayım. Elimdeki bütün imkanları da buna karşı koymak için kullanırım. Bu benim görevimdir. Kim aile yapısının altına lağım kazıyorsa, kim dinamit koyuyorsa, kim yedire yedire ama sonradan acısını çıkaracak şekilde bir propaganda bombardımanına tabi tutuyorsa, lüks hayat özlemini artırıyorsa, insanlara farklı dünyaları ideal olarak göstermeye kalkıyorsa, ben ondan sıkıntı duyarım. Evden kaçan kızların söylediklerini bir kenara toplayın; bir başkasının sadece kendisini örnek aldığı bir şahsiyet olarak hayatına ideal seçtikleri insanların akıbetine uğrayan kızlarımızın söylediklerini bir kenara koyun, evlenmeyi kısmet olarak görenlerin, nikahsız birliktelikleri teşvik edenlerin söylediklerini bir kenara koyup buna karşı koymak zorundayız.” dedi.

Arınç, nikahı baş belası olarak gösteren bir anlayışa ‘ne kadar güzel’ demenin mümkün olmadığını vurguladı. Arınç, “RTÜK’ün yayın ilkeleri var. Kanun bana bu yayın ilkelerini gözetme görevi vermiş. Bu yayın ilkelerinde ne varsa onu yerine getirmek benim vazifemdir. Kimse beni vazifemden alı koymasın. Dolayısı ile bu diziler vesaire konusunda yaptığımız ve yapacağımız her işte yol göstericimiz kanundur ve yayın ilkeleridir.” dedi.

“ALLAH CEZANIZI VERSİN, YILLARCA BÖYLE ALAY ETTİLER”

Dinin hayatın bir gerçeği olduğunu belirten Arınç, geçmişte laikliği tarif edenlerin dini insanların vicdanına hapsettiğini söyledi. Türkiye'de 60’lı, 70’li hatta 80’li yılların gazetelerinde karikatürlerde din adamlarının ‘kazma dişli’, uzun sakallı, ‘paçalarını sıyırmış, ayaklarında takunya, bir elinde ibrik, gözleri çakmak gibi, küçük bir kız çocuğu görse arkasında koşacak biçimde’ gösterildiğini söyleyen Arınç, “Allah cezanızı versin. Yıllarca böyle karikatürize ettiler, yıllarca böyle alay ettiler. Din adamı dediğimiz meselede algıyı bu tarafa yönlendirdiler. Ben bunların şahidiyim. Siz de arşivlere girin…” çağrısında bulundu.

Diyanet TV’nin yapacağı her programın izleyicisi olacağını söyleyen Arınç, “Yeter ki, bazı Arap ülkelerinde olduğu gibi, gittiğimiz zaman televizyonlardan izliyoruz, hoca efendi oturmuşlar saatlerce konuşuyorlar. Vallahi ben sabredemiyorum, kapatıyorum. Böyle bir yayın olmaz… Yani kaymaklı kadayıf olsa her gün çekilmiyor.” dedi.

“HER MALIN ALICISI VARDIR, YETER Kİ SATMASINI, İLGİ ÇEKMESİNİ BİLİN”

Sadece dikkat çekmek uğruna marjinal düşüncelerle program yaptığını zannedenlerin arkasındaki kitleleri hüsrana uğrattıklarını herkesin bildiğini kaydeden Arınç, “O yüzden onların yerine daha iyisini yapmak zorundayız. Biz TRT olarak bunu ilke edindik. Filan dizi çok tuttu, ama o dizide şu yanlışlıklar var. Ne söylesek kar etmiyor o zaman daha iyisini biz yapacağız. Şu dizi çok ilgi çekti. Bundan daha iyisini biz yapacağız. Bu konuda yarışacaksınız. Her malın alıcısı vardır. Siz yeter ki satmayı bilin. Yeter ki ilgi çekmeyi bilin. Diyanet TV eğer çocuğa, kadına, erkeğe, aileye güzel programlar sunabilir ve sindire sindire bunu başarabilirse (herkesin 5-10 saat seyretmesine de gerek yok). Bir yerde öğrenebileceği bir gerçek onun hayatının tanzim edilmesine yol açabilecektir. Bize düşen hakikatleri söylemektir, gerçeği anlatmaktır.” dedi.

“HEM SAKAL OLACAK HEM KRAVAT OLACAK”

Müftü ve imamların profilinin değiştiğini söyleyen Arınç, salonda bulunan Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Ekrem Keleş’e gülümseyerek, “Ekrem Keleş hoca bile kravat takmaya başladı… Ekrem hoca, kravat bilmezdi. Çok da yakışmış. Hem sakal olacak hem kravat olacak. Profil değişmiş.” diyerek espri yaptı. Arınç’ın bu sözlerini Ekrem Keleş ve salondakiler gülümseyerek dinledi. “Çuval gibi elbise giyemeyiz.” diyen Arınç, “Her şeyimiz çok güzel olacak. Örnek gösterileceksiniz. Örnek olursanız, marka olursanız kazanırsınız.” tavsiyesinde bulundu.