Arınç: Cezaevindeki gazetecilerin yüzde 95'i terör kapsamında mahkum edildi

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, bugün cezaevinde bulunan ve mesleğinin karşılığında 'gazeteci' yazan 60’tan fazla insan olduğunu hatırlatarak, bunların yüzde 95’inin Terörle Mücadele Kanunu’na aykırılık sebebiyle mahkum edildiğini söyledi. Her gün gündeme gelen gazetecilerin de bunlar içerisinde yer aldığını belirten Arınç, “Eğer, ‘Türk Ceza Kanunu’nda (TCK) yapılan değişiklik yeterli değil, biz aslında Terörle Mücadele Kanunu’nda değişiklik istiyoruz’ deniyorsa bugüne kadar yüksek sesle söylenmedi.” dedi.
Başbakanlık Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü'nün (BYEGM) 91. kuruluş yıldönümü kutlaması ve 'Anadolu Basını Özendirme Yarışması 2010' ödül töreni Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın katılımıyla Dolmabahçe Başbakanlık Çalışma Ofisi'nde gerçekleşti.
Bülent Arınç burada yaptığı konuşmada, yerel basının önemine değindi. Yerel medyanın daha çok görünümünü artırmak için TRT Anadolu kanalıyla yayınlar yapıldığını belirten Arınç, orada yerel medyanın gazeteleri konuşulduğunu ifade etti. Türkiye’nin 2 bölgesinde yerel medya eğitim seminerleri yaptıklarını söyleyen Arınç, “Takriben 250 civarında yerel medya mensubu katılıyor. Türk medyasında önemli isimlere sahip kişiler konuşmacı olarak katılıyor. Yerel ve ulusal gündemin medya alanında nasıl yer alması gerektiği konusunda arkadaşlarımızla görüşüyoruz. Son yaptığımız seminer Şanlıurfa’da yapılmıştı. Önümüzdeki toplantının Bursa’da yapılmasını istiyoruz.” diye konuştu.
Konuşmasını cezaevinde bulunan gazeteciler konusuna değinerek sürdüren Arınç, ‘Özgür basın var mı yok mu?’, ‘Özgür basının şartları nedir?’, ‘Gazeteciler niçin hapiste?’, ‘Gazeteciler niçin sorgulanıyor?’ bu konuların gündemin tartışmalı sevimsiz konuları olduğunu söyledi. Bir gazetecinin mesleğini yaparken hiçbir zaman tutuklanmaması, sorgulanmaması gerektiğini aktaran Arınç, “Benim bu sözlerime karşılık ‘Peki içeridekiler?’ diye bir soru sorulabilir. İçeridekiler tartışmalı bir durum. İçeriğine girmeyeceğim. TCK’da ilgili maddelerde mutlaka bir iyileştirme yapmamız gerekiyor. Belli başlı 3-5 maddelik bir iştir bu. Bunu yapmak da zor değildir. Hazırlığımız vardır tartışmaya açtık. Daha çok beğenmeyenler konuştu. Yetersiz bulanlar konuştu. Neresi, ne kadar yetersiz? dediğimizde herkes kendi konumuna uygun bir şeyler söyledi. Biz kişiye bir kanun çıkarmak durumunda değiliz. Ortalama suçun unsurlarını daha netleştiren, cezaları daha azaltan ve buna bağlı unsurlarını muğlaklıktan çıkaracak bir düzenleme yapmıştık. Umarım şimdi beğenilen şekliyle ekimden sonra tekrar gündeme getireceğiz.” ifadesini kullandı.
Bugün cezaevinde bulunan ve mesleğinin karşılığında gazeteci yazan 60’tan fazla insan olduğunu hatırlatan Arınç, bunların yüzde 95’inin Terörle Mücadele Kanunu’na aykırılık sebebiyle mahkum edildiğinin altını çizdi. Her gün gündeme gelen bu gazetecilerin de bunlar içerisinde yer aldığını kaydeden Arınç, sözlerini şöyle tamamladı: “Eğer, ‘TCK’da yapılan değişiklik yeterli değil, biz aslında Terörle Mücadele Kanunu’nda değişiklik istiyoruz’ deniyorsa bugüne kadar yüksek sesle söylenmedi. Sadece kulağımıza üflendi. Lütfen bunu savunanlar yüksek sesle Terörle Mücadele Kanunu’nda ne değişmesi gerektiğini, hangi maddenin hangi sebeple özgürlükleri kısıtladığını söylesin. Bunun üzerinde bir tartışma başlatalım. Ama gazetelerde bir türlü yazılıp başka yerlerde başka türlü konuşulmaya devam edilirse, terörle mücadelede kritik bir noktaya gelmiş Türkiye’de bu samimiyetsizlik demektir. İfade özgürlüğünü kısıtlayan hükümler Terörle Mücadele Kanunu’nda vardır. Bunları kaldıralım diyebiliriz, bunları değiştirelim diyebiliriz. Ama bunu ben gazetelerin köşe yazılarında, meslek örgütlerinin başkanlarının yada yöneticilerinin hazırladıkları raporlarda ve konuşmalarda görmek istiyorum. Bizi ne olur bu konularda uyarın ve samimi düşüncelerinizi ortaya koyun. Terörle Mücadele Kanunu konunu değişmeli midir?, Değişmemeli midir? Değişecekse niçin? Değişmeyecekse niçin? Bunu ben kendi vicdanımda bir muhasebesini yapıyorum. Gazeteciler hapiste diyerek topu taca atmanın veya hedef saptırmanın bu meslektaşlarımıza da iyilik olduğunu düşünmüyorum.”
Konuşmasının ardından Bülent Arınç, yarışmada dereceye girenlere ödüllerini verdi. Yarışmada hediye olarak fotoğraf makinası, kamera, dizüstü bilgisayar gibi hediyeler verildi. Yarışmada bu yıl gazeteler için yerel haber, makale-yorum, mizanpaj, araştırma, röportaj, fotoğraf ve Türkçe'nin doğru kullanımı, TV kanalları için ise belgesel dallarında ödüller verildi.