YURTHABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Arınç: Dershaneleri Zorla Kapatmak Gibi Bir Düşüncemiz Asla Yoktur

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, dershane dernek temsilcileri ve bazı dershane sahipleriyle bir araya geldi.

Arınç: Dershaneleri Zorla Kapatmak Gibi Bir Düşüncemiz Asla Yoktur

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, dershane dernek temsilcileri ve bazı dershane sahipleriyle bir araya geldi. Kendi çocuklarının da dershaneye gittiğini ve halen dershanede çocukları olan birçok milletvekili ve bakan bulunduğunu hatırlatan Arınç, “Bunlar, Türkiye’nin bir parçası oldular. Eğitim sistemimizin bir parçası oldular. Bunlara karşı bir husumet içinde değiliz yani dershanelerimiz kötü kurumlardır haşa bunu ortadan kaldırmak gibi bir kötü düşüncemiz yok. Zaman zaman hiç hoş olmayan doğru da olmayan kapatma ve kapatılma gibi tabirler kullanıldı. Allah biliyor, milletimiz de bilsin ki bunları zorla kapatmak veya kapatmaya zorlamak gibi bir düşüncemiz asla yoktur.

Bunlar hür teşebbüstür." dedi. Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, dershane dernek temsilcilerini kabul etti. Başbakanlık Merkez Bina’da gerçekleşen kabul öncesi Başbakan Yardımcısı Arınç ve dershane dernek temsilcileri ortak basın açıklaması yaptı. Toplantıya; Özel Dershaneler Birliği (ÖZ-DE-BİR) Başkanı Faruk Köprülü, Özel Öğretim Kurumları Derneği (ÖZDER) Başkanı Ahmet Akça, Güven Dershane Sahipleri Derneği (GÜVEN-DER) Başkan Yardımcısı Eyyüp Kılcı, Tüm Özel Öğretim Kurumları Derneği (TÖDER) Yönetim Kurulu Üyesi ve Sınav Eğitim Kurumları Yönetim Kurulu Başkanı Metin Özer ve TÖDER Yönetim Kurulu Üyesi Açı Eğitim Kurumları Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Ulusal katıldı.

Son günlerde hükümet ve dershaneler arasında arzu edilmeyen bir tartışma ortamının doğduğunu belirten Arınç, “Bu tartışma ortamında ne yapmak istediğimiz, neyi nasıl yapmak istediğimizde çok belli ve açık olmadı. Bu konu giderek büyüdü ve hoş olmayan bir takım sözler ve davranışlar ortaya çıktı. 15 gün önceki bakanlar kurulunda meselenin yeniden ele alınmasını, dershanelerimizin, öğrencilerimizin ve öğretmeleri ve onları temsil eden meslek kuruluşları ile tüm paydaşlarla birlikte yeniden ele alınmasını ve sonucuna göre hükümetimizin bir karar vereceğini ifade etmiştik. Dün uzun çalışmalar ve bakanımızın takdimi, konu üzerinde bakan arkadaşlarımızın sunumu ile mesele enine boyuna tartışıldı.

Aldığımız kararları ben açıklamadım.” diye konuştu. Kendi çocuklarının da dershaneye gittiğini ve halen dershanede çocukları olan birçok milletvekili ve bakan bulunduğunu hatırlatan Arınç, “Bunlar, Türkiye’nin bir parçası oldular. Eğitim sistemimizin bir parçası oldular. Bunlara karşı bir husumet içinde değiliz yani dershanelerimizin kötü kurumlardır haşa bunu ortadan kaldırmak gibi bir kötü düşüncemiz yok. Sadece yeni eğitim sistemi içinde dershanelere olan ihtiyacın giderek azalacağını daha çok okullaşma ihtiyacımızın artacağını düşündük ve bir özendirme ile bir teşvik ile acaba dershanelerimiz bu birikimlerini okula dönüşme yolunda kullanabilirler mi diye bir düşüncemiz oldu.” şeklinde konuştu. Zaman zaman hiç hoş olmayan, doğru da olmayan kapatma ve kapatılma gibi tabirlerin kullanıldığını ifade eden Arınç, “Allah biliyor, milletimiz de bilsin ki bunları zorla kapatmak veya kapatmaya zorlamak gibi bir düşüncemiz asla yoktur. Bunlar hür teşebbüstür.“ diye ifade etti.

"DERSHANECİLERİN ÖNERİ VE YOL GÖSTERMELERİ BİZİM İÇİN ÖNEMLİDİR"

Dershaneler konusunda aklı selimle ve rasyonel hareket edeceklerini ifade eden Arınç, “Meseleye ideolojik bakmıyoruz, böyle bakmadığımızın ispatı da arkadaşlarımızın katkılarını önemsemekte. Rasyonel baktığımız zaman ne olabilir konusu üzerine bakan ve bürokratlar çalıştı, arkadaşlarımızın önerilerini dikkate aldı ve bir geçiş süreci içinde zarar görmeden sektör bu dönüşüm gerçekleşebilir mi? Ocak ayından başlayarak, Eylül 2015’de 2015-2016 eğitim öğretim dönemine kadar dershanelerin varlığını sürdürmesi açık lise, akademik lise, özel okul veya kolej önerilerinden hangisinin tercih edileceği ile ilgili bakanlığımızla müşterek bir çalışma yapılacak.” açıklamasında bulundu. Artık bundan sonraki süreçte kanunlaşma aşaması ve sonrasında dershane temsilcileri ve katılmayı isteyen sektör temsilcileri ile beraber çalışacaklarını hatırlatana Arınç, “Onların önerileri ve yol göstermeleri bizim için önemlidir. Meseleye kategorik ve ideolojik bakmadığımızın ispatı olarak, el ele vererek bu meseleyi çözeceğiz.” dedi. Dershane temsilcilerinin bakanlık ile işbirliği yapacağını dile getirdiklerini vurgulayan Arınç, “Ben üzüldüğüm bir konu, bunu daha evvel başarmalıydık. Bu kavga, bu gürültü olmadan, diyelim ki 1 yıl önceden, 6 ay önceden bizim böyle bir çabamız olacak siz ne düşünüyorsunuz, nasıl yapabiliriz diye. Milli Eğitim'de bugüne kadar 5 bakan arkadaşımız görev yaptı, kendi sorumluluk dönemlerinde çok büyük hizmetler de yaptılar ama bu adım bu dönemde atıldı. Son Milli Eğitim Bakanımız, Başbakanımızın talimatı ile bu işe henüz yeni başladı. Gecikmişte olsa bir işbirliğinin bundan sonra da devam edecek olmasını önemsiyorum.

İkinci üzüntüm fitne kelimesini istemeyerek ve arzu etmeyerek kullandım. Bu iki taraf arasında değil yani dershaneler camiasından bir fitne çıkarılmış hükümet tarafından bu fitneye iştirak edilmiş gibi bir algılama çok yanlış olur. Ama birileri bu tartışma içinden bin siyasi sonuç çıkarmış, istemiş olabilirler. Bunu da görüyoruz. Bazı yayınlardan, bazı yorumlar, bazı haberlerden ve bazı twitlerden görüyoruz. Çok yüz kızartıcı, insanı şaşırtıcı gelişmeler oldu. Tartışma dershane boyutundan çıktı. Ben ne dershaneleri temsil eden şu cemaat, şirket ve birlik adına bunu söylemiyorum ama birileri durumdan vazife çıkarmak suretiyle iki tarafın bu karşı karşıya gelişini bir fitne ateşine döndürme gayretine girdi. Ne biz hükümet olarak ne dershane olarak iki paydaşın bu fitneyi söndürme gayretinde olmalı. Onlar bunları çıkarmış değil, bunu herkes rahatlıkla bilmeli. Bel altına vuruşlar bu vesileyle ortaya çıktı. Bir takım yayınların, bir takım konuşmaların bir takım hesaplaşmaların dershaneler üzerinden yapılmaması lazım. Çünkü bu bizim gençliğimiz ve eğitimimizle ilgili. Biz hükümet olarak yanlış yapmamaya gayret ediyoruz. Ama yanlışımız varsa bunu eleştiri ile yapabilirsiniz gelip söyleyerek yapabilirsiniz. Her zaman kapılarımız açık. Arkadaş bu medeni davranışı gösterdi bir takım insanlardan göremediğimizi ifade edeyim. Bugün olumlu bir sonuç meydana geldi. Pazartesi günündeki açıklamanın ardından olumlu herkesin yeni bir ümide kapıldığı, gittikçe artan çatışma ve kızgınlığın tamamen bittiğine yönelik işaretler almamız sizleri de bizleri de çok mutlu etti. Dilerim bu yeni anlayış içinde meselelerimizi bundan sonra daha iyi bir işbirliği ile götürelim.” açıklamasında bulundu.

"HENÜZ ANLAŞMA SÖZ KONUSU DEĞİL, SADECE VE SADECE BİR GÖRÜŞME YAPTIK"

Özel Dershaneler Birliği (ÖZ-DE-BİR) Başkanı Faruk Köprülü de 3 bin 600 dershane ve 100 bin dershane çalışanının bir infial içinde olmalarına rağmen herhangi bir taşkınlığa sebep vermeden, sadece yaptıkları işi önemseyerek bir davranış içinde olduklarını dile getirdi. Dün Milli Eğitim Bakanı ile yaptıkları toplantı ile dershaneciler olarak kendilerini cesaretlendiren, yüreklendiren ve bir anlamda hayata döndüren gelişmeler olduğunu ifade eden Köprülü, “Bundan sonraki süreçte birlikte hareket ederek hazırlanacak taslağın beraber olgunlaştırılacağı dileği ve arzusu bizi ve sektörümüzü memnun etti. Türkiye’nin her yerinden şöyle bir soru soruluyor, bakanlıkla ne görüşüldü, nasıl bir anlaşma oldu sorusu geliyor. Henüz anlaşma söz konusu değil, sadece ve sadece bir görüşme yaptık, bakanımız bundan sonraki süreci beraber oluşturacaklarını ifade ettiler, biz henüz sürecin oluşturulması noktasındayız.

Şöyle bir karar böyle bir karar alındı diye bir yanlış anlaşılmayı düzeltmek istiyorum.” şeklinde konuştu. Özel Öğretim Kurumları Derneği (ÖZDER) Başkanı Ahmet Akça ise dershaneciler olarak bu sürecin sadece eğitim bağlamında tartışılması gerektiğini dile getirdiklerini vurguladı. Türkiye’deki eğitim reformunu engellemek veya karşı çıkmak gibi bir durumda olmadıklarını hatırlatan Akça, “Böyle bir arzumuz olmadı, eğitimde yapılan bütün yenilik ve değişimleri destekledim. Bunlarla ilgili olumsuz bir çalışmamız olmadı. Önemli olan, gençliğin alacağı eğitimin sağlıklı olmasıdır.” diye konuştu.

"DAHA ÇOK ALTERNATİFLE KURUMLARIN ÖNÜNE ÇIKILABİLECEK OLMASI ÖNEMLİ"

Güven Dershane Sahipleri Derneği (GÜVEN-DER) Başkan Yardımcısı Eyyüp Kılcı da olumlu havanın oluşmasında Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın ciddi katkıları olduğunu söyledi. Dershane sektörü olarak bazı talepleri ve beklentileri olduğunu ve bunların bir karşılık bulmasını istediklerini anlatan Kılcı, şunları söyledi: “Henüz bu beklentilerle alakalı konuda ortak bir zemin oluşabilecek bir metin üzerinde konuşmuş değiliz. Bu metin üzerinde konuşulacak ve içi bundan sonra doldurulacak. Biz tabi ümitliyiz yaklaşımın olumlu olduğunu düşünüyoruz ve bu olumlu yaklaşımın görüşmeler süresinde de devam etmesini istiyoruz. Şu anda şöyle bir problemle karşı karşıyayız. Sürecin başlangıcından bugüne sektör temsilcileri ile yürütülmesi gereken durumda ufak tefek bazı problemler yaşadık. Bizim dışımızda meseleler konuşuldu. Hepimiz bu konuda kendimize çeki düzen veriyoruz. Oturup süreci sektör temsilcileri ile beraber konuşulabileceği zeminin oluştuğunu görüyoruz. Sadece okulla sorunun çözülemeyeceği kanaatinin hem sayın bakan hem bu süreci yöneten arkadaşlar ifade etti. Okulun tek çıkış yolu gibi bugüne kadar gösterilmiş olması en çok reaksiyon gösterilen konulardan birisi gibi görülüyordu. Öyle bir konudan meselenin açılıp, daha çok alternatifle kurumların önüne çıkılabileceği gibi bir olgunun oluşmuş olması, yetkililerle bizim için olumlu bir gelişme.

En Çok Aranan Haberler