Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, uluslararası camianın Suriye konusunda ‘vah vah, tüh tüh’ demesine rağmen, şifa verecek bir şey yapmadıklarını söyledi. Arınç, “Mazlum Suriye adına Cumhurbaşkanımızın feryadını dile getirmesi, BM ve uluslararası camiayı sorgulaması, Türkiye adına ilkeli, insani bir duruştur. Bizler de ifade ediyoruz. Son yaşananlar karşısında ABD'nin Rusya ile çok aşamalı planda mutabık kalması, 'Sen bu işlere devam et, bunun hesabı sorulmaz, kimyasal kullanma, konvansiyonel silahlarla ne istersen yap' zafiyetini kendi içerisinde barındıran bir çözüm gibi geliyor." dedi. Seçim bölgesi Bursa’da temaslarını sürdüren Bülent Arınç, partisinin il başkanlığında basın toplantısı düzenledi. Gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını cevaplandıran Arınç, İranlı ajanların Türkiye'de yoğun faaliyet yürüttüğü yönündeki haberleri değerlendirdi. Arınç şunları kaydetti: “İran bizim komşu ülkemiz. Dostluğumuz ülke bazında, devlet bazında devam ediyor. İran uyruklu insanların Türkiye'de yasa dışı faaliyetlerde bulunması mümkün olabilir. Ben sizin ortaya koymak istediğiniz ambalaj dışında söylemek zorundayım. Biz bazı şeyleri bilir, ama söylemeyiz. İran ile Türkiye arasındaki ilişkileri bozmak isteyen, bu konuda çaba gösteren, bu konuda gayret sarf eden birileri olabilir. Biz bunların içinde hiçbir şekilde olamayız. İran Türkiye için stratejik önemde bir ülke. İlişkilerimizin iyi olması gerekir. Yabancı uyruklulardan herkes adi suç da işleyebilir, siyasi çalışma da yapabilir. Yaptıkları suç ise Iğdır'da failleri çökertildi. Kişiler yaptıkları eylemler ve işlemler sebebiyle yasalarımıza göre suç işlemişse anında soruşturmasını, yargılamasını yaparız, ama bundan böyle sonuç çıkmasın; Türkiye ile İran arasındaki ilişkileri bozmak isteyenlere tavizkar değiliz. Bizim iç ve dış güvenliğimiz açısından devletlerle ilgili problem olmaması lazım. İranlı kişilerin yanı sıra Alman uyruklu insanların faaliyetleri, Suriye uyrukluların faaliyetleri, Rusya, İngiltere, ABD'den gelen insanların yasa dışı faaliyetleri olabilir. İstihbarat, güvenlik güçleri ne güne duruyor? Takibi yapılır, cezaları verilir. TC vatandaşı olan Türkiye uyruklu insanın bir başka ülkede casusluk yapması suç ise bizim için de aynı şekildedir. Diplomatlar için uluslararası kural var. Yargılaması yapılamaz, geri döner denir. Bu istisnayı söyleyeyim. Suriye'den, konteyner kentlerde kalan 350 bin sığınmacı var. Can havliyle Türkiye'ye koşan insanlara sınırları kapatamayız. 150 bin de kendi imkanlarıyla ev tutup Türkiye'de çalışarak hayatını geçindirmeye çalışan insanlar var." "DÜNYA SUSUYOR AMA..." Suriye meselesinde ABD ve Rusya'nın mutabık kalmasının Esed’e ‘kimyasal silah kullanma da ne istersen yap’ demek anlamına geldiğini belirten Bülent Arınç, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün açıklamalarına destek verdi. Arınç şunları söyledi: "Sayın Cumhurbaşkanı, Başbakanımız ve bizlerin hemen her gün dile getirdiği büyük bir acıyı ortaya koydu. Suriye'de 120 bin insan hayatını kaybetti, 2 milyon insan uzaklara gitti. 500 bini Türkiye'de. 5 milyon insan Suriye içinde yer değiştirdi. Yıkılmadık cami, ev bina kalmadı. İnsanlar ekmek kuyruğunda öldürüldü. Sniper ve kimyasal bombalara kadar, balistik füzelere kadar her türlü silahla vahşice katledildi. İnsanlığın suskun kalmasını hazmetmek mümkün değil. BM barış için kurulmuş, II. Dünya Savaşı'ndan sonra ortaya çıkmış örgüt olmasına rağmen, trajediye karşı hiçbir şey yapamıyor. 5 Daimi Güvenlik Konseyi üyesi veto hakkına sahip. Çin ve Rusya istemiyor. Dış dünya, uluslararası camia Suriye konusunda 'vah vah' diyor ama bu konuda maalesef onlar da şifa verecek bir şey yapmıyorlar. Mazlum Suriye adına Cumhurbaşkanımızın feryadını dile getirmesi, BM ve uluslararası camiayı sorgulaması, Türkiye adına ilkeli, insani bir duruştur. Bizler de ifade ediyoruz. Son yaşananlar karşısında ABD'nin Rusya ile çok aşamalı planda mutabık kalması, 'Sen bu işlere devam et, bunun hesabı sorulmaz, kimyasal kullanma, konvansiyonel silahlarla ne istersen yap' zafiyetini kendi içerisinde barındıran bir çözüm gibi geliyor."Türkiye’ye sığınan Suriye vatandaşlarının bazılarının çeşitli suçlara karıştığını hatırlatan bir gazetecinin sorusunu cevaplandıran Arınç, Türkiye’nin her zaman mazlumdan yana tavır aldığını ifade etti. Arınç, şunları kaydetti: “Bu kişilerin çoğunun nerelerde olduğu bilinir. 350 bin tanesi konteyner kentlerde kalıyor. Bazı yardım faaliyetleri yürütülür. Bu kadar kalabalık geldiği zaman farklı amaçlarla gelenler de çıkabilir, farklı faaliyet gösterenler olabilir ama biz Esed’in zulmünden, mutlak bir ölümden kaçarak Türkiye'ye sığınan insanlara, başka ülkeler ne yaparsa yapsın kapımızı kapatamayız. Mazlumdan yanayız. 3 tanesi hırsızlık yaptı diye bu kitleyi suçlamak doğru değil. Bunlar CHP'nin yapabileceği şeylerdir. Esed’in yaptıkları zulme seslerini çıkarmayanların, oradan gelenleri tahrik etmek için Cilvegözü, Reyhanlı, Samandağı'nda yürüttüğü faaliyetler var. Hayatını kurtarmak endişesiyle Türkiye'ye sığınanları zedelemiş oluruz. 2 milyar lira harcamamız var. Türkiye eski Türkiye olsaydı, kırılgan hükümetler dönemi olsaydı bu yükü kaldıramazdı. Dünya Türkiye'yi alkışlıyor. Yaptığımız iş doğru ve insani bir iştir. Türkiye'ye yakışan bir iştir. Bu kişilerin sorunları varsa vali ve kaymakamlar çözüyor.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz