HABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Arınç hükümetin tavrını açıkladı

Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun aldığı karara karşı, hükümetin resmi tavrı bugün Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç tarafından, TBMM çatısı altında açıklandı.

Arınç hükümetin tavrını açıkladı

Arınç'a Ak Partinin hukukçu Grup başkanvekilleri de eşlik etti. Arınç yaptığı açıklamada, Başsavcı Cihaner'in tehdit ve adi suç işlediği iddiasıyla tutuklandığını savundu.

[**

**](https://www.mynet.com/bassavcinin-evinde-gizli-evrak-bulundu-110100496139 )

[**

**](https://www.mynet.com/erzuruma-yeni-atama-yapildi-110100496138 )

İşte Arınç'ın açıklamaları

Yeni bir hukuk faciası ile karşı karşıyayız. Sorumsuzca, düşüncesizce bir karar alınmıştır

DEMOKRASİ AYIBIDIR

HSYK'nın kararı bir hukuk ayıbıdır, demokrasi ayıbıdır. Türkiye bir yargıçlar devlet değil, demokratik hukuk devletidir, öyle de kalacaktır. Bu karmaşaya acilen son verilmelidir

Bugünden sonra hangi savcı olayların üzerine gidebilecektir?

72 milyon insanın geleceğini etkileyecek karar nasıl olur da bu kadar hesapsızca alınabilir

HSYK hukuk adalet millet adına karar alan, yargı mensuplarının bağımsızlığını düşünerek bir karar almamıştır, dün adaletin onurunu teslim ettiğimiz hakim ve savcıları baskı altına alacak bir karar altına almıştır.

Şemdinli davasını hazırlayan savcının başına gelenleri hatırlayınız. Bugünden sonra hangi savcımız, korkusuzca olayların üzerine gidebilecektir? Yargı bürokrasisi bu kararla kendi içinde büyük bir yara açarken, bunun çocuklara bırakacağımız adalet mirasina darbe olduğunun bilincinde değildir.

DÜŞÜNÜLMEDEN ALINMIŞ BİR KARAR

HSYK, hukuk adalet adına karar alan bir karar almamıştır. Adaletin haysiyet ve onurunu temsil edecek kararın altına düşünülmeden imza atılmıştır.

Buna izin veremeyiz. Kimse bu milletin, bu hükümetin saygınlığına gölge düşüremez.

SİYASET YAPACAKLARSA CÜBBELERİNİ ÇIKARSINLAR

Siyaset siyasetçilerin işidir. Siyaset yapmak isteyen yargı mensupları varsa önce cübbelerini çıkarsınlar.

Yargıtay ve Danıştay Başkanlarının açıklamaları da kabul edilemez. HSYK'nın kararına destek veren Yargıtay ve Danıştay vicdanları sızlatmıştır.

Dün hukukçular için kırmızı çizgiler aşılmış, yasalar ve Anayasa ihlal edilmiş, doğrudan taraf olunmuş, yetki aşılmıştır.

BAĞIMSIZ YARGIYA ENGEL OLDULAR

Bu şartlar altında bağımsız, tarafsız yargı yapılamaz. HSYK bağımsız yargının işleyişine engel olmuştur.

Hakim ve savcılar HSYK'nın baskısı altına alındı. Kimse ben yaptım oldu dayatmasına giremez. Yargı bağımsızlığını zedelemekten kaçınmak yüksek yargının görevidir.

Kimse kendisini Anayasanın yasaların üzerinde göremez. Küresel kriz döneminde ağır bedel ödenecek yaklaşımlardan uzak durulmalıdır.

Türk demokrasisi sancılı günlerden geçiyor. Dün ülkemizin geleceğini etkileyecek olaylar yaşandı. Bugüne kadar demokratik hayata müdahele edilmesine alışık olan milletimiz bugün yeni bir müdahaleyle karşı karşıyadır.

Anayasal sistemimize yargı bürokrasisi tarafından ağır bir darbe vurulmuştur. HSYK yetkisini aşarak, hukuk yaşamımızı alt üst edecek bir karar almıştır.

Bunu özgürlük anlayışımıza vurulmuş bir darbe olarak görüyoruz. Türkiye çetelerle mafyalarla büyük bir mücadele içindeyken, alınan bu karar hukuk mücadelesini engellemeye çalışanlara adeta destek vermiştir.

HSYK üyelerine sormak istiyoruz, yetkileri kaldırılan bu hakim ve savcılar hakkında size ulaşan bir soruşturma var mı?, bir rapor var mı?, görevlerini kötüye kullandıkları hakkında bir inceleme var mı?

SORULARA NE CEVAP VERDİ?

Dün Adalet Bakanı, bugün de sizin yaptığınız açıklama çok sert. Bu bir yol haritası olduğu izlenimi olduğunu uyandırıyor. Buna dur demek için hükümetin yol haritası nedir?

Dün akşam bakanımızın yaptığı açıklama, özellikle kendi bakanlığını ilgilendiren konulardır. Bir hukuksal açıklamadır.

TBMM, yasama organı, yasama yetkisini kullanıyor ve buna kimsenin müdahale etmemsi lazım. Bu ülkede anayasa değişiklikleri fazlasıyla yapıldı. 60’tan fazlasının değiştiğini biliyoruz. Dolayısıyla hukuk ve mantık açısından, anayasa değişiklik yapılabilir.

Biz bir yargı reformunu mutlaka gerçekleştirilmesini düşünen bir düşünceye sahibiz. Çağdaş batı ülkelerinde olduğu gibi ve AB’yle uyuşabilecek bir anayasa değişikliği ve yargı reformu elbette olabilir.

Biz bu konuda hem içerdeki nitelikli çoğunluk hemde toplumsal mutabakat açısından neler beklediğimizi her zaman açıkladık. Bunu biliyorsunuz, düşüncelerimiz bellidir.

Bugün parlamento içindeki bütün parti temsilcileri, bizlerle birlikte olsalardı, bu durum karşısında şunların şunların yapılması mutlaka gerekiyor, meclis2imiz bu duruma el koymalıdır diye bir açıklama yapılsaydı, bundan çok mutlu olurduk. Geçmişte, maalesef iktidar ve muhalefetle bir işbirliğini gerçekleştiremedi.

Gönül isterdi ki demokrasi adına, tüm siyasi partiler ortak bir tavır gösterebilseydi çok iyi olacaktı. Demokrasinin kalbi yaralanıyorsa, bundan bütün Türkiye zarar görecektir.

Üzücü olan, ana muhalefet partisinin söyledikleriyle, diğer liderlerin sözleri, dünkü yargının açıklamalarıyla neredeyse örtüşmektedir.

Maalesef bazı düşünceler, bazı söylemler, örtüşüyorsa, bundan Türkiye’nin demokrasisi adına sadece üzüntü duymak düşer. Bize düşen görev ne ise bunun grubumuzda, hükümet olarak, partilerle görüşmek üzere, bu anayasa değişikliklerini her şart altında yapmayı düşünürüz. Ama bugün bu noktada verilmiş bir karar yok.

HSYK’nın kararını yargıya darbe olarak nitelendirdiniz. Erzincan cumhuriyet başsavcısının, cemaatlerle ilgili bir soruşturma yürütürken görevden alınması, bir darbe değil midir?

Siz ve sizin televizyonunuz sürekli başsavcının bu soruşturma nedeniyle tutuklandığını söylüyor. Oysa mahkemenin gerekçesinde, başsavcıya yöneltilen suç Ergenekon örgütü diye isimlendirilen örgütün üyesi olmaktır, tehdit ve adi suçlardır.

Yani bir kısım medyada, elbette her savcı cumhuriyet savcısıdır. Milletimiz adına soruşturma yapar.

Bir yargı süreci içinde hakim ve savcı birbiriyle uyumuş, ağır cezalık bir suç olduğuna karar vermiş, bu delilleri karartma endişesi taşımışsa, buna elbette bütün medyanın da saygı duyması gerekir. Hükümetin emri ve talimatıyla bu soruşturma yapılmıyor. Erzincan’la ilgili olarak başka soruşturmalar var.

Mesleğe kabule etme, kadro dağıtma v.s halbuki dün HSYK ne diyor? CMK’nın 250. maddesi ihlal ederek, görev ve yetki aşımı. Belli savcıların yetkilerin kaldırılması, suç duyurusunda bulunulmasına diyor.

Yetkileri alınabilir. Bu kanunda belirtilmiştir. İstanbul’daki soruşturmayı yürütenler hakkında bundan 3-4 ay önce HSYK’nın onları görevden alma çabaları da hatırlanırsa, bu HSYK’nın görevidir.

Ama orada yapılan soruşturmayı, hakim ve savcıların ne yaptıklarını, bunun HSYK tarafından suç olup olmadığını tespit etmek, HSYK’nın görevi değildir. İtirazımızın nedeni budur.

HSYK’nın çok saygıdeğer üyeleri bizi dinliyorlar. Onlara şu soruları sormayı gerçekten önemli buluyorum.

Ey HSYK’nın 5 tane saygı değer üyesi, yetkileri kaldırılan savcılar hakkında size ulaşan bir soruşturma var mıdır? Biz biliyoruz ki yoktur, bir şikayet olmamış, soruşturma yapılmamıştır.

Siz bu kararı alırken, bir soruşturma raporuna dayanıyor musunuz?

Suç duyurusunda bulunan kararda adı geçenlerin hangi tespitlere dayanarak yetkileri kaldırılmıştır. Ne yaptılar da bu yetkiler onların üzerinden alınıyor.

İnceleme ve soruşturma yapılmadan, beklenmeden, acele işlemin nedeni nedir? Hiç kimsenin suç işleme imtiyazı olamaz. Herkes yargının önüne çıkar. HSYK hangi bilgiye dayanmıştır?

En Çok Aranan Haberler