Ankara - TBMM Başkanı Bülent Arınç, "Laiklik ilkesine ne benim, ne başka bir kimsenin hiçbir zaman ciddi bir itirazı olmaz"dedi.
Anayasa Mahkemesi'nin 44. kuruluş yıldönümü törenine katılan Arınç, çıkışta bir gazetecinin "Meclisteki manifesto niteliğindeki konuşmanız, büyük taktir gördü ama bazı çevreler tarafından da eleştirildi" diyerek görüşlerini sorması üzerine, 23 Nisan'ın meclisin toplandığı ilk gün olduğunu anımsattı. Bunun, çok coşkulu ve
heyecan verici bir bayram olarak kutlandığını kaydeden Arınç, şöyle devam etti:
"Benim bu konuşmam dikkatle incelendiğinde, bunu özellikle söylüyorum, basma kalıp düşüncelerle bir yere varamazsınız, önce o konuşmayı dinleyeceksiniz. Dinlememişseniz yazılı metinlerden okuyacaksınız ve anlamak için çalışacaksınız. Peşin yargılarla, 'madem ki Bülent Arınç konuşmuştur, buna karşı çıkmak gerekir' şeklindeki bir anlayış doğru bir anlayış değildir, özellikle insani ve ahlaki değildir. Hukukçu kimliğimle Türkiye'nin bazı konuları üzerinde görüşlerimi ifade ettim."
Arınç, konuşmasının ardından genelde büyük bir tasvip gördüğünü, binlerce faks, e-mail mesajı ve telefon aldığını ve konuşmanın uygun olduğunun söylendiğini bildirdi.
"Tabiidir ki, eleştiriler yapılır, tabiidir ki, yeni öneriler getirilir" diyen Arınç, "Şu anda Türkiye'de en çok ihtiyacımız olan şey, toplumsal barıştır. Toplumsal barış projemizi gerçekleştirmek zorundayız. Toplumsal barışın gerçekleşebilmesi için bazı konularda elbirliği yapmamız gerekir. Bu laikliğin yorumlanmasıdır. Laiklik
ilkesine ne benim, ne başka bir kimsenin hiçbir zaman ciddi bir itirazı olmaz. Ama laiklikten ne anladığınızı ortaya koymalısınız. Katı laiklik uygulamasıyla insanlara sosyal hayatı, bir cezaevine çevirecek anlayışlar ne kadar zararlıysa laikliği bir barış ve özgürlük, din ve vicdan hürriyeti olarak tanımak ve insanların
inançlarına müdahale etmemek de o kadar toplumsal barışa hizmet edecektir"dedi.
Arınç, yasama yetkisini elinde bulunduran Meclis'in, millet adına vereceği kararlara müdahale edilmesi bir yana yardımcı olunması gerektiğini belirterek, toplumun bunu istediğini ve bunu beklediğini belirterek, "Fikir başka şeydir, küfür başka şeydir. Küfür insanlara yakışmaz, aşağılamak insanlara yakışmaz, garip benzetmelerle insanları küçültmeye çalışmak doğru bir olay değildir. Fikri olan fikrini söyler, fikri olmayan da dinler bir şeyler kazanmaya çalışır. Ben fikir adamıyım, fikirlerle tartışmaktan, konuşmaktan memnunum. Benim söylediklerime karşı çıkanlar varsa bunların zeminini doğru göstermek mecburiyetindedir"şeklinde konuştu.