Arınç, “muhtıra” Kelimesine Açıklık Getirdi (2)

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, TBMM Başkanı Cemil Çiçek’in teröre karşı hazırladığı 11 maddelik Teröre Karşı Ulusal Mutabakat Metni'yle ilgili söylediği “muhtıra” ifadesiyle ilgili siyasi partilerin yaptığı açıklamaların iyi niyetten yoksun olarak nitelendirdi.

TBMM Başkanı Cemil Çiçek’in teröre karşı hazırladığı 11 maddelik Teröre Karşı Ulusal Mutabakat Metni'yle ilgili söylediği “muhtıra” ifadesiyle ilgili açıklamalarda bulunan Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, TBMM Başkanı Cemil Çiçek’in sivil bir şahsiyet olduğunu, millet iradesinin tecelli ettiği parlamentonun başkanı olduğunu belirterek, “Ona muhtıra kelimesi kullanmanın elbette bir siyasi anlamının olmadığını kendileri bilir. Çünkü oda zengin bir Türkçe ile konuşur” diye konuştu. TBMM Başkanın kendilerine yabancı biri olmadığını ve partilerinin kurucusu olduğunu kaydeden Arınç, her hükümette ve kabinede görev almış bir arkadaşları olduğunu kaydetti. TBMM Başkanı Çiçek’in hak ederek meclis başkanlığı görevini yerine getirdiğinin altını çizen Arınç, konuşmasına şöyle devam etti:

“Şahsi yakınlarımızın ötesinde düşünce, irade, fikir açıklaması bakımından birbirimizin çok farklı olduğumuzu kimse söyleyemez. Ancak sayın Meclis Başkanı şunu yapmış… Bir mutabakat açıklaması yapmış. Ben şuna benzettim; Bir mektup yazılmış, ama bu mektup kime gönderilecek. Bunun için bir zarfa konulmaya ihtiyaç var ve zarfın üzerine de adres yazmaya ihtiyaç var. Bu mutabakat açıklamasının 10. Maddesinde siyasi partiler ve sivil toplum kuruluşlarının hedef alındığını görüyorum. Ama siz bana hükümet sözcüsü olarak soru sordunuz. Hükümet sözcüsü olarak ben bu işin muhatabı değilim. Eğer hükümeti muhatap alıyorsa sayın Meclis Başkanı buna da ayrıca cevap vermek ihtiyacı duyabiliriz demiştim. Şimdi 10. Maddedeki siyasi partiler kısmından AK Partiyi kastediyorsa, şüphesiz partimiz adına kendisine bir cevap verilebilir. Sayın Meclis başkanı çok iyi niyetli gerçeklere dayalı o günkü açıklamamdan da ifade ettiğim gibi pek çoğumuzun pek çok maddesine aynen katılabileceğimiz bir açıklama yapmış. Ama kabul edin ki bu maddelerin bazıları eksik, bazıları da yanlış ve bazılarını hatalı bulabilirsiniz. Mesela sadece iki tanesini söyleyeyim; biz hükümetiz ve yürütmeyiz. 10 yıldır buyana Türkiye’yi çok iyi yönetiyoruz. Çok iyi yönettiğimiz için her seçimde ve en son seçimde yüzde 50 oy alarak tek başımıza iktidarız. Bundan sonraki seçimlerde böyle olacak. Çünkü biz Türkiye’yi iyi yöneten bir hükümetiz. Burada iki madde dikkatimi çekti. Mesala diyor ki; sayın Meclis Başkanı, bölgeye ekonomik yatırımlar devam etmelidir veya buna benzer bir açıklama. Aslında bunu eğer hükümet olarak muhatap olsaydık, şöyle düzeltmemiz gerekirdi. Cumhuriyet dönemin hiçbir zamanında yaşanmadık bir şekilde AK Parti hükümetleri bu bölgeye en büyük ekonomik yatırımları yapmıştır. Batıda ne varsa hatta daha fazlası yol olarak, hastane olarak, okul olarak, havaalanı olarak ve enerji yatırımları olarak bu bölgenin hiçbir eksiği yoktur. Sayın meclis başkanı şunu iyi bilmeli, bu bölgedeki yatırmaları örgüt istemediği için hergün şantiyeyi basıyor, hergün müteahhit ve işçileri kaçırıyor. Her gün iş makinalarını yakıyor. Biz onlarla mücadele ediyoruz. Yüksekova Havaalanı’nı açıklamak üzere, Silopi Havaalanı açılmak üzere, bölünmüş yollar ve hastaneler ile her türlü yatırımlarımızı oradaki vatandaşlarımıza hizmet olarak götürdük. Yine sayın Meclis Başkanı bu açıklamasının bir maddesinde diyor ki; şehitler, gaziler, dullar ve yetimler için yeni düzenlemeler yapılmalı diyor. Sayın meclis başkanı o tarihlerde yurt dışında mıydı? bilemiyorum ama TBMM tatile girmeden bir gün önce bütün partilerin, BDP’yi dışta tutmak lazım onların bu işlerle hiç ilgisi yok, ama MHP’nin de, CHP’nin de büyük desteğiyle 30 maddelik bir kanun geçti. Bu kanunla şehit ailelerine ikinci iş imkanından tutun, TOKİ’den daire alma imkanına kadar bugüne kadar hiç akla gelmemiş sivil mağdurlarında maaşa bağlanmasından tutun, diğer imkanlara kadar bütçemizi zorlasa bile çok önemli çalışmalar yaptık. Bunlar kanunlaştı.”

Muhatabın doğrudan kendileri olması durumunda söyleyeceklerinin bunlarla sınırlı olacağını söyleyen Arınç, TBMM Başkanı Cemil Çiçek’e bu yolda başarılar diledi. Üzüldüğünü ifade eden Arınç, açıklama yapan siyasi partilerin kendilerini iyi niyetten yoksun olarak nitelendirdiklerini söyledi. Kendisinin bu metne siyasi partilerinde katkıda bulunmasını istediğini ifade eden Arınç, “Gazetecilerden ricam muhtıra duyduğunuz zaman tüyleriniz diken diken olmasın” diye konuştu.

Bir gazetecinin TBMM Başkanı Cemil Çiçek ve kendisinin yaptığı açıklamalardan dolayı karşı karşıya gelmesinin CHP tarafından danışıklı dövüş olarak yorumlandığını sorması üzerine, “Bunlar hiç olacak şeyler değil. Ama kürsüye çıkan bir insan birşeyler söylemek zorunda hissediyor kendisini. Danışıklı dövüş yapacak, iyi polis-kötü polis rolünü oynayacak insanlar değiliz biz. Buna ihtiyacımız da yok. Ağızımızdan çıkan her sözün ya yanlış olduğunu söyler ifade ederiz, veya da doğru olduğunu söyler arkasında dururuz. O günkü yapılan açıklamam size karşı yapılan bir açıklamadır. Amacını da tekrar sonuz üzerine açıklamış oldum” diye konuştu.

Çiçek’in kendisi ile görüşeceği yönünde açıklamalarının hatırlatılması üzerine ise Arınç, her zaman kendisiyle görüşürüz diye cevap verdi.

CHP tarafından yapılan açıklamada Köşk için saflar belirleniyor sorusunun üzerine de Arınç, “Muhalefet söyler. Herşeyi söylerler. Köşk için saflar belirleniyor da derler. Daha iki sene varken bu sözlerin sarf edilmesi çok gereksizdir. Bunlar bir takım senaryolar olabilir. Muhalefet daha ciddi ve daha tutarlı şeyler söylese bizde karşılığını her zaman veririz” dedi.