ANKARA(ANKA) - Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, yurtdışındaki Türk okullarına ilişkin olarak çalışmaların tamamlanmadığını söyleyerek, hizmet hareketine bağlı olarak çalışmalarını sürdüren Türk okullarının "kapatılması" yönünde görüş beyan edenlere tepki gösterdi. Okullar için "kapattık bitti" mantığının dünyanın hiçbir yerinde geçerli olmadığını aktaran Arınç, "Ancak bazı yazarlar görüyorum ki bazı gazetelerde 'kapattık deyin, kapatsınlar diyorlar, el koyun diyorlar' hatta savaş tam tamları içerisinde ellerinden kalemlerinden kan damlıyor. Biz bunu yapamayız, kendileri de yapamaz ama ellerinde kalemlerinde, köşelerinde veya televizyonlarında bazen bu sözleri söyleyebiliyorlar, biz de hayretle dinliyoruz. Biz böyle bir şey yapmayacağız" dedi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun başkanlığında Başbakanlık Merkez Bina'da toplanan Bakanlar Kurulu'nun ardından Başbakan Yardımcısı Arınç basın toplantısı düzenledi. Bakanlar Kurulu'nda, TBMM çalışmaları hakkında ilgili bakanın bilgi verdiğini belirten Arınç, son günlerde yaşanan Lodos ve su baskınları ile birlikte gelen afetlerin de gündeme geldiğini söyledi. Olumsuz hava şartları nedeniyle yaşanan mağduriyetler dolayı üzgün olduklarını söyleyen Arınç, hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet diledi. Bu afetin devam edebilme ihtimaline karşı da bütün valilik ile belediyelerin tedbir aldığını anlatan Arınç, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Ayşenur İslam ile Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç'ın Bakanlar Kurulu'nda bir sunum yaptığını aktardı.
Arınç, Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı'nın da geçen haftadan devam eden yurt dışındaki örgün ve yaygın eğitime ilişkin görüşmeleri devam ettirdiğini belirtti.
YURT DIŞINDAKİ OKULLARDA SON NOKTAYA GELİNMEDİ
Açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Arınç, yurt dışındaki Türk okullarının dönüştürülmesi hakkında sorulan bir soruyu cevaplandırdı.
Geçtiğimiz hafta Bakanlar Kurulu'nda ön görüşmenin yapıldığını hatırlatan Arınç, "Bugünkü toplantımızda size muşahas olarak sunabileceğim, 'şöyle bir sistemi düşünüyoruz' şeklinde dört dörtlük bir sunumu maalesef mümkün görmüyorum. Ancak, şu konudaki karlılığımız tekrar ifade etmek isterim, okullar konusunda yapabileceğimiz çalışmaların, mutlaka elzem olduğunu, gerekli olduğunu, buna Türkiye'nin menfaatleri açısında fevkalade açık ve yakın bir ihtiyaç olduğuna karar verdik. Ancak biz burada hukuk devleti olmanın ilkeleri içerisinde 'bunu nasıl gerçekleştirebiliriz' konusunu etraflı olarak düşünmek mecburiyetindeyiz" dedi.
"KALEMLERİNDEN KAN DAMLIYOR"
Okullar için "kapattık bitti" mantığının dünyanın hiçbir yerinde geçerli olmadığını aktaran Arınç, "Ancak bazı yazarlar görüyorum ki bazı gazetelerde 'kapattık deyin, kapatsınlar diyorlar, el koyun diyorlar' hatta savaş tam tamları içerisinde ellerinden kalemlerinden kan damlıyor. Biz bunu yapamayız, kendileri de yapamaz ama ellerinde kalemlerinde, köşelerinde veya televizyonlarında bazen bu sözleri söyleyebiliyorlar, biz de hayretle dinliyoruz. Biz böyle bir şey yapmayacağız. Bizim yapacağımız şey, biz bir devletiz, devletten devlete bir ilişki şeklinde de bir eğitim konusunu düşünmüyoruz. Bunu mutlaka bir gönüllülük bir vakıf içerisinde olmasını arzu ediyoruz. Çünkü düşünün ki başka bir ülke Türkiye'de belli bir amaçla bu tür eğitim kurumları açmaya kalka hepimiz kuşku içinde yaklaşırız. 'Arka planında ne var acaba' deriz. Hükümetten hükümete olan ilişkilerde; siyasi ilişkiler, diplomatik ilişkiler, ticari ilişkiler vardır ama bir ülkenin başka bir ülkede eğitim faaliyeti adı altında ne yapacağını o ülkenin iç istihbaratının da, devlet adamlarının da düşünmesi gerekir. Dolayısıyla açık ve şeffaf olmak zorundayız. biz bir hükümetiz, hükümetimiz de hukuk kuralları içerisinde faaliyetlerini devam ettirecek" diye konuştu.
Başbakan Yardımcısı Arınç, yurtdışında okullar açmak için bir vakıf kuracaklarını ve bu vakfın ismini de belirlediklerini anlattı. Arınç, vakfın ismini bugünden açıklamaya gerek olmadığını söyledi. Arınç, vakıfa yüzde 30 oranında kamu desteği olacağını bildirirken, yüzde 70'inin ise sivil desteklerden olacağını aktardı.
Arınç, Bakan Avcı'nın, Bakanlar Kurulu'na gerek olmadan konu üzerinde çalışmalar tamamlandığında bir basın toplantısı düzenleyebileceğini söyledi.
BAŞKANLIK SİSTEMİ
Arınç, başkanlık sistemi tartışmaları hakkında sorulan bir soru üzerine, "Bakanlar Kurulu'nda bu konu enine boyuna tartışılmış ve bir hükümet politikası veya kararı haline getirilmiş değildir" diye konuştu. Bu konu hakkında açıklama yapan AK Partililerin de hükümetin görüşünü yansıtmadığını söyleyen Arınç, "Bu konuda bir aciliyet de görmüyoruz. Seçime yönelik programımızı veya planlamamızı veya projelerimizi Sayın Beşir Atalay ile birlikte bir heyetin hazırladığını söyleyebilirim. Kendisi geçtiğimiz günlerde yaptığı bir açıklamada bunun öncelikli bir konu olmadığını ama değerlendirildiğini, gerekiyorsa seçime yakın bir zaman içerisinde de bu konunun açıklanabileceğini söylemişti. Bugün Bakanlar Kurulu'nda görüşmediğimiz gibi geçen hafta da görüşmedik. Sanıyorum, önümüzdeki gündemi içerisinde olmayacaktır. 'Buna yönelik bir hükümet politikası olabilir mi?' derseniz parti açısından buna belli bir ölçüde ihtiyaç olabilir. Biz bir hükümetiz, hükümetimizin bir başbakanı var, başbakanımızın ve hükümetimizin bulunduğu parlamenter demokrasi içerisinde 2015 seçimlerine giderken taşıdığımız düşünce ve fikrin kamuoyuna açıklanması bir ihtiyaç haline gelebilir ama bugün için bunu erken buluyorum" diye konuştu.
GÜLEN'İN EYLÜL 2013'TE ÖLDÜĞÜ İDDİALARI
Fethullah Gülen'in 2013 yılının Eylül ayında hayatını kaybettiği iddiasının sorulması üzerine Arınç, "Çok şaşırttınız beni. 1 Nisan olsaydı günlerden herhalde belli bir amaçla böyle soruyorsunuz diye düşünecektim. İlk defa sizden duyuyorum, ciddi de bulmuyorum" ifadelerini kullandı.
Soruyu soran kişinin bu haberi Ege'nin Sesi gazetesinin yaptığını söylemesi üzerine Arınç, "Ben böyle bir gazeteyi ilk defa duyuyorum" ifadelerini kullandı. Haber kaynağına bakıldığında ciddi olmadığını anladığını söyleyen Arınç, "Aman yarabbi, Allah'ım aklımızı korusun" dedi.
Arınç, daha sonra da " Ege'nin Sesi diye bir şey çıkarttı, aklım başımdan gitti. Kızım sen nasıl geldin bunlara, neler soruyorsun. Çocuklar siz bana ilaç verin toplantıdan sonra bu hanımefendi perişan etti beni" diye konuştu.
"ÇİPRAS'IN AÇIKLAMALARI İLİŞKİLERİMİZE ZARAR VERMEZ"
Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras'ın bugün ilk ziyaretini Kıbrıs Rum Kesimi'ne yaptığının anımsatılması ve Barbaros Hayrettin Paşa Sismik Araştırma Gemisi'nin faaliyetlerine son vermesinin adadaki müzakere sürecinin yeniden başlatılması için şart koşmasının sorulması üzerine Arınç, bu konunun Bakanlar Kurulu'nda gündeme gelmediğini fakat kendilerinin bunu haberlerden takip ettiğini söyledi.
Türkiye'nin müzakere masasında olduğunu kaydeden Arınç, "Bir çözüme ulaşmak için bu masadan netice almak konusunda kararlıyız. Dolayısıyla iç politikaya yönelik söylenmiş sözler sebebiyle ayrıca bir yorumda bulunmaya, bir de eleştiri getirmeye ihtiyaç duymuyoruz" diye konuştu. Türkiye'nin adanın belli noktalarında gemi ile aramalar yapmasının hem ulusal hem de uluslararası hukuktan kaynaklanan bir gelişme olduğunun altını çizen Arınç, "Buna yönelik eleştiriler vardır. Hatta Rum kesimi bu sebepten masadan kalkmıştır bunu da ilan etmiştir. Bütün bunların Türkiye ile Yunanistan arasındaki ilişkileri bozacağı düşüncesinde değiliz. Ortak çözüm konusunda Türk hükümeti hem de KKTC hükümeti isteklidir, arzuludur. Adadaki gerçekleri dikkate alan yeni bir sürecin Birleşmiş Milletler aracılığı ile başlamasına yardımcı olmaktadır. Bu ilk ziyaretlerde bu tür açıklamalar yapılması, nasıl bizim tarafımızdan doğal karşılanıyorsa Yunanistan tarafından yapılmasını da doğal karşılamayız" dedi.
"GREVİN ERTELENMESİ KARARINA İMZAMI ATTIM"
Birleşik Metal İş tarafından yapılan grevin Bakanlar Kurulu kararı ile ertelenmesine ilişkin kararda kendisinin imzasının bulunmadığı yönünde iddialar hakkında değerlendirmelerde bulunan Arınç, "Bunu ben bizzat imzaladım. Çünkü 29'unda biz geldiğimizde bunu imzaladık. Bütün kararnamelerin Bakanlar Kurulu'nda imzaya açılması diye bir kural yok. Bakanlar Kurulu'nda imzalayan olur, sonrasında dolaştırılır, bakanlar da imzalar. 30'unda Sayın Cumhurbaşkanımız imzayı da atmış ve o gün mükerrer sayı da yayımlanmış. Yani ben imzamı Cenevre'den döndükten sonra 29'unda imza attığımı sizlere rahatlıkla söyleyebilirim. Bir spekülasyona yol açmaması bakımından" diye konuştu.
"SAYIN BAŞKANIN KIYMETİNİ TÜRKİYE'NİN BİLMESİ LAZIM"
IŞİD terör örgütünün Japon gazeteciyi öldürmesine ilişkin olarak bir soru üzerine değerlendirmelerde bulunan Arınç, Türk halkının Japon halkı ile dayanışma içerisinde olduğunu söyledi. Bunun insanlık dışı bir hareket olduğunu kaydeden Arınç, "Vahşi hayvanlar, sırtlan dahil böylesine cinayetleri kolay kolay işleyemez. Videonun gerçek midir değil midir tartışması bir tarafa ama buna benzer cinayetlerin işlendiğini bildiğimize göre de bu acının gerçek olduğunu söylemek mümkün" şeklinde konuştu.
Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç'ın konuşmalarını bir soru üzerine değerlendiren Arınç, "Sayın Başkanını da fevkalade güzel bir konuşma yaptığını dinledim. Bugüne kadar da kendisi ile bazı konuların dışında saygı içerisinde olduk. Başarılı bir dönem geçirdiğini söyleyebilirim. Yıllarca başkan vekilliği yaptı, yıllarca da başkanlık yapıyor bu kurumda. Emeklilik hayatında da kendilerine başarılar diliyorum. Türkiye demokrasisine, Türkiye insan haklarına, fikir ve düşünce özgürlüğünün geliştirilmesine geçmişten bu yana düşünceleri ile kararları ile katkı vermiş mümtaz bir insandır. Birileri biraz daha fazla eleştirmiş olabilir, birileri biraz daha fazla ileri gitmiş olabilir. Sayın Başkanın kıymetini Türkiye'nin bilmesi lazım. Kendisinden sonra göreve başlayacak arkadaşımız da aynı çizgiyi sürdürecektir. Bugün göreve başlayan arkadaşımız gibi" diye konuştu.