Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, CHP'nin 12 yıllık zorunlu eğitimi halka anlatmasının iyi olacağını belirterek, "Ankara yakınındaki illerde her gün bir miting yapabilirler. Halkla ilişki bakımından faydalı olur. Mesela her gün bir kurultay yapacaklarına, her gün miting yapsınlar. Çünkü siyasi partinin halkla ilişki kurması, o siyasi parti için vazgeçilmezdir" dedi.
Arınç, TGRT Haber kanalında katıldığı canlı yayında, CHP'nin salı günü Tandoğan meydanında grup toplama kararından vazgeçtiğini belirterek, grup toplantısının mutlaka Meclis'te yapılması gerektiğini vurguladı. CHP'nin, başvurusunu daha sonra "miting" olarak değiştirdiğini ifade eden Arınç, bunun doğru olduğunu söyledi.
Bülent Arınç, CHP'nin 12 yıllık zorunlu eğitimi halka anlatmasının çok iyi olacağını dile getirerek, "Ankara yakınındaki illerde her gün bir miting yapabilirler. Halkla ilişki bakımından faydalı olur. Mesela her gün bir kurultay yapacaklarına, her gün miting yapsınlar. Çünkü siyasi partinin halkla ilişki kurması, o siyasi parti için vazgeçilmezdir" diye konuştu.
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, yargının hızlandırılması çalışmaları kapsamında hazırlanan yargı paketinde, cezalarının son bir yılını açık veya yarı açık cezaevlerinde çeken hükümlülerin denetimli serbestlik kapsamında tahliyelerini öngören bir düzenleme yer aldığını söyledi. Bu durumun kesinlikle genel afla karıştırılmaması gerektiğine işaret eden Arınç, "Yaptığımız iş kesinlikle genel af değildir, böyle bir niyetimiz de yok. Tahmin ediyorum 15 bin civarında yarı açık veya açık cezaevinde hükümlülüğünün son bir yılına girenleri bir komite takip edecek ve onlar tahliye olacaklar" diye konuştu.
Başbakan Yardımcısı Arınç, bir soru üzerine özel yetkili mahkemeler ya da savcılarla ilgili bir sorun bulunmadığını, sıkıntının ise özel yetkili savcıların yetkilerini aşıp aşmamaları konusunda yaşandığını vurgulayarak, "Özel yetkili mahkemeler, savcılar en azından bir süre daha devam edecek, devam etmesi lazım" dedi.
Adalet Bakanlığının özel yetkili hakim ve savcıların yetkilerini daha dikkatli kullanmaları konusunda yasa maddesi üzerinde bir çalışması olabileceğine işaret eden Arınç, ayrıntıların konuya ilişkin kanun tasarısı ya da taslağı açıklandığında daha net görülebileceğini belirtti.
**"Uzun tutukluluk AİHM'de başımızın derdi"**
Uzun tutukluluk sürelerinin mevcut düzenlemelerde, kanuna dair bir konu olmadığını, bir kişinin tutuklanması, tahliye edilmesi veya tahliye talebinin reddedilmesinin hakimlerin takdirlerinde olduğunu ifade eden Arınç, getirilen tasarıyla tahliye talebinin reddedilmesinin gerekçeli olmasını, tutukluluk kararının gerekçelerinin doyurucu olmasını öngördüklerini anlattı. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarının ve Türkiye'deki tartışmaların önüne geçmek, kararların gerekçelerinin daha doyurucu olması için ilgili kanuna bir madde konulacağını dile getiren Arınç, şöyle konuştu:
"Tutukluluk elbette bir gerektir, ama istisnai olmalıdır, uzun süreli olmamalıdır, cezaya dönüşmemelidir. Bir insan çok feci cinayet işlemişse, ikrarı var, suçun üzerinde yakalanmış, bütün deliller aleyhinde bunun karşılığı ağırlaştırmış müebbet olacaksa adamı tahliye etmezseniz tabii, ama şu bağlantılı, bu bağlantılı bir suçla itham ederseniz ve hangi suç kapsamına gireceği konusunda bir tartışma varsa o konuda mevcut deliller topladıktan sonra tutuksuz yargılama yoluna gitmek daha uygun olur. Bu asker için de böyledir, sivil için de böyledir. Bir insanın 4 sene, 3 sene, 5 sene cezaevinde kalıyor olması, bir defa suçun sosyal anlamda insanlara tatmin duygusu vermesi bakımından hoş bir şey değil. Uzun tutukluluk bizim AİHM'de başımızın derdidir, dolayısıyla hakimlerimizin bu konuda daha duyarlı olması gerekir."