Arınç, NTV canlı yayınında gündemdeki konulara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Bülent Arınç, bedelli askerlik konusundaki tartışmalara ilişkin, “Adı üzerinde bedelli askerlik, bedelsiz askerlik değil. CHP'nin çok yersiz eleştirilerine dikkat edilmesini istiyorum. CHP'nin geçmişte verdiği bir teklif bedelli askerliğe yönelik değil, bedelsiz askerliğe yönelikti. Çünkü orada limitler kabul edilmiş ve bu limitleri ödeyenlerin askerlik yapmayacağı öngörülmüştü” dedi.
MHP'nin itirazlarının da temelde elde edilecek miktarın hangi amaçla kullanılacağı ve kamuoyundaki bazı tepkilerle ilgili olduğunu ifade eden Arınç, “Herkesin makul diyebileceği bir düzenlemenin yapılması isteniyordu. Biz buna dikkat ettik. Ancak MHP, 21 günlük askerlik süresinin de bir şekilde yaptırılmasında ısrarlı” dedi.
Bedelli askerlikte herkesi tatmin etmenin mümkün olmadığını, yaş ve tutar konusunda farklı beklentilerin dile getirildiğini anlatan Arınç, bu konu üzerinde uzun süre çalışıldığını, hesap kitap yapıldığını ve ortalamanın esas alındığını söyledi.
Genelkurmay'ın veya TSK'nın asker ihtiyacıyla ilgili de “Bu dikkate alınır ama siyasi kararı hükümet verir. Ona göre bir düzenleme yapar. Sayın Milli Savunma Bakanı genel kuruldaki görüşmelerde bu konuda 'asker ne dedi' diye soranlara, 'ne demesini bekliyorsunuz evet veya hayır demesinin Meclis'te yapacağımız kanunla ne ilgisi var' gibi çok güzel bir cevap verdi. Asker diyeceğini der, ihtiyacını bize bildirir, biz bütün bunları etraflıca dikkate alır ve bir hükümet olarak kararımızı veririz” şeklinde konuştu.
Vicdani ret...
Arınç, vicdani ret konusuna ilişkin olarak da “Bu konuda en son Sayın Başbakanımız bedelli, vicdani ret konusunda hiçbir düzenleme yapılmayacağını, bunu düşünmediğini ifade etti. Bir defa bedelli askerlik konusu hükme bağlanırken bunun yanında vicdani ret getirilmesi, siyasi açıdan da psikolojik ve moral açısından da doğru bir unsur değil” dedi.
Başbakan Yardımcısı Arınç, konuya ilişkin şunları söyledi:
“Şunu tespit edebilirim; bir defa Türkiye'de zorunlu askerlik var. Bunu kaldırmayı şu aşamada düşünmüyoruz. Yani zorunlu askerlik uygulaması devam edecektir, belki askerlik sürelerinin yeniden düzenlenmesiyle ilgili bir yasal çalışma yapılabilir. Bedelli askerlik, dövizle askerlik şartlar gerektirdikçe devam edecektir. Belki 3 sene sonra, 5 sene sonra bazı uygulamalar değişebilir ama zorunlu askerlik uygulamasından bu aşamada vazgeçmek durumunda değiliz. Zorunlu askerlik devam ettiği sürece 'ben şu şu sebeplerle askerlik yapmak istemiyorum' diyenlere uygulanan 2 hüküm var şu anda. Birisi halkı askerlikten soğutmak, ikincisi emre itaatsizlik.
Askeri Ceza Kanununda, Türk Ceza Kanunda bazı hükümler üstüste konulduğu zaman ve tekerrür ettiği zaman, bu sebeple cezaevinde sayısı az da olsa insanlar var, bu insanlar cezaevinden çıkamayacak noktaya geliyorlar. Çıkıp tekrar giriyorlar, devam eden suç noktasında.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin de konsey kararlarını da Türkiye'ye ilettiği nokta buna bir yasal çözüm bulun. Çünkü özgürlüklerin kısıtlanmasının, hele hele bu sebeple kısıtlanmasının Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine aykırı olduğunu iddia ediyoruz diyorlar. Bunda haklılık payı var, bunu dikkate almamız lazım.”
Arınç, Türkiye'nin aynı mahkeme kararlarına, aynı konsey kararlarına uyarak daha önce iç mevzuatta düzenleme yapıldığını anımsatarak, “Yani vicdani ret veya bir başka isim koyun ben şu sebeple askerlik yapmak istemiyorum diyenlere, mesela Yahova şahitleri için de bu gerekliliktir. Onların da inancında askerlik yapmak, savaş yapmak, kan dökmek bunlar yoktur. Bunları ceza mevzuatındaki hükümleri yeniden gözden geçirmek suretiyle bir çözüme ulaştırabileceğimizi düşünüyorum” dedi.
Bülent, kamu hizmetinin gündeme gelip gelmediğiyle ilgili soruya karşılık da “Bizim o konuda şu tedbire yönelinecek veya ceza sürelerini şu şekilde değiştirebilecek diyeceğim somut bir öneri şu anda yok ama kapsamlı olarak düşünüyoruz. Bu suçlamalarla cezaevinde bulunan insanlara 'peki bunun karşılığında sen şu kamu hizmetini, şu kadar sureyle yap' da diyebiliriz veya kendilerine yöneltilen suçlamaları tecil veya idari para cezalarına dönüştürebilecek bir yasal düzenleme de yapabiliriz. Bu konu ham bir çalışma olarak elimizde devam ediyor ama sanıyorum ilk 6 ay içerisinde bunu sonuçlandıracağız” yanıtını verdi.