ZONGULDAK (İHA) - Zonguldak'ta 7 Mart 1983 tarihinde Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Armutçuk Müessesesi'ne ait ocakta meydana gelen grizu faciasında yaşamını yitiren 103 madenci, düzenlenen törenle anıldı.
Tören, TTK Armutçuk Müessesesi'nde yapıldı. Anma törenine TTK Genel Müdürü Rıfat Dağdelen, Türk-İş Genel Teşkilatlandırma Sekreteri ve Genel Maden İşçileri Sendikası (GMİS) Genel Başkanı Çetin Altun, Armutçuk Belediye Başkanı Mehmet İpekçi, TTK Armutçuk Müessese Müdürü Osman Balamir, GMİS Genel Merkez ve şube yöneticileri ile maden işçileri katıldı. Törende bir konuşma yapan TTK Armutçuk Müessese Müdürü Osman Balamir, grizu şehitlerini saygıyla ve şükranla andıklarını söyleyerek, müessese olarak başarılı çalışmalar yaptıklarını anlattı. Balamir, "Son 3 yılda müessesemiz adına, artarak devam eden maliyet düşürücü ve tasarrufa dayalı performansı ve yıllardır bekleyen iki büyük projeyi hayata geçirdik. Armutçuk'ta çalışan madenciler bu iki önemli projeyi hayata geçirerek, ileride daha büyük projelerin yolunu açmıştır. Çalışmaya, ancak çalışırken sorunları hep birlikte paylaşmaya ihtiyacımız var. Tüm madencilerin, sorunların çözümünde yer almalarını bekliyoruz. Son 3 yılda, gurur verici işler başardık. Çalışmalarınız ve performansınızla herkes tarafından takdirle ve dikkatle izlendiğini bilmenizi isterim" dedi.
Türk-İş Genel Teşkilatlandırma Sekreteri ve GMİS Genel Başkanı Çetin Altun ise, bir daha benzer acılar yaşamamayı umut ettiklerini belirterek, "Allah bize böyle acılar yaşatmasın" dedi. TTK'nın sorunları çözülmediği sürece, bölgenin sorunlarının da çözülemeyeceğini ifade eden Altun, "23 yıl önce bugün tüm bölgemizi ve ülkemizi yasa boğan grizu kazası nedeniyle 103 arkadaşımızı kaybetmenin verdiği üzüntüyü, bugün de yüreğimizde hissediyoruz. Bu vesileyle yeraltında verdiği mücadelede iş kazası sonucu yaşamını yitiren tüm madencilerimizi saygıyla, şükranla ve rahmetle anıyoruz. Bu acıları bir daha yaşamamayı umut ediyorum. Madencilik gerçekten zor bir meslektir. Ama ne olursa olsun, ülkemiz adına, bölgemiz adına bu işi yapmayı sürdüreceğiz. Türkiye'de sadece bölgemizde çıkan taşkömürünü, ekonomiye kazandırmak için her şart altında çalışmaya, üretmeye devam edeceğiz. Bu 170 yıllık bir üretim kültürüdür. Derdimizi, isteklerimizi, beklentilerimizi yetkili ve ilgili kurumlara duyurabilmek için sendikamızın tüm kurullarıyla, her platformda anlatıyoruz" ifadelerini kullandı.
"DAHA ÇOK ÇALIŞIP, DAHA ÇOK ÜRETMEMİZ GEREKİYOR"
Zonguldak, Bartın, Karabük illerinden oluşan bölgenin temel taşının, Türkiye Taşkömürü Kurumu olduğunu ifade eden Altun, "TTK'nın yüzü gülmezse, bölgemizin de yüzü gülmez. Türkiye'nin yıllık 12 milyon ton taşkömürüne ihtiyacı var. Taşkömürü burada diye 2 demir-çelik fabrikamız da bölgemize kurulmuştur. Sadece bu 2 fabrikanın yıllık taşkömürü ihtiyacı 2.5 milyon tondur. Gerekli yatırımlar yapılmadığı, işçi açıkları giderilmediği için hem Türkiye'nin hem de bölgemizde bu amaçla kurulu 2 demir-çelik fabrikamızın taşkömürü ihtiyacını karşılayamıyoruz. Son olarak 59. Hükümet, bölgemizin ve TTK'nın önemini gösterir bir adım atmış ve sayı çok yetersiz olsa da 1200 işçinin alımına karar vermiştir" diye konuştu. Alınacağı açıklanan bin 200 kişinin çok az olduğunu ifade eden Altun, "Tespitlerimize göre şuan üretimi artırmak için en az 2 bin+2 bin, toplam 4 bin işçiye ihtiyaç vardır. Bu açığın kapatılabilmesi için mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz. Zonguldak bağrından 2 il çıkarmış olmasına rağmen, bölgemizde yaşayan toplam 1.5 milyon insanın ataları, maden ocaklarımızda emek vermiş, can vermiş insanlardır. Bin 200 işçi alımında hakkaniyete mutlaka uyulmalı ve işçi alımı köylerden yapılmalıdır. Kurumun başarısı, bölgenin huzuru için bu konuya özellikle dikkat edilmelidir. Hedefimiz üretimi arttırmaksa doğru olanı budur" şeklinde konuştu.
TTK Genel Müdürü Rıfat Dağdelen ise, yaptığı konuşmada, hedeflerinin taşkömürü üretimini artırmak olduğunu söyledi. Türkiye'nin taşkömürüne büyük ölçüde ihtiyaç duyduğunu, ancak yeterli üretim yapılamadığı için ülkenin kömür ithalatına büyük paralar harcadığını belirten Dağdelen, "Bugün elim bir kazanın seneyi devriyesini yad etmek için bir araya gelmiş bulunuyoruz. Temennim bu acı kazaların bir daha olmamasıdır. Bu acıları bir daha yaşamamak için hepimizin üzerimize düşen görevleri en iyi şekilde yapmamız gerekiyor. Ocaklarımız tabiatın zor koşulları nedeniyle mekanize edilemeyen ocaklardandır. Ancak iş güvenliği açısından, büyük ve mekanize ocaklara sahip gelişmiş ülkelerin ocaklarında bulunan gelişmiş teçhizatlara sahibiz. Ocaklarımızda daha iyi çalışabilmemiz için yer altının mimarisini düzeltmemiz gerekmektedir. Bunun içinde elimizden gelen her türlü gayreti gösteriyoruz" diye konuştu.
Türkiye'nin bugün 15-16 milyon ton kömür ithal ettiğini ifade eden Genel Müdür Dağdelen, "Çevremizdeki 2 demir-çelik fabrikası ve diğer demir-çelik fabrikası yurt dışından kömür alıyor ve bu kömüre verilen para bizlerin cebinden çıkıyor. Ama kömür burada duruyor. Biz, ihtiyacı karşılayacak kadar üretemiyoruz. Eğer bu kömürü çıkartırsak, yurt dışına ödenen milyarlarca dolar ülkemizde kalacak, çoluk-çocuğumuz iş imkanına kavuşacak. Bunu sağlamak için bize çok iş düşüyor. Birincisi yatırımdır. Yatırımlarımız devam ediyor. İkincisi ise işçimizin emeğini üretime daha dikkatli vermesidir. Daha çok çalışıp, daha çok üretmemiz gerekiyor. Maden işçilerimizi daha bir şevkle çalıştıracak yeni bir prim sistemi getiriyoruz" ifadelerini kullandı.