YURTHABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Arslanköylü Kadınların ‘yün Bebek’ Filmi Altın Portakal’da

Mersin’in merkez Arslanköy Beldesi’nde çekilen ve tamamında Arslanköylü Kadınlar Tiyatrosu üyeleri ile bölgede yaşayan köylü...

Arslanköylü Kadınların ‘yün Bebek’ Filmi Altın Portakal’da

Mersin’in merkez Arslanköy Beldesi’nde çekilen ve tamamında Arslanköylü Kadınlar Tiyatrosu üyeleri ile bölgede yaşayan köylü kadınların rol aldığı ‘Yün Bebek’ filmi, Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde ilk kez izleyici ile buluşacak.

Arslanköylü Kadınlar Tiyatrosu ve Mersin Sinema Derneği’nin ortak çalışması ile çekilen ve bu yılın önemli filmleri arasında gösterilen Yün Bebek filminin galası, 8 Ekim 2012 Pazartesi günü 49. Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde yapılacak. Kadının kadına şiddetini ele alan ve Mersin Valiliği, Mersin Ticaret Borsası, merkez Akdeniz Belediyesi ile Toroslar Belediyesi'nin desteklediği film, 30 bin lira gibi küçük bir bütçeyle çekildi. Toros Dağları’nda yaşayan Yörük kadınlarının hikayesini konu edinen, tüm oyuncularının kadın olduğu ve gönüllü yer aldığı Yün Bebek filmi, bu yılın Ocak-Mart ayları arasında sıfırın altında 20 dereceyi bulan soğuk havalarda ve 3,5 metre karda çekildi. Ekip üyelerinin sık sık donma tehlikesi geçirdiği film, kısıtlı olanaklar ve zorlu iklim şartlarına karşı mücadele edilerek özverili bir çalışmayla tamamlandı. Ümmiye Koçak'ın yazıp yönettiği filmin 2. Yönetmeni Yasin Korkmaz. Yapımcılığını Gürhan Ötün'ün üstlendiği filmin Görüntü Yönetmenliğini Kadir Baziki, Sanat Yönetmenliğini ise Gökhan Şahin yaptı. Anadolu kadının gözünden, kadına uygulanan fiziksel ve sözlü şiddeti anlatan Yün Bebek, aynı zamanda her türlü iş yükünün altında ezilmeye bırakılan kadının hayatına ayna tutuyor.

Filmi Arslanköylü Kadınlar Tiyatrosu'ndan Ümmiye Koçak ile birlikte yöneten Mersin Sinema Derneği'nden Yasin Korkmaz, filmle ilgili bilgi verdi. Gerçekte kadınlar nasıl yaşıyorsa filmi de öyle çektiklerini söyleyen Korkmaz, anlatılan konunun bu nedenle daha inandırıcı olduğunu belirterek, "Film ekibi projeye başlarken ‘gerçek’ olan bu hikayeyi en doğal hali ile anlatmayı planlamıştı. Bu nedenle oyuncular, o bölgede yaşayan kadınlar arasından seçildi. Filmde, o insanların gerçek hayatlarında bulunmayan hiçbir şeye yer verilmezken hikayeye sinemasal ögeler de eklenmedi. Konu en doğal haliyle anlatılmaya çalışıldı. Bu nedenle film konusu, oyunculuğu ve tekniği ile gerçeğe sadık kalmış oldu. Kadına yönelik şiddet, filmlerde ve dizilerde çok sık işleniyor ve bazen gündeme de gelebiliyor. Ancak kadının kadına şiddeti ilk kez bir filmde bu kadar net bir şekilde ele alınıyor. Çünkü kadının kadına şiddeti ve baskısı çok daha sık ve acımasızca yaşanan bir olay. İzleyenler, bizim film değil gerçeği çektiğimizi anlayacaklar" dedi.

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

En Çok Aranan Haberler