Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın uzunca bir süredir merakla beklenen 'çılgın proje'sini açıklaması tartışmalarında başlamasına neden oldu. Bazı uzmanlar projenin Türkiye ve çevre ülkelerin çehresini önemli ölçüde değiştirebilecek nitelikte büyük bir proje olduğu değerlendirmesini yaparken, bazı uzmanlar da projenin şehirsel ve çevresel açıdan ciddi problemlere neden olabileceğinin altını çizdi.
İşte uzun bir süre olumlu ve olumsuz yöneleriyle tartışmalara konu olacak gibi görünen dev projenin artıları ve eksileri...
Boğazdan günde geçen 150 gemi ikinci bir güzergah seçeneğine kavuşacak. Rahatlayan Boğaz, su sporları ve diğer etkinliklerle çekim merkezi olacak.
Tanker trafiğinin azalmasıyla İstanbul’a büyük zarar verebilecek olan kaza olasılığı da azalacak.
Doğal alan olan değişken ve ters akıntıları nedeniyle riskli bir geçiş alanı. Teknik arızada kaza olasılığı yüksek. Oysa Kanal İstanbul’da akıntı ve diğer doğal riskler yok.
Geçen gemilerin pervane seslerinden bıraktıkları atıklara kadar Boğaz’a verdikleri zarar azalacak. Balık ve diğer canlılara baskı azalacak.
Trakya’da ikinci bir İstanbul Boğazı olacak. Çevresindeki yatırımlarla bölge ekonomisi canlanacak.
Kanal İstanbul’un eksileri
Türkiye'nin Montrö’ye göre transit gemilerin Boğazları kullanma hakkı kısıtlayamayacak olması şüphesiz yatırımın geleceği açısından en büyük riski oluşturuyor. Türkiye ,tankerleri yeni kanalı kullanmaya zorlayamaz ve dev yatırım işlevsiz kalabilir.
Karadeniz ve Marmara’yı ikinci bir kanalla bağlamanın iki deniz açısından nasıl bir etkisi olacağı bilinmiyor.
Yeni kanalla birlikte kentin en bakir bölgeleri de yapılaşmaya açılacak. Ormanların bulunduğu Kentin Kuzey aksında oluşacak bir yapılaşma zaten nüfus baskısı altındaki kenti boğabilir.
Bölgede oluşacak ekonomik gelişim bölgedeki rant paylaşımını tetikler. Sosyal sorunlar oluşabilir.