Metaverse, son dönemin en konuşulan konularından biri olmaya devam ediyor. Mark Zuckerberg'in Facebook şirketinin ismini Meta olarak değiştirdiğini açıklaması ve şirketin metaverse planlarını açıklaması, Bill Gates'in önümüzdeki yıllarda çalışanların toplantılarını metaverse'te yapacağını söylemesi ve diğer pek çok şirketin metaverse yatırımlarını duyurması metaverse'ü bir anda popülerleştirdi.
İnternetin ortaya çıktığı ilk dönemler, kullanıcıların sadece "okuyucu" olduğu Web 1.0 ve artık birer "paylaşımcı" olduğu Web 2.0 kavramlarının ardından beklentiler kullanıcıları bir sonraki versiyon olan Web 3.0'a geçiş yapmaya yöneltti. Kendisinden öncekilerin aksine tek merkezden yönetilmeyen, bir hacker saldırısına maruz kalmayacak kadar güvenli bir ortam oluşturması hedeflenen Web 3.0 ise beraberinde "metaverse" kavramını getirdi.
"Meta" yani "öte" ve İngilizcedeki "universe" yani "evren" kelimelerinden oluşan metaverse, sanal ve gerçek dünyanın buluştuğu bir ortamı kullanıcılara sunuyor. Bu ortamları tasarlayanlar, kendi evrenlerinden arsa satışı da yapıyor. Birden fazla platform üzerinden gerçekleştirilen arsa satışlarında alıcıların büyük çoğunluğunu ise Türkler oluşturuyor.
Bilişim Hukuku Uzmanı Avukat Murat Keçeciler, yaptığı açıklamada, metaverse konusunda internetin ilk yaygınlaşmaya başladığı günlere benzer, "kuralsız" bir dönem yaşandığına dikkati çekti.
Sanal dünyada arsa satışı yapılan platformlara Türkiye'den büyük talep olduğunu anlatan Keçeciler, bu platformlarda dünya haritasının parsel parsel satıldığını söyledi.
Bu satışlarda işin en kritik yönünün, aynı arsanın birden fazla platformda satışa sunulması olduğuna değinen Keçeciler, "Siz o noktayı satın aldığınızda diğer platformda o nokta başka birisi tarafından satın alınmış olabilir. Bunun önüne geçmeniz mümkün değil. Bunların her biri ayrı ayrı evrenler. Birinci evrende bir gayrimenkulün sahibi olmanız ikinci evrende de o gayrimenkulün sahibi olmanızı gerektirecek bir durum değil." dedi.
Bu arsaların uzun vadede bir işe yarayıp yaramayacağının ayrı bir tartışma konusu olduğunu anlatan Keçeciler, şöyle konuştu:
"İlginç bir şekilde sanal ortamlardaki arazi satışlarında bir numara Türkiye. En fazla arazi satın alanlar bizleriz. En fazla arazinin satıldığı ülke konumu da yine biziz. Örneğin geçen hafta OVR'de toplamda 80 bin arazi satışı yapılmışsa bunun 20 binini biz Türkler almışız.
Buradaki temel motivasyon nedir, burada arazi alanların ana gayeleri nedir, açıkçası bir nevi 'İleride buralar değerlenir şimdiden yatırım yapayım.' gibi bir mantık olabilir ama bu ne kadar sağlıklı işleyecek onu kestirmek, onunla ilgili bir öngörü ortaya koymak mümkün değil."
Sanal arsa meselesinin son dönemde "çılgınlık" haline geldiğinin altını çizen Murat Keçeciler, sanal alemde arsa alacaklara, eğer teknolojiye yatkınlığı olan bir girişimci değillerse bunu bir yatırım aracı olarak görmemeleri tavsiyesinde bulundu.
Uluslararası Sosyal Medya Derneği Başkanı Said Ercan ise metaversede artık ikinci, hatta üçüncü el arsa satışlarının konuşulur hale geldiğine dikkati çekti.
Sadece İstanbul'da 20 binden fazla arsanın sanal ortamdan satıldığını kaydeden Ercan, "Türkiye'nin her yerinden arsa satışı var. Örneğin geçenlerde birileri Trabzon'daki Avni Aker Stadyumu'nu sanaldan alıp Fenerbahçe bayrağı koymuş, bu da kriz oluşturmuştu sanalda. Gelecekte bunun gibi birçok şey göreceğiz." dedi.
Gelecekte tarihi ve dini yapılar için benzeri olayların yaşanabileceği uyarısında bulunan Ercan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Mesela orada Kültür ve Turizm Bakanlığı tarihi yerleri almalı mı ya da belediyeler kültür sanat yerlerini, tarihi eserleri almalı mı? Örneğin bir ibadethane, metaverse evreninde pekala bir bar, eğlence merkezi olabilir mi? Bunun gibi birçok soru akla geliyor. İnternetin ilk dönemlerinde domain adı alınırken o adlar başkaları tarafından alındı, sonra tekrar satılmaya çalışıldı. Bir karmaşa olmuştu o süreçte. Metaversede de böyle bir şey olacak. Yeni nesil hayatlarını orada kazanacak, sanal evrende var olacak. Dünya sıfırlanıp yeni bir evren kurulurken orada olup olmama kararı bu. Kamu kurumları nasıl bir karar verecek bir an önce buradaki tavır belli olmalı."
Said Ercan, Türkiye'nin bir an önce kendi metaverse evrenini kurması ve kripto parasını çıkarması gerektiğini söyledi. Sanal dünyada Türkiye haritasıyla birlikte Türkiye'nin marka değerinin de satıldığının altını çizen Ercan, şu değerlendirmede bulundu:
"Bizler siber vatana inanıyoruz. Siber vatanda da bir sanal evren kuruluyorsa bu bizim çocuklarımızı hedefliyorsa bizim orada güvenli bir şekilde olmamız lazım. Kesinlikle geç kalınmamalı. Hangi kurum ilgilenecekse yerel yönetimler, devlet... Metaverse önce halka anlatılmalı. İnternetten patır patır yerler alınıyor. 'Çanakkale geçilmez.' diyorsun geldi bir Anzak orada yer aldı, yarın bunların sonuçları ne olacak? Böyle bir şey mümkün mü ya da hiç takmayalım mı ilgili kurumlar vatandaşı bilgilendirmeli. Bir yandan da cari açığımız artıyor. Bizim paramız bir yerlere akıyor. Ciddi paralar bunlar. Neredeyse gerçek hayattaki arsa fiyatlarına ulaştı sanaldaki arsa fiyatları. Böyle giderse de ciddi sıkıntı olacak."
Avrasya Blockchain ve Dijital Para Araştırmaları Derneği Başkanı Kadir Kurtuluş, metaversede "İstanbul arsası" denilen şeyin sadece dijital bir resmin JPEG formatındaki NFT'si olduğunu vurguladı.
Her metaverse ortamının, "Burası merkez olacak" iddiasıyla müşteri çekmeye çalıştığını, bunun da alıcıları yanıltabileceğini belirten Kurtuluş, aynı haritanın birden fazla platform tarafından satışa sunulduğunun altını çizdi.
İnsanların gelecekte bu arsaların çok yüksek rakamlara ulaşacağı ve zengin olacakları hayaliyle bu projelere yatırım yaptığını belirten Kurtuluş, şöyle devam etti:
"Meta evrene para yatıracaklar kaynaklarını sepet yapsınlar. Yüzde 10-15'ten fazlasını ya da borç alarak kesinlikle bu işlere girmesinler. Böyle bir şeyi de iyi araştırsınlar. Kendilerini yormayacak kadar yatırım yapabilirler. Ama kredi çekip kripto paraya girmek, bugünden yarına değerlenecek deyip metaverseden yer almak, bunlar hızlı gerçekleşecek şeyler değil. Bu başka bir uzmanlık alanı. Bu konuları biliyorsanız bu işleri yapabilirsiniz, bilmiyorsanız uzak durun."
Sanal arsaların gerçek dünyada karşılığı olmadığını vurgulayan Kurtuluş, "Bunun gerçekten fiziki arsa ile ilişkisi olmadığını söylüyorlar ama 'aldatıcı bir faaliyet' olarak davalar bile açılabilir bu şirketlere karşı." ifadelerini kullandı.
Metaversede satın alınan arsaların gerçek sahiplerinin, "Bu bir dolandırıcılık faaliyetidir" diyerek dava açma hakkı doğabileceğini belirten Kurtuluş, "Arsa alan kişinin 'Bunu metaverseden aldım bu arsa benimdir.' demediği sürece bir zararı yok ama arsanın gerçek sahipleri 'Bu bir dolandırıcılık faaliyetidir.' deyip suç duyurusunda bulunabilir." değerlendirmesinde bulundu.
(AA)