Koronavirüsün mutasyon geçirmesi ve yeni varyantların ortaya çıkmasıyla, mevcut aşıların virüse karşı etkinliğinin ne kadar azaldığı konusu merak uyandırıyor. Türkiye'nin kullandığı tek aşı olan Çin'den alınan Sinovac aşısının koronavirüs mutasyonlarına karşı ne kadar etkili olduğu belirsizliğini koruyor. Uzmanlar, aşıların etkinliğinin mutant virüsler karşısında ne kadar azaldığı konusunda daha net olabilmek için konuyla ilgili bilimsel araştırmaların artması gerektiğini söylüyor.
BBC Türkçe'ye konuşan Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Serhat Ünal, Sinovac gibi "inaktive yöntemle" geliştirilmiş aşıların mutasyonlara karşı etkinliğinin, diğerler aşılara nazaran daha yüksek olduğunu ortaya koyan bir araştırma olduğunu belirtiyor.
Ünal, Sinovac dahil mevcut tüm aşıların içerisinde, hastalığa karşı koruyuculuk sağlayan antijenlerin Wuhan virüsünden elde edildiğini, bu sebeple aşılardaki antikorun Wuhan virüsüne özel üretildiğini söylüyor.
Bilimsel çalışmalara göre, şu ana dek mevcut aşıların İngiltere mutasyonu karşısında etkinliğini kaybettiğine dair herhangi bir bulgunun görülmediğini belirten Ünal, "İyi ki görülmedi çünkü İngiltere mutasyonu yüzde 35 kadar daha fazla bulaşıcı" diyor.
https://www.youtube.com/watch?v=ipu0jB5R53k
Ünal, aşılar üzerinde negatif etkinin esas olarak Brezilya ve Güney Afrika mutasyonunda yapılan çalışmalarda görüldüğünü ifade ediyor:
"Wuhan virüsü ile enfekte olan ve antikor geliştirmiş hücreye Güney Afrika suşu eklendiğinde, hücre içerisinde yeni varyantın üremesini durdurabilmek için, Wuhan virüsünü durdurmak için ihtiyaç olandan çok daha fazla seviyede antikora ihtiyaç olduğu görüldü. Bu nedenle daha önce Wuhan suşu ile hastalığı geçirmiş olanlar varyantlar sonucu yeniden hasta olabiliyorlar ama halen epeyce koruyuculuk olduğu için hafif geçiriyorlar.
"Pfizer aşısı yapılan kişide oluşan antikorlar düşük seviyede bile olsa orijinal Wuhan suşuna karşı etkiliyken, Güney Afrika suşu söz konusu olduğunda 8 ila 10 kat daha çok antikora ihtiyaç gösteriyor. Pfizer aşısı olmuş kişilerde belli miktar antikor oluştuğu için, Güney Afrika varyantına karşı da etkinliğini sürdürüyor ama etkinlik seviyesi düşüyor tabii."
Varyant virüslerin içindeki 'S proteinin' yapısının orijinal Wuhan virüsünden farklı olduğunu söyleyen Ünal, bir çalışmaya göre mRNA aşılarının mutant virüslere karşı koruyuculuğunun inaktif aşılara göre daha az olduğunu şöyle anlatıyor:
"Çalışmada bütün aşıların varyantlara karşı etkinliği denendi ve inaktive aşıların Güney Afrika suşuna karşı koruyuculuğunun devam ettiği gösterildi. Çünkü inaktive aşılarda, diğerlerinden farklı olarak, sadece S proteini değil bütün virüs enjekte ediliyor. Böylece aşıda S proteininden başka antikorlar da oluşuyor ve muhtemelen o antikorlar varyanta karşı koruma sağlıyor."
Türk Tabipleri Birliği'nin (TTB) online yayınında konuşan Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Murat Akova ise Türkiye'nin halen kullandığı tek aşı olan Sinovac aşısının mutant virüslere karşı ne kadar etkili olduğunun henüz bilinmediğini söylüyor.
Çin'de Sinovac aşısı gibi inaktive yöntemle geliştirilmiş başka bir aşı üzerinde yapılan çalışma sonucu inaktive aşının mutant virüslere karşı koruyucu olduğunun saptandığını Akova, bu çalışmanın henüz hakemli bir dergide yayımlamamış bir ön çalışma olduğu bilgisini paylaşıyor.
Türkiye'de resmi olarak ilk Covid-19 vakasının görülmesini takip eden birkaç hafta içerisinde Sağlık Bakanlığı, koronavirüs hakkında yapılacak bilimsel araştırmalar için bakanlık bünyesinde kurulan "Kovid-19 Bilimsel Araştırma Değerlendirme Komisyonu"nun yetkili olacağını açıkladı.
Böylece üniversitelerde ya da hastanelerde yapılması planlanan bilimsel araştırmaları önce "Kovid-19 Bilimsel Araştırma Değerlendirme Komisyonu"na bildirme şartı getirildi.
TTB süreç içerisinde yaptığı çeşitli açıklamalarda, bu uygulamanın bilimsel araştırma ve bilginin önüne geçecek nitelikte olduğunu vurguladı.
Dünyada pek çok üniversite, hastane ve merkezde görev yapan hekimler bu alanda bilimsel çalışmalar yaparak bu çalışmaların aşamalarını ve ulaştıkları bilgileri dünya ile paylaşabilirken, Türkiye'de bunun 'bakanlık iznine tabi tutulduğu' eleştirildi.
Prof. Akova ise Türkiye'de Sinovac aşısının yeni varyantlar karşısındaki etkisini araştırmak için Alman Goethe Enstitüsü ile birlikte Sağlık Bakanlığı'na başvurduklarını ancak henüz bu talebe yanıt alamadıklarını söylüyor.
Virüs sürekli mutasyon geçirdiği için aşı etkinliği konusunda önümüzdeki aylarda ciddi sıkıntıların ortaya çıkabileceğini belirten Akova, Sinovac aşısının mutantlara karşı etkinliği verisinin bir an önce elde edilmesi gerektiğini ifade ediyor.
TTB üyesi Prof. Dr. Kayıhan Pala ise benzer bir örneği şöyle anlatıyor:
"Türkiye'de bilimsel araştırmalar, üniversitelerdeki etik kurulların onayına bağladır. Ancak pandemi sırasında Sağlık Bakanlığı bir kural çıkardı ve 'Etik kurul onayları yetmez, bakanlığın onay vermediği hiçbir araştırmayı yapamazsınız' dedi. Örneğin biz 2020 yılında pandemi süresince gerçekleşen fazladan ölümleri araştırmak istedik, üniversitemizin etik kurulundan onay aldık ancak Sağlık Bakanlığı bize onay vermediği için araştırmayı gerçekleştiremedik."
Bakanlık henüz Sinovac aşısının mutasyonlardaki etkinliğine dair açıklama yapmadı.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca basın toplantılarındaki açıklamalarında, Türkiye'nin tercihini "düşük riskli ve daha etkili" inaktif aşılardan yana kullanmasının doğru bir tercih olduğunu ve gelinen noktada birçok ülkenin inaktif aşıya yöneldiğini söylüyor.
https://www.youtube.com/watch?v=jLalFusoiAc
Türkiye'de şu ana dek 263 tanesi İngiltere, 23 tanesi G. Afrika ve 106 tane kökeni belli olmayan varyant tespit edildiğini söyleyen Koca, İngiltere'de başlayan mutasyonun hastalığın seyrinde değişiklik yapmamakla birlikte bulaşıcılığı artırdığına dair önemli bulgular olduğunu belirtiyor:
"Ülkemizde de görülen mutasyonlara karşı etkin bir çalışma yürütüyoruz. Buna rağmen bazı mutasyon türlerinin bulaşma oranı çok daha yüksek. Bu riski göz ardı etmeden tedbirlere uymaya ısrarla devam etmek zorundayız."
BBC Türkçe'ye konuşan Bilim Kurulu üyesi Prof. Necmi İlhan ise Fahrettin Koca'nın sözlerine atıfla, şu ana dek Türkiye'de aşı olanlar içerisinde kimsenin entübe olacak kadar hasta olmadığını ve "eldeki verilere göre" Sinovac aşısının mutant virüslere karşı da etkili olduğunu kaydediyor:
"Şu an geldiğimiz noktada aşının mutant suşlarına karşı da etkili olduğunu söyleyebiliriz. Ancak önümüzdeki hafta farklı bir gelişme olur ya da yeni bir mutant çıkabilir. Dolayısıyla tedbir alıp süreci izlemek gerektiğini söylemek en doğrusu olacaktır."
Prof. Pala'ya göre, Sinovac aşısının mutantlara karşı etkisinin net olarak bilinmemesine rağmen Türkiye'nin önünde iki seçenek bulunuyor:
Covid-19'a yakalanarak ağır hastalanma riskini göze almak ya da ağır hastalanma riskine karşı yüksek oranda koruyucu olduğu ispatlanan Sinovac aşısıyla korunmayı tercih etmek.
Dünyada endişe uyandıran üç yeni koronavirüs varyantı var. Bunlardan ilki geçtiğimiz Eylül ayında İngiltere'de, ikincisi Ekim ayında Güney Afrika'da, üçüncüsü ise Ocak ayında Brezilya'da ortaya çıktı.
Şu anda İngiltere'deki yeni Covid-19 hastalarının yüzde 70'inin varyant virüsle enfekte olduğu, Güney Afrika'da ise neredeyse tamamının yeni varyantı taşıdığı ediliyor.
Resmî açıklamalara göre İngiltere varyantı Türkiye'de şu ana dek 33 şehirde görüldü. Şubat itibarıyla Türkiye'de Güney Afrika ve Brezilya mutant virüsleri de saptandı.
Bilim insanları, koronavirüsün yeni varyantı olan bu virüslerin mevcut aşıların koruyuculuğunu etkilediği konusunda hemfikir.
Özellikle Güney Afrika varyantının Janssen aşısında etkinliğini yüzde 72'den yüzde 57'e düşürdüğü, Novavax aşısında yüzde 95'ten yüzde 60'a düşürdüğü, Pfizer ve Moderna aşılarının etkinliğini ise 6-10 kat daha az etkili hale getirdiği belirtiliyor. Oxford-AstraZeneca aşının ise Güney Afrika varyantı karşısında sadece yüzde 10 ila 50 arasında etkili olduğu kaydediliyor.