Suç sizde değil! Vücutta salgılanan dopamin, noradrenalin ve feniletilamin sorumlu bundan. Noradrenalin, adrenalin hormonu gibi heyecana sebep olup, ayaklarınızı yerden kesiyor. Kalbinizin pırpır edişi, işte bu yüzden.
İşte burada da devreye Dopamin hormonu giriyor. Birazcık dopamin, size yoğun mutluluk verirken, aşık olduğunuz kişiye karşı bağımlılık hissi oluşturuyor. Madde bağımlılıklarında da etkili bu hormon, sizi her şeyin bağımlısı yapabilir. - - - - - -
Formül basit, birazcık dopamin ve birazcıkta noradrenalin hormonu birbirine karışınca, size de bedbaht geceler düşüyor. Sevinç, hüzün, yoğun enerji, uykusuzluk, özlem, iştahsızlık gibi karmaşık duygular bir arada yaşanıyorsa, vücudunuz bu hormonlardan oluşan "aşk iksirini" salgılamaya başlamış demektir. - - - - - -
Yapılan araştırmalara göre, aşık olunan kişinin fotoğrafına bakıldığında Dopamin üretiminden sorumlu beyin bölgesinin harekete geçtiği görülüyor. Yani size o kağıt parçasını öptürmek için biraz dopamin yeterli oluyor.
Aşık olan insanların beyninde mutluluk hormonu olarak bilinen serotoninin azaldığı görülüyor. Bu durum, takıntılı davranış bozukluğu çeken hastalarda ortaya çıkan serotonin eksikliği ile benzer. Bu yüzden kişi, aşık olduğu insanı aklından çıkaramıyor, bildiğin hastası oluyor. - - - - - -
Kimileri sonsuz aşk, kimileri de evlilik aşkı öldürür derler. İkisi de değil doğru olan. Buna yine hormonlar karar veriyor. Bilimsel araştırmalara göre aşk iksiri olan dopamin, noradrenalin ve feniletamin zaman içinde azalıyor. - - - - - -
Gözünüzden o perde kalkmaya başlıyor ve aşık olduğunuz odunu gerçek haliyle görmeye başlıyorsunuz. Kısacası aşk, yaklaşık 2 veya 3 yıl içinde geçiyor; yerini ise yavaş yavaş mantık alıyor.