Dava Almanya'da sonuçlandı, ancak Alman yargısı Deniz Feneri'nin peşini bırakmıyor. Türkiye'nin yakından takip ettiği Almanya'daki Deniz Feneri Derneği davasının Alman hakimi Johann Müller ve "Mahkumlar Almanya'da, ama asıl failler Türkiye'de" görüşünü bildiren savcı Kristin Lötz, CNN TÜRK'e konuştu. Savcı, dosyada yeni adımların sinyalini verirken, hakim, bundan sonraki süreçte inisiyatifin adalet bakanlıklarında olduğuna dikkat çekti.
Almanya'daki Deniz Feneri Derneği yöneticilerine açılan dava, sanık iskemlesindeki üç isim için mahkumiyetle sonuçlandı. Mehmet Gürhan 5 yıl 10 ay, Mehmet Taşkan 2 yıl 9 ay, Firdevsi Ermiş ise 1 yıl 10 ay hapis cezasına çarptırıldı. Ancak, dava sürecindeki "Asıl failler Türkiye'de" iddiası, en az mahkumiyetler kadar dikkat çekti. Alman hakim Johann Müller'e göre, bundan sonraki süreçte inisiyatif Alman savcılık makamı ve adalet bakanlıklarında:
"Savcılık bu dava kapsamında başka kişiler için de incelemeler başlatabilir. Bunun için Türkiye'ye başvurarak sanıklarla ilgili adli yardım talep edebilir. Bu konuyla ilgili kararı Adalet Bakanlığı verir. Ancak dava açılabilmesi için, savcılığın başvurması ve sanıkların mahkemede bulunması gerekiyor." Alman hakimin dava sırasında net olarak işaret ettiği isimlerle ilgili hukuki süreç, ancak savcılığın yeni girişimiyle başlayabilecek. Davanın savcısı Kristin Lötz, bu adımların gerekçeli kararın açıklanmasının ardından atılabileceğini söylüyor: "Dava bitmedi. Bundan sonra ne yapacağımızı belirlemek için mahkemenin gerekçeli kararını açıklamasını bekliyoruz."
GEREKÇELİ KARAR 5 HAFTA İÇİNDE AÇIKLANACAK.
Davanın karar aşamasında, olayın Türkiye boyutuna da değinen Müller, Mehmet Gürhan'ın dernekte yönetici olmasına karşın büyük oranda Türkiye'den yönlendirildiği ve karar vermede tek yetkilinin kendisi olmadığını, Türkiye'de Zekeriye Karaman'ın ön plana çıktığını vurgulamıştı. Talimatları Türkiye'den Kanal 7 yöneticisi Karaman'ın verdiğini iddia eden Müller, bu kanıya nasıl vardığını açıkladı:
"Karaman gayriresmi muhasebe kayıtlarında Türkiye`ye gönderilen paraların alıcısı olarak geçiyor. Karaman, Deniz Feneri e.V Derneği'nin paralarıyla Almanya'da kurulan şirketlerde ortak ve yönetici olarak geçiyor. Mahkemede itirafta bulunan iki sanık da Karaman'ı yolsuzluğun Türkiye ayağından sorumlu kişi olarak gösterdi."
RTÜK BAŞKANI'NIN DURUMU
Hakim Müller, RTÜK Başkanı Zahid Akman'ın Deniz Feneri davasıyla ilişkisine dair söylenenleri de yanıtladı. Müller, Akman'ın dernek ile doğrudan bağlantılı olduğu yönünde ellerinde kanıt bulunmadığını söyledi.
Peki, derneğe bağışta bulunanların paraları ne olacak? Savcı, bu soruya, "Biraz zaman alacak, ama mutlaka paralarını geri alacaklar" yanıtını verdi. Hakim ve savcı, dava süreci ve Alman yargısının önündeki bağlantılı dosyalarla ilgili olarak da açıklamalarda bulundu.
ALMANYA'DAKİ DAVADA NELER OLMUŞTU?
Almanya'daki Deniz Feneri Derneği davasının 17 Eylül'deki duruşmasında yargıç Johann Müller, üç sanığın da dolandırıcılık suçundan mahkum olduklarını açıklamıştı. Hakim Müller, gerekçeli kararında, bu davanın Almanya'nın en büyük bağış skandalı davası olduğunu belirterek daha önce çok ses getiren UNICEF Almanya davasını dahi geçtiğini söylemişti. Almanya Deniz Feneri'nin toplam 41 milyon euro bağış topladığını Türkiye'ye giden toplam miktarın 17 milyon euro olduğunu, bunun 8 milyonunun Türkiye Deniz Feneri'ne gittiğini, geri kalan kısmın çeşitli yerlerde kullanıldığını ifade etmişti. Amaç dışı kullanılan paradan sadece 4 milyon euro Almanya'da kaldı. Gerekçeli kararda olayın Türkiye boyutuna da değinen Müller, Mehmet Gürhan'ın dernekte yönetici olmasına karşın büyük oranda Türkiye'den yönlendirildiği ve karar vermede tek yetkilinin kendisi olmadığını, Türkiye'de Zekeriye Karaman'ın ön plana çıktığını vurguladı.
Müller, kararında sanık Mehmet Gürhan'ın, İsmail Karahan, Harun Yoldaş, Mustafa Çelik ve Zahit Akman ile geçmişte ticari ilişkileri olduğunu belirtti. Almanya'da 1999'da kurulan Deniz Feneri Derneği'nin 2002-2007 arasında 41 milyon 423 bin 158 euro bağış topladığı belirtiliyor. Bankalardan çekilen yüksek miktarların emniyete bildirilmesi sonucu kara para aklandığı şüphesiyle savcılık harekete geçmişti. İhbarlar üzerine Hessen Eyalet Savcılığı, Mehmet Gürhan, Firdevsi Ermiş ve Mehmet Taşkan'a dolandırıcılık, karapara aklama ve vergi kaçakçılığı suçlarından dava açmıştı.Kesin delil olmasa da asıl faaillerin Türkiye'de olduğunu vurgulayan savcı, tüm sorumluluğun Türkiye Deniz Feneri kurucularından Zekeriya Karaman, Zahid Akman, İsmail Karahan ve Harun Yoldaş'a ait olduğunu iddia etmişti.