ANKARA (İHA) - Hacettepe Üniversitesi Psikoloji Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Ayşe Gül Fısıloğlu, kişi, belli bir şiddetin üzerindeki gürültüye, belli süre maruz kaldığı zaman, iç kulakta meydana gelen hasarın, işitme kaybı şeklinde ortaya çıktığını bildirdi.
Doç. Fısıloğlu, gürültülü işyerlerine eleman alınırken mutlaka işitme testlerinin yapılmasına özen gösterilmesi gerektiğini belirterek, "Her yıl tekrarlanan işitme testlerinde 10 desibellik eşik değişimleri önemli bulgu olarak değerlendirilmeli ve hemen işitmenin korunması yöntemleri devreye sokulmalıdır. Ayrıca işveren ve çalışanlar, gürültü ve etkileri konularında bilgilendirilmelidirler" dedi.
Doç. Dr. Ayşe Gül Fısıloğlu, İHA muhabirine yaptığı açıklamada, belli bir şiddetin üzerindeki gürültünün, iç kulağa zarar verdiğini, otonom sinir sistemi ve hormonlar üzerinde olumsuz etkiler meydana getirdiğini, dikkati, algıyı, konsantrasyonu ve hafızayı olumsuz yönde etkilediğini, uykusuzluk ve yorgunluk şikayetlerine sebep olduğunu söyledi.
Araştırmaların, geçici işitme kayıplarında, gürültünün kesilmesinden iki dakika kadar sonra 25 dB (desibel) veya daha az işitme kaybının ortaya çıktığını gösterdiğini vurgulayan Doç. Fısıloğlu, ayrıca günde 8 saat, haftada 5 gün bir bağırma sesinden daha yüksek şiddette olmayan durağan gürültüye yıllarca maruz kalan kişilerde ise kalıcı işitme kayıpları olabileceğini kaydetti.
İŞİTME KAYBI BELİRTİLERİ Doç. Dr. Ayşe Gül Fısıloğlu, gürültüye maruz kalmanın süresi uzadıkça, iç kulaktaki harabiyetin işitme üzerindeki etkilerinin de iletişimi etkileyecek düzeye ulaştığını ifade ederek, "Gürültüye bağlı olarak ortaya çıkan işitme kayıplarının en önemli belirtisi, geri plan gürültüsü olan ortamlarda kişinin konuşmalarını anlamada yaşanılan güçlüktür. Oysa normal işiten kulaklarda, geri plan gürültüsü konuşma sinyali ile aynı şiddette olduğunda bile benzer güçlükler yaşanmaz" diye konuştu.
Doç. Fısıloğlu, gürültüye bağlı olarak ortaya çıkan işitme kayıplarının sebep olduğu diğer problemlere, 'saatin tiktakları, yan odada çalan telefonun sesi, bazı kapı zilleri gibi seslerin duyulamamasını, özellikle arkası dönük ve uzakta konuşan kişilerin söylediklerinin anlaşılamamasını' örnek verdi.
İŞİTME TESTİ
Hacettepe Üniversitesi Psikoloji Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Ayşe Gül Fısıloğlu, özellikle gürültülü işlerde çalışanların periyodik işitme testlerinin yapılması ve koruma teknikleri kullanılmasının sağlanmasının çok önemli olduğunu bildirdi. Öncelikle koruma ve önleme çalışmalarının gündeme getirilmesinin gerekli olduğunu savunan Doç. Fısıloğlu, "Gürültülü iş yerlerinde çalışanların, trafikte emniyet kemerine, özel hayatlarında AIDS tehlikesine 'bize birşey olmaz' mantığı ile omuz silkenlerin düştüğü yanılgıya düşmemeleri için eğitilmeleri ve koruyucu kullanmaya (gerekirse) zorlanmaları çok önemlidir" dedi.
KORUMA PROGRAMI Doç. Dr. Ayşe Gül Fısıloğlu, gürültülü bir işyerinde iletişimde güçlük yaşanıyorsa, çalışanlar mesai saati sonunda kulak çınlamasından, baş ağrılarından şikayet ediyorlarsa ve konuşma seslerinin kalitesinde farklılıklar algılıyorlarsa ve en önemlisi, işyerindeki gürültü şiddeti uluslararası standart olan 85 desibel değerinin üzerinde ise koruma programlarının devreye girmesi gerektiğini söyledi.
Gürültü kontrolünde kişinin alabileceği tedbirlerin, koruyucu kulak tıkacı ve 'ear muff' denilen kulaklıkların kullanılması şeklinde olabileceğini ifade eden Doç. Fısıloğlu, "Kulak tıkaçları, küçük ve kolay taşınır olmaları ve ucuz olması sebebiyle tercih edilmelerine rağmen, gürültüyü azaltma açısından çok da etkili değillerdir. Kulaklıklar kullanım zorluğu oluşturabilir ve daha pahalıdır ama daha iyi koruma sağlarlar. En etkili koruma yöntemi de hem tıkacın hem de kulaklıkların beraber kullanıldığı durumlardır" diye konuştu.