İSTANBUL (İHA) - Yaz mevsiminde daha belirgin hale gelen aşırı terleme probleminin hem fiziksel hem de ruhsal sorunlara yol açtığı belirtildi.
Acıbadem Hastanesi Bakırköy Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Dr. Aslı Nar, vücut ısısının kontrolünü sağlayan terlemenin, birçok kişinin hem özel yaşamını hem de sosyal yaşamını olumsuz yönde etkilediğini söyledi.
Normalde bir insanın terleyerek günde 500 cc civarında sıvı kaybettiğini kaydeden Dr. Nar, "Terin salgılanması insanlarda sinir sisteminin sempatetik denilen kısmının çalışması ile ilgilidir. Toplumun yüzde 1'inde bu sistem aşırı düzeyde çalışmaktadır. Bu durumun nedeni tam bilinmemektedir ve doğuştandır. Özellikle stresli durumlarda bu sistem aşırı çalışmaktadır. Genel olarak terleme, kış aylarında daha az rahatsız edici olmaktadır. Bunun dışında tiroid bezinin aşırı çalışması, böbrek üstü bezinden kaynaklanan bazı hastalıklar, şişmanlık, menopoz, ağır psikiyatrik hastalıklar ve bazı kanserlerin tedavisinde kullanılan hormonlar aşırı terlemeye yol açabilmektedirler" dedi.
Bakteri üremesini kolaylaştırdığı için aşırı terlemenin kokuya da neden olduğunu ifade eden Dr. Nar, "Ruhsal ve fiziksel sorunlara yol açan, sosyal yaşamı zorlaştıran terleme, ellerde, koltuk altında, ayak altlarından, yüzde ve gövdede oluşabiliyor. Ellerde olduğunda hem el ile yapılan işlerde güçlük çekilmekte hem de sosyal olarak kişileri rahatsız etmektedir. Terleme stresli durumlarda gelişiyorsa ve kişi terlemeden rahatsız ise kısır bir döngü içine girilmektedir. Kişi terleyeceğini bilerek daha endişeli hale gelmekte, endişe de daha fazla terlemeye yol açmakta ve bu kısır döngü sürüp gitmektedir." diye konuştu.
"TERLEMENİN NEDENİNİN SAPTANMASI GEREKİR" Terleme tedavisine başlanmadan önce nedeninin saptanması gerektiğine dikkat çeken Dr. Aslı Nar, terleme sorunu olan kişinin öncelikle kilo durumunun incelenmesi gerektiğini belirtti. Dr. Nar, açıklamalarına şöyle devam etti: "Aldığı ilaçlar gözden geçirilir. Hastanın menopozda olup olmadığı araştırılır. Sorunun tiroid bezinden ya da böbrek üstü bezlerinden kaynaklanıp kaynaklanmadığı belirlenir. Bu durumların hiçbirinde sorun saptanmaz ise doğuştan sempatetik sinir sisteminin aşırı çalıştığı kanaatine varılabilir. Tüm bunlar tespit edildikten sonra tedavide ilk olarak genel tedavi yaklaşımları uygulanır. Kişi öncelikle kıyafetini düzenlemeli ve daha hafif giyecekler giymelidir. Lokal olarak talk pudrası veya oldukça etkili olan aleminyum klorid içeren solüsyonlar mutlaka denenmelidir. Bazı hastalarda sempatetik sinir sisteminin çalışmasını azaltmak ve böylece de terlemeyi azaltmak için ilaçlar kullanılmalıdır. Bazı hastalarda strese bağlı terlemeyi kontrol edebilmek amacı ile psikoterapi önerilir."
Dr. Aslı Nar, terleme tedavisinde son derece başarılı sonuç veren yöntemlerle ilgili olarak ise şunları önerdi:
"İyontoforez : Bu yöntemde küçük su banyosu içinde el veya ayaklara hafif elektrik akımı verilmektedir. Sık tekrarlanması gerekmektedir. Hafif ve orta derecede terlemesi olan hastalarda oldukça iyi cevap alınmaktadır.
Botulinum toksini : Özellikle koltuk altı terlemesinde kullanılan bir maddedir. Aslında doğal bir zehirdir ve sulandırılarak tıpta çeşitli amaçlarla uzun zamandır kullanılmaktadır. Ter bezlerini çalıştıran sinirleri felç ederek etki göstermektedir. Oldukça etkili bir yöntemdir. Terlemeyi 3 ila 4 kat azaltmaktadır. 6-12 ay gibi uzun aralıklarla tekrarı gerekmektedir.
Cerrahi tedavi : Ellerdeki ve yüzdeki aşırı terleme için önerilen tedavi şeklidir. Endoskopik transtorasik sempatektomi olarak adlandırılan teknikle koltuk altından bir delik açılıp akciğer bölgesindeki yüz ve ellere giden sinirlerin başlangıç bölgesi kesilmektedir. Ellerde yüzde 99 civarında başarı elde edilmektedir. Ayaklardaki terleme için bel bölgesindeki sinirlerin kesilmesi uygulanmaktadır. Sadece koltuk altı terlemelerinde koltuk altı ter bezlerinin alınması ile iyi sonuçlar elde edilmektedir."