Aşırı yeme bozukluğu olan kişilerin tedavisinde, önce bedensel sorunların giderilirdiğini söyleyen Dr. Agah Aydın, sağlıklı bu kişilere sağlıklı beslenme anlatılarak farkındalık yaratılmaya çalışıldığını açıkladı. İşte detaylar...
Aşırı yeme bozukluğu yaşayan kişiler bir oturuşta veya çok kısa bir sürede aşırı miktarlarda yemek yerler. Bu davranış halk arasında ‘tıka basa yeme’ olarak da anılır. Aşırı yeme hastalığındaki tıka basa yeme davranışı kişiyi rahatlatır. Bu da kişinin yeme davranışı üzerinde kontrolünü kaybetmesine neden olur. Bu yeme bozukluğu bulimia nervosa (aşırı yeme-istifra etme) bozukluğundan farklılık gösterir. Aşırı yeme hastalığında kişi tıka basa yedikten sonra istifra etmez ve tuvalete çıkartıcı herhangi bir ilaç kullanmazlar.
Aşırı yeme bozukluğunu diğer bozukluklardan ayırmak amacı ile kişinin yeme davranışını izlemek gerekir. Aşırı yeme hastalığına sahip kişiler, gün içinde sık sık yemek yerler ve yedikleri zamanlarda normal insanlara göre anormal sayılacak boyutlarda aşırı miktarlarda yemek yerler. Kişiler bu yeme davranışını sergilerken kontrollerini kaybederler, fiziksel olarak aç olmasalar bile zihinsel olarak hep açtırlar. Bu kişiler bu tür yeme davranışını sergiledikten sonra genellikle utanç ve pişmanlık duyarlar ve bu durum uzun sürerse depresyona girme ihtimalleri yükselir. Aşırı yeme sorunu olan insanların bazıları suçluluk hissetmeyebilirler.
Bu hastalığa sahip kişilerin büyük çoğunluğu obezlerden oluşur fakat normal kiloda olan kişilerde de aşırı yeme hastalığı görülmektedir. Aşırı yeme hastalığına sahip kişilerde de obezite (aşırı şişmanlık) sorunu oluşma riski çok yüksektir. Obezite ile sonuçlansa da sonuçlanmasa da, yüksek kolesterol, yüksek kan basıncı, diyabet, kalp rahatsızlıkları ve kanser riski bu rahatsızlığa sahip olmayan kişilere oranla çok daha fazladır. Aşırı yeme ve obezite bir aradaysa bu risk artar.
Aşırı yeme bozukluğu nedenleri altında çoğu zaman psikolojik sorunlar yattığı görülür. Bazı kişilerin geçmişte depresyon yaşadığı yaşamayanlarınsa depresyona yatkın olduğu gözlenir.
Kaygılar, günlük yaşam stresi, üzüntüler, sıkıntılar, öfkeler aşırı yeme hastalığını tetiklemede önemli rol oynar. Ailesinde yeme bozukluğu olan kişilerin de bu hastalığa yatkınlık gösterdiği görülür.
Aşırı yeme bozukluğunda psikolojik sorunlar gün yüzüne çıkarken hormonal bozuklukların da bu durumu tetiklediği görülür. Ancak hormonal bir sorun yoksa, ihtiyacı olmadığı halde sürekli ve düzenli biçimde aşırı yeme davranışı sergileyen bir kişi ‘duygusal’ yeme davranışı içindedir. Bağımlılıklarda olduğu gibi, kişi yemeden kendini rahatlamış ve sakin hissedemez. Aşırı yemesine neden olan gerginliği, sıkıntı hali ve/veya depresif ruh hali yedikten bir süre sonra geri gelir.
Aşırı yeme bozukluğu tedavisinde kişiye doğru ve sağlıklı yeme alışkanlığının kazandırılması ile sorunlu yeme davranışının kontrol altına alınması amaçlanır. Ancak aşırı yemeye yol açan psikolojik sıkıntıların psikoterapi çalışması yapılmaması durumunda tekrar etme olasılığı çok yüksektir. Bir süre sonra kişinin aşırı yeme bozukluğu yaşaması kaçınılmaz olabilir. Duygusal baskının ortadan kaldırılması durumunda ise yeme bozukluğu tedavisi başarı ile sonuçlanabilir.