Balkanlar'dan 1877'den başlayan göçle Anadolu'ya gelen muhacirlerin torunları, kendilerine özgü, 10 gün süresince tazeliğini koruyan ekmeği, asırlık fırınlarda pişiriyor.
Afyonkarahisar'ın Başmakçı ilçesi yörüklerinin yaylası olarak adlandırılan ve Burdur il sınırında yer alan Başmakçı köyünde yaşayan muhacirler, Anadolu'ya göç eden atalarının, adetlerini yaşatıyor. Rumeli buğdayını ekip, hasat eden ve değirmende un haline getiren muhacirler, kendilerine has fırınlarda pişirdikleri ekmeği tüketiyor. Köylülerin asırlık fırınlarda pişirdiği "muhacir ekmeği" uzun süre bayatlamama özelliğine sahip.
Başmakçı köyünde yaşayan Nursel Erkaya (42), AA muhabirine, "Atalarımızdan günümüze kadar gelen 'muhacir ekmeğini' bize özgü olan fırınlarda pişiriyoruz. Çocuklarım, sofrada mutlaka bu ekmeği istiyor" dedi.
Erkaya, eşinin yaptığı fırında annesinden öğrendiği ve haftada bir pişirdiği ekmeğin en önemli özelliğinin bayatlamaması olduğunu anlatarak, şöyle konuştu:
"Hamurunu nohuttan yaptığımız maya ile mayalıyoruz. Buğdayımız aynı buğday ama benim çocukluğumda su değirmeninde öğütülen undan yaptığımız ekmeğin kokusu köyü sarardı. Zira biz hala ocağımızdan, ekmeğimizden vazgeçmiyoruz. Bu ekmek ocaklarının en önemli özelliği çabuk ısınıp geç soğuması. Ekmeğimiz 10 gün boyunca bayatlamıyor ve ısıttığımızda aynı tazelikte yiyebiliyoruz. Köylüler pişirdikleri ekmeğin yanında közde yemek de yaparlar. Yine bize özgü cızlama da (kaymaklı börek) pişiririz. Çok pratik olan böreği sabah çay demlenene kadar hazırlarız. Bu arada 127 yıl önce tohumu getirilerek yetiştirilen biber, patlıcan, patates gibi sebzeleri bu ocakta közleriz. Ocak, hem tasarruflu hem de damak tadına hitap eden lezzetli yemeklerin pişirilmesinde ev hanımlarının en önemli yardımcısı."
-Çocuklarına miras olarak bırakıyorlar-
Yeni kurulan evlerin inşa edilirken ilk olarak ekmek ocağının yapıldığını kaydeden Erkaya, "Kız, annesinden ekmek pişirmeyi öğrenirken, erkek, babasından ocak yapmayı öğrenir. Üç kız çocuğum var. Büyük kızım üniversite öğrencisi, ona ekmek yapmayı öğrettim, ortanca kızım ise 13 yaşında öğrenmek üzere. Küçük kızım engelli olduğu için bilmiyor. Bizim çocuklarımıza en önemli miras olarak bıraktığımız, atalarımızdan kalan bu ekmektir" diye konuştu
Erkaya, un ve suya nohuttan elde ettikleri mayayı katarak yoğurdukları hamuru, 1 saat beklemeye aldıklarını ardından hamura şekil verip fırında 10 dakika pişirerek "muhacir ekmeği"nin tüketilmeye hazır hale geldiğini sözlerine ekledi.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz