HABER

Asker, Karamehmet görüşmesini kaydetti

Taraf gazetesinin iddiasına göre Tuğgeneral Ersöz ve Albay Uğur, Karamehmet ile yaptıkları görüşmeyi önce kaydetti, sonra da rapor etti.

Taraf gazetesinin haberine göre, 2003 yılında Jandarma Genel Komutanlığı'da 2003 yılında yapılan görüşmede Ersöz ve Uğur, Akşam gazetesi ve Show Tv'nin sahibi Mehmet Emin Karamehmet'e talimat verip söz aldılar. Ergenekon tutuklusu Levent Ersöz'ün mahkemedeki ifadesine bir kısmı yansıyan 17 Aralık'taki görüşme Jandarma İstihbarat Başkanlığı'nda kayda alındı.

Buna göre, Çukurova Holding'in patronu Karamehmet, dönemin Jandarma İstihbarat Başkanı Ersöz'le İstihbarat Teknik Takip Daire Başkanı Atilla Uğur'a önce bankacılık, petrol, cep telefonu işlerindeki durum ve sıkıntıları hakkında bilgi verdi. Ersöz ve Uğur sonra, Ergenekon zanlısı ve dönemin Jandarma Genel Komutanı Eruygur'un talimatlarıyla Show TV ve Akşam Gazetesi'nden somut taleplerini aktarıp kendilerine "Komutanım" diyen Karamehmet'ten "İçiniz rahat olsun" güvencesi aldılar.

Haberin tam metni…

Tarih 17 Aralık 2003. Kıbrıs'ta çözüm tartışmalarının gerdiği Ankara'da Türkiye'nin daha sonra öğreneceği Ayışığı ve Sarıkız darbe planları yapılırken Jandarma Genel Komutanlığı İstihbarat Daire Başkanlığı ilginç bir buluşmaya sahne oluyor.

Karargâha çağrılan isim Çukurova Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Emin Karamehmet. O gün Dönemin Jandarma Genel Komutanı Şener Eruygur adına Karamehmet'le görüşenler ise Ergenekon operasyonda bugün tutuklu olan iki isim: Dönemin Jandarma İstihbarat Başkanı Tuğgeneral Levent Ersöz ve Jandarma Genel Komutanlığı İstihbarat Başkanlığı Teknik Takip Daire Başkanı Albay Atilla Uğur.

Levent Ersöz tarafından kayda alınan görüşmenin dökümü on sayfadan oluşuyor. Konuşmalardan Karamehmet - Jandarma arasındaki diyalogun yeni olmadığı, iki senedir sürdüğü ve Karamehmet'in daha önce de Jandarma Genel Komutanı Şener Eruygur ile görüştüğünü öğreniyoruz.

Aşağıda ilk kez yayınlanan ve Türkiye'nin bir dönemine ışık tutacak bu görüşmenin tam metnini okuyacaksınız.

17 Aralık 2003 tarihinde Jandarma Genel Komutanlığı'nda Mehmet Emin Karamehmet ile yapılan görüşmenin tam metni:

Levent Ersöz- Hoşgeldiniz.

K.Mehmet- Sağolun.

L. Ersöz- Ne yapıyorsunuz, ne var ne yok. Keyfiniz nasıl?

K.Mehmet- Uğraşıyoruz efendim, üç senedir. Şimdi işte borcumuzu ödemek için müracaat ettik, hepsini birden. Onun kararının çıkmasını bekliyoruz.

L. Ersöz- Nasıl ümit var mı sizce?

K.Mehmet- Şey çok direniyor tabi. Bürokrasi kısmı. Yukarısı istiyor, ne de olsa 14 senelik borç yedi ayda ödenecek. 5,1 milyon dolar ödenecek. Her halde geçeceğiz, uğraşıyoruz. Zaman sıkıntımız var, çünkü bizim aldığımız kredi belli bir zamana bağlı bir şey. İşte onunla yarışıyoruz.

L. Ersöz- Gazetelere yansıdığı gibi mi?

K.Mehmet- Hangisi?

L. Ersöz- Bu, North Petroleum'dan aldığınız lisans desteği.

K. Mehmet- North Petroleum'un arkasında onlar var, o kadar büyük bir şirket değil onların kurduğu bir şirket, sekiz ay içinde kurulmuş. İşte arkasındaki şeyleri son ana kadar gizlemek için. Uzun müddet son haftalarda başta şey yaptık, tarafların teklifini alalım diye. Ama daha sonra da razı ettik. Kendisi açıklayacaklar, ama son anda açıklamak istiyorlar. İşler taksitler halinde geliyor.

L. Ersöz- Peki, siz kendinizi sıkıntıya sokmuyor musunuz bu durumda?

K.Mehmet- Neden?

L. Ersöz- Yani, gazetelere yansıdığı kadarıyla bir takım hisselerin bu şirketlere devredilmesi gerekebilir.

K.Mehmet- Devir değil efendim, rehin ediliyor. Hisse devirlerinin geçeli olabilmesi için BDDK'nın onay vermesi lazım. Hisselerimizin hepsi Türkiye'de kalıyor, yurt dışına çıkmıyor. Herhangi bir ödememe durumu olduğu takdirde, aynen tekrar Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'na dönüyor. Bir kısmı dört senelik, bir kısmı 10 senelik bir kredi. Sadece faizlerini bekleyeceğiz, senelik o da. O tarihe kadar da zaten bizim epeyce başka işlerimiz var. Onlarla biz özel ilgileniyoruz. Mesela Irak'ta bizim bir petrol sahamız var. Hafta da bir milyar varil rezervi var. Gerçi yüzde 51'i şeye ait ama. 18 dolardan saysak, 30 dolar civarında, 40-45 milyar dolar ediyor tamamı.

Irak'taki petrol sahamızı kapattık

L. Ersöz- Şu anda petrol çıkartılıyor mu?

K. Mehmet- Petrol çıktı. Üç tane kuyumuz var. Fakat satacağımız yer olmadığı için orayı kapattık.

L. Ersöz- Türkiye'ye peki pazarlama niyetiniz var mı?

K. Mehmet- Zaten Türkiye alacak, fakat Amerikalılardan ihracat iznini almaya çalışıyoruz. Tabii başka yere de gidemez zaten. Bu Kerkük'e 40 km kuş uçuşu. Başta işte kamyonlarla taşınacak günde 40.000 varil kadar. Ondan sonra büyük yatırım yapmam lazım. İşte 16 tane hat yapmamız lazım. Kerkük'ten yaparsan 90 km. Fakat kalitesi 47 gravite üzerinden, dolayısıyla ayrı bir hat yapıp İskenderun'a indirmek lazım. İsrailliler geldi bize Hayfa'ya çekelim diye. Hatta ortak olmak istediler. Fakat yüzde 25 ortaklığın karşılığında bütün idari her türlü alt yapıyı istedikleri için biz kabul etmedik, ortaklığın yüzde 25 idari alt yapısını biz yapalım dediler. Dışişleri Bakanlığı ilk başta biraz şey davrandı, telefon içinde gitmiştik, durun bakalım falan, filan diye davrandı. Bunda da öyle davrandı. Sonra müsaade verdiler, zannedersem Genelkurmayın da haber var. Çok büyük bir rezerv daha fazla da çıkabilir. Karadeniz'de de bir boru hattı var. Enerji Bakanlığı'na, Yeniköy ve Saros'a da boğazlardan transit öyle bir şeyimiz var. Gaz teklif ettik, zannedersem çağıracaklar. Ukrayna'da mobil telefon şirketi salın aldık. Gürcistan, Azerbaycan, Moldavya oralarda da yapacağız. Irak' ta bakan söz verdi. Biz birinci geldik yedi günde kurarız dedik, alan adam kuramıyor. Lisansını vermedik. Bizim santrallerimiz var. Fakat ne oldu Mısır şirketi Uraskum Mısır ve Cezayir de var. Cezayir deki taksitlerini ödeyemiyorlar. Tunus'taki hisselerini Vatanya diye bir şirkete sattılar. Onun taksiti ocakta gelecek. Biz oraya girmedik. 421 milyon dolardı. Birinci olmamıza dair. Belli başlı bir strateji olarak, asker gelmesin diye her halde Washington araştırma yapmış, çünkü Amerika'dan da bize baskı geldi. Onayı alamazsak. Pakistan da bir şirkete giren yüzde 30 hissesini satıyormuş. Oraya teklif vereceğiz, İran'a teklif vereceğiz sekiz tane şirket var. İlk dörde gireriz zannediyorum. Ondan sonra Dubai'de apartman yapılması işimiz var. İşimiz bu kadar.

SHOW TV VE AKŞAM YAYINLARI

Görüşmede askerler Show Tv ve Akşam'ın yayınlarını hatırlatarak "Milli duruşa ihtiyaç duyulan çok kritik bir dönemden geçildini, Kıbrıs, Kuzey Irak'taki yapılanmanın çok önemli olduğunu" hatırlatıyor ve Karamehmet'in AKP hükümetinin etkisinde kalıp kalmadığını sorguluyor. Karamehmet de askerlere "Televizyonu ve gazetesinin devleti rahatsız edecek bir şey yapmayacağı" konusunda güvence veriyor.

Özkan ve irtibat gazetecileri

Levent Ersöz ise Eruygur'un "Bu yerine gelsin" sözünü aktarıp Tuncay Özkan'ın Karamehmet Medya Grubu'na döndürülmesini istedi. Uğur, özel irtibat için gruptan iki gazetecinin isim ve telefonlarını patronlarından aldı.

Levent Ersöz- İki yıllık süre içerisinde karşılıklı olarak paylaştığımız bir çok değer var, karşılıklı ilişkilerdeki hassasiyetler var. Dolayısıyla bütün bunları tekrar bir kez daha gözden geçirirseniz, bunun bu ülke için önemini çok daha net olarak ortaya koyabiliriz.

K.Mehmet- Komutanım hassasiyeti biliyoruz ama sorun, kendisine biz en ufak bir şey söylememişizdir. Ama devletin aleyhine bir yayın falan, onlara da müsaade etmeyiz tabi.

Levent Ersöz- Kesinlikle, kesinlikle.

K.Mehmet- Ben bir daha konuşayım.

Levent Ersöz- İyi olur. Ben Komutanıma sizinle görüştüğümüzü ifade edeceğim. Kendisini bu konuda rahatlatmamız lazım. Komutanım sizin söylediğinize çok üzüldü, bir anda böyle bir şey söyleyince. Komutanımız hassas bir insan, tanıyorsunuz değil mi?

K.Mehmet- Ama biz Devletin aleyhine hiçbir şey yapmayız, orada içiniz rahat olsun, hiçbir şey yapmayız.

Albay Atilla Uğur- Ama Mehmet bey tabi bu arada şu da var. Komutanım bana bunu İlettiği zaman Genel Komutanımızla birlikte, ben sizin samimiyetinizi bildiğim ve sizi herkesten daha iyi tanıdığım için rahatlıkla şunu söyledim. Komutanım, çağırırız Mehmet bey gelir oturur konuşuruz ve açıklıkla konuşacak bir insandır dedim. Hakikaten de öyle oldu. Komutanımız hakikaten kırılmış, hassas bir insan, tekrar çağırıp da Tuncay bey ile konuşursanız kendisini de mutlu edersiniz.

K.Mehmet- Ama komutanım. Tabi bazı yapamayacağım şeyler de var.

A. Uğur- Bir dinlerseniz en azından kendisini.

K.Mehmet- Biz zaten kendisiyle konuşmak için pazar günü sözleşmiştik. Kendisini arayacaktım ama işte Ankara'ya geldiğim için görüşemedik. Ama arkadaşımız Osman bey her gün görüşüyor. Kırgınlığımız yok.

L.Ersöz- Tabi yansıyan başka türlü. Bu şekilde yansıması, dışardan bakıldığında sizler içindesiniz tabi ama patlayan bir bomba gibi.

K.Mehmet- Şimdi tabi ama komutanım, adam medya başkanı ertesi gün ayrıldı deniyor. Orada tabi herkesin aklına acaba baskıyla mı ayrıldı sorusu geliyor.

L. Ersöz- Bazı şahıslar, bazı kuruluşlar kasıtlı olarak reyting yapmak için bu konuları başka türlü yansıtıyorlar, sıkıntı oradan kaynaklanıyor.

K.Mehmet- Ben iki şey söyleyebilirim Komutan'a. Bir tanesi hiç kimseden, ama hiç kimseden en ufak bir şey gelmedi bir. İki, onunla konuşan, o gruba bakan arkadaşımız, "yahu çok erkek adammış, iki dakikada ben ayrılıyorum dedi" şeklinde takdirlerini de söyledi. Hatta bu ayın sonu diye söylenmişti, sonra 01 Ocak diye kendisi düzeltti. Ama benim bunun dışında da söyleyecek bir şeyim var. Benim hiç haberim olmadı.

A.Uğur- Bir de ben şunu eklemek istiyorum izin verirseniz. Mehmet bey'in Çukurova Grubu'nun kuruluşunda hükümetler değişse de sizin açınızdan bir değişiklik olmadı. Show TV, Akşam Gazetesi. Şu anda milli duruşa ihtiyaç olan çok kritik bir dönemden geçiyoruz, siz de biliyorsunuz. Kıbrıs meselesi, Kuzey Irak'taki yapılanma, devlet hadisesi, içinde bulunduğumuz ortam çok önemli. Bu durumda adam gibi bir medya, adam gibi bir basın lazım. Şimdi biz bu güne kadar Akşam Gazetesi ve Show TV 'de hep bunu gördük. Aynı şeyleri yine göreceğimizden şüphemiz yok, ama tabi bir takım baskılardan atıldı gibi şeyler bize yansıyınca.

K.Mehmet- Hayır, en ufak bir şey ne Bakandan ne Başbakandan, ne de başka bir kimseden en ufak bir baskı gelmedi. Gelse ne yapardık onu da bitmiyorum ama. Şimdi bize daha önce gelen baskılara biz hiç itibar etmedik. Ama tavır koyuyorlar tabi.

A.Uğur- Böyle şeyler önemli değil, önemli olan devlet.

En Çok Aranan Haberler