ANKARA (ANKA) – Osman Pamukoğlu, “EMASYA protokolü hep vardı. EMASYA şart. Aksi halde toplumsal olayların bastırılması ancak belli ölçülerde polis ve jandarma tarafından yerine getirilecektir. Toplumsal hareket zıvanadan çıkar. İşte Madımak faciasının nedeni de EMASYA’yı doğru bir şekilde kullanamamaktır. Protokol kaldırılırsa, çok Madımaklar yaşanır” dedi. Pamukoğlu, Taraf Gazetesi’nde çıkan darbe iddialarına ilişkin, darbe iddialarına karşı askeri kanadın suskun kaldığını söyledi ve Genelkurmay’ın yaptığı açıklamaların da yetersiz olduğunu savundu.
Pamukoğlu, ANKA’nın gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. Pamukoğlu, Taraf Gazetesi’nde çıkan darbe iddialarını değerlendirirken, “Birinci Ordu bir seminer yapıyor. Bu seminer dış tehdide bağlı olarak işler kötü giderse, örneğin İstanbul’da neler yapılması gerektiğine ilişkin bir çalışmadır. 162 general ve subayla yapılan ve 3-4 gün süren bir seminerde, darbecilik mi oynanır? Bunları uyduranların dünya darbeler ve ihtilaller tarihinden haberleri var mı? Bütün mesele Türk ordusunun içerde ve dışarıda itibarını düşürmek için uydurulan mizansen ve senaryolardır" dedi.
Gündeme gelen iddialarla halkın kafasının karıştığını anlatan Pamukoğlu, hükümetin de ordunun da doyurucu bilgi vermediğini ileri sürdü. Pamukoğlu, darbe iddialarına karşı askeri kanadın suskun kaldığını söyledi ve Genelkurmay’ın yaptığı açıklamaların yetersiz bulduğunu savundu. Pamukoğlu, “Muhatapların, biran önce çıkıp gerekli açıklamaları yapması gerekiyor. Sivil ya da asker eğer ki suçluysa ibret olacak şekilde en ağır ceza ile cezalandırılmalıdır” dedi. Pamukoğlu, şöyle konuştu:
-“ASKER YA DA SİVİL HERKES HESAP VERMELİDİR”-
“Amaç, bu iddialarla orduyu yıpratmak ve onun gücünü dinamizmini bu topraklardan yok etmek. Bunun içinde aracılar var. Propagandalar yapıyorlar. Birinci ordu bunu yapmış diyorlar. Böyle bir konu şayet varsa ve incelenecekse Birinci orduda bu seminere katılan subay, astsubay ve generalin meselesi değildir ki bu. Sıralı olarak Kara Kuvvetleri komutanı ve Genelkurmay Başkanı da sorumludur. İddianın hukuki sürecinin bunlar üzerinden de yürütülmesi şarttır. İddialar karşısında askeri kanat suskun kalmamalı. Neden çıkıp da açıklama yapılmıyor. Ordu konuşmaz. Ama en azından iddialar ortaya atıldığı zaman yazılı açıklama yapılır. Bu tam bir açıklama olmalı. Kimseyi bir daha muhatap etmezsiniz. Güneydoğu’da küçük bir olay oluyor. Genelkurmay’dan hemen açıklama yapılıyor. Ama böylesine büyük bir olayı kuvvet açılayacak, ordu açılayacak... Sürekli bir kafa karışıklığı var. Herkes topu birbirine atıyor. A’da z’ye büyük sıkıntı var. Her tarafın açıklamaları halkı tatmin etmiyor. Birinci Ordu Komutanı konuşuyor sürekli. Buna emir veren var. Temsilciler var. Onlar seminer esnasında komutanlarına ne demişler. Neler yaşanmış. Bunların ortaya çıkması lazım bir an önce. Bu iddialar karşısında tüm komuta kademleri sorumludur. Bunlar açığa çıkmazsa siyasi buhrana gider. Bunları kim yapıyor kim ediyorsa içeriden ya da dışarıdan bir an önce bulunarak herkese ibret olacak şekilde en ağır cezayla cezalandırılmalıdır. Başka türlü olmaz. Bunları ortaya atanlar, asker ya da sivil kimse hesabını vermelidir.”
-“YARGILAMA TARTIŞMALARI İKİLİK ÇIKARIR”-
Askere yargı yolunu açan düzenlemeye ilişkin tartışmalara da değinen Pamukoğlu, “Siz bir gece de bir kanun çıkarırsanız Anayasa Mahkemesi bunu tabi iptal eder. Fakat, asker yargıç, sivil yargıç diye bir ayrım yapılmamalı. İlla beni üniformalı yargıç yargılayacak ya da sivil yargıç yargılayacak diye bir şey yok. Sivil mahkeme yargılasın daha demokratik olur. Bu tartışmalar ikililik çıkarır” şeklinde konuştu.
-“EMASYA ŞART”-
Pamukoğlu, EMASYA protokolü ile ilgili AKP’yi eleştirerek, EMASYA Protokolünün her ülke için şart olduğunu savundu. Protokolün kaldırıldığı takdirde, il ve ilçelerde büyük sıkıntı çıkacağını öne süren Pamukoğlu, “EMASYA protokolü hep vardı. EMASYA şart. Aksi halde toplumsal olayların bastırılması ancak belli ölçülerde polis ve jandarma tarafından yerine getirilecektir. Toplumsal hareket zıvanadan çıkar ve bu güçler tarafından önlenemediği takdirde işler kalabalığın, topluluğun ve bireylerin keyfine kalacaktır. Bu da ölümler, yaralamalar, yağmalar ve tahriplere dönüşecektir. İşte Madımak faciası bunun bir örneğidir. EMASYA burada devreye sokulamamıştır. Protokol kaldırılırsa, daha çok Madımak ve benzerleri ülkenin her tarafında yaşanır. Askerler EMASYA uygulamasına çok meraklı değillerdir. Bunu kendi vazifeleri dışında tali bir görev kabul ederler. Eğer kaldırılırsa toplumsal olayların nereye sürüklendiğini bu ülkede yaşayan herkes görür” dedi. (ANKA)