Dünyanın dört bir yanında görülen ve 540 bini aşkın kişinin ölümüne neden olan yeni tip corona virüs pandemisi nedeniyle özellikle astım, KOAH, bronşit gibi kronik solunum hastalıklarına sahip olan insanların yüksek risk altında olduğu düşünülüyor.
Ancak, ABD’nin New Jersey eyaletinde yer alan Rutger Üniversitesi araştırmacıları yaptıkları araştırmada, astımın Covid-19’un şiddetini artırmadığını gördüklerini öne sürdü.
Araştırmacılar, astımın tek başına bir risk oluşturmadığını ancak kişinin yaşı, cinsiyeti ve sahip olduğu başka hastalıklar gibi faktörlerin hastalığın seyrini etkilediğini aktardı.
Rutgers Salgın Hastalıklar Tıp ve Bilim Enstitüsü Direktörü Reynold A. Panettieri Jr., “Yaşlılık ve kalp hastalığı, yüksek tansiyon, kronik obstrüktif akciğer hastalığı, diyabet ve obezite gibi durumlar COVID-19'un gelişimi ve ilerlemesi için risk faktörleri olarak bildirilmektedir. Bununla birlikte, astımı olan kişiler - astım iltihabını yönetmek için tedavi edildiği için akciğer fonksiyonlarında azalma olanlar bile - Covid-19’dan astımlı olmayan bir kişiden daha kötü etkilenmiş gibi görünmemektedir. Ancak, bu durumun neden meydana geldiğine dair şu an elimizde sınırlı veri bulunuyor” ifadelerini kullandı.
Panettieri Jr., astım ev salgın arasındaki ilişkiye dair hala cevaplanması gereken sorular olduğunu sözlerine ekledi.
Türkiye Ulusal Alerji ve Klinik İmmünoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. B
ülent Şekerel, de mart ayında astım ve alerji hastalarının Covid-19 salgını için riskli kabul edilmemesi gerektiğini açıklamıştı.
Prof. Dr. Şekerel, tüm toplumlarda en sık görülen kronik hastalıklardan astımın görülme sıklığının çocuklarda yüzde 10, erişkinlerde ise yüzde 3 ila 5 arasında olduğunu ifade etti.
Türkiye'de 5 milyon astım hastası olduğuna işaret eden Şekerel, şu değerlendirmede bulundu:
"Yakın zamanda yapılan bir araştırma, astım ve alerjik hastaların tamamının corona virüs için riskli kabul edilmemesini gösterdi. Bu da toplumda çoğu astımlıda hastalığın hafif seyredeceği anlamına geliyor. Ancak astım hastalığının kronik ve şiddetli olduğu durumlarda riskin yüksek olabileceğini belirtiliyor. Bu nedenle astımlıların hastalık kontrolünü iyi hale getirmeleri için koruyucu ilaçlarını hekimlerinden aldıkları öneriler doğrultusunda düzenli kullanmaları gerekiyor. Özellikle düzenli ağızdan tablet veya şurup şeklinde kortikosteroid (kortizon) kullananlarda veya solunum yolu ile yüksek doz kortikosteroidli ilaç alanların, yüksek riskli olduklarını bilerek hareket etmelerinde yarar var."