Öksürük, geceleri, sabaha karşı ve yatar durumda fazladır. Gülmek, ağlamak, derin nefes almak bile, şiddetli öksürük krizlerine yol açabilir. Özellikle yaşlı hanımlarda öksürük sırasında idrar kaçırılması çok sık rastlanan bir durumdur. Bazı yaşlı tonton teyzeler bu durumu "Oğlum, bezlere geri döndük" sözleriyle ifade ederler.
Öksürük nöbetleri sırasında bayılan hastalar da olabilir. Şiddetli öksürük sonucu, göğüs ve karın kaslarında ağrılar, hatta kaburgalarda çatlak ve kırıklar dahi görülebilir.
ASTIMLILARIN BALGAMI
Astımlıların tipik olarak, az miktarda, lâstik kıvamında, yapışkan balgamları vardır. Bu küçücük balgam parçasının atılması bile hastayı ileri derecede rahatlatır. Bazı astımlıların ise çıkarmakla bitiremedikleri beyaz köpük şeklinde salgıları vardır.
Astımlıların zaman zaman yeşil renkte balgamları da olabilir. Bu durum, bronş enfeksiyonu sanılarak hemen antibiyotik verilir, oysa balgamın renginin yeşil olmasının nedeni enfeksiyon değil, eozinofil hücrelerin balgamda fazla miktarda bulunmasıdır. Buna karşılık, koyu ve sarı renkte balgamı olan hastalarda enfeksiyon ihtimali yüksektir ve antibiyotik kullanmak gerekebilir.
Sinüziti olan astımlılarda genizden gelen salgılar vardır.
Astımlı küçük çocuklar hiç balgam çıkaramazlar. Bunlar, şiddetli öksürük krizlerinde yapışkan bronş salgılarını ancak kusarak dışarıya atabilirler.
GÖĞSÜMDE KEDİ VAR
Astımlı hastalar kriz sırasında göğüslerinden ıslık şeklinde bir takım sesler duyarlar. Hastalar bu sesi, hırıltı, hışıltı, hızıltı, hıcıltı... gibi kelimelerle ifade ederler.
Hırıltı, bronşların yaygın olarak daraldığının bir işaretidir ve hasta nefes verirken daha iyi duyulur. Nefes alırken de hırıltı duyulması astım krizinin daha ağır olduğunun bir işaretidir.
Bu sesler bazı hastalar tarafından kedi mırıltısına, keman sesine, kuş cıvıltısına... benzetilir. Astımın diğer belirtileri gibi hırıltılı solunum da geceleri ve sabaha karşı daha belirgindir.
Her astım krizinde hırıltı duyulmaz. Özellikle de, çok şiddetli nefes darlığı olduğu halde hırıltı olmaması, çok ağır bir astım krizinin işaretidir. Bu hastaların küçük bronşları, koyu ve yapışkan salgılarla tamamen yıkanmış olabilir.
ALLAH DÜŞMANIMA VERMESİN DEDİKLERİ
Hastaları ve yakınlarını en çok korkutan ve etkileyen belirti nefes darlığıdır. Nefes darlığının derecesi her hastada ve aynı hastada değişik zamanlarda farklı olabilir. İyilik dönemindeki bir astımlı her türlü eforu rahatlıkla yaparken, kriz döneminde efor yapmak nefes darlığını artırır. Bazı hastalarda oturur durumda dahi nefes darlığı olabilir. Sırtüstü yatmak nefes darlığını ağırlaştıran bir faktör olduğundan astımlılar başlarını yükseğe koymayı tercih ederler.
Nefes darlığını "şişkinlik" ya da "yorgunluk" olarak tanımlayan hastalar hiç de az değildir ve bunu da "Yol yürüsem şişiyorum", "Ah, şu şişkinlik geçse bir şeyim kalmayacak" şeklinde anlatırlar. Astım krizlerinde akciğerlerdeki hava miktarı çok fazla olduğundan, diyafram kası aşağı doğru itilir ve karın içi basıncı artar. Bu da hastalar tarafından şişkinlik olarak algılanır. Şişkinlik hissi, bazı hastaların fazla miktarda hava yutmasına veya astım tedavisinde kullanılan ilaçların yan etkilerine de bağlı olabilir.
Bazı hastalar ise nefes darlığını göğüste sıkışma hissi veya basınç olarak da tanımlarlar. Bu durum yaşlı hastalarda dikkatle değerlendirilmelidir, çünkü benzer yakınmalar bir kalp krizinin işareti de olabilir.