YURTHABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Asü’nün 2012-2013 Akademik Yıl Açılışı Yapıldı

Aksaray Üniversitesi (ASÜ) 2012-2013 Akademik Yılı açılış töreni ve Uluslararası Yüksek Öğretim Sempozyumu gerçekleştirildi.Aksaray Kültür...

Asü’nün 2012-2013 Akademik Yıl Açılışı Yapıldı

Aksaray Üniversitesi (ASÜ) 2012-2013 Akademik Yılı açılış töreni ve Uluslararası Yüksek Öğretim Sempozyumu gerçekleştirildi.

Aksaray Kültür Merkezi’nde organize edilen programa, Aksaray Valisi Selami Altınok, Kalkınma Bakan Yardımcısı Mehmet Ceylan, Aksaray Milletvekili Ruhi Açıkgöz, Garnizon Komutanı Albay Erdal Eren, Aksaray Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Acar, Rotterdam Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmed Akgündüz, Düzce Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Funda Sivrikaya Şerifoğlu, ve çok sayıda davetli katıldı.

20’İNCİ YÜZYILI BOŞA HARCAMIŞIZ

Programda konuşan Aksaray Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Acar, 20’inci yüzyılda Türkiye’nin fırsatları iyi değerlendiremediğini ve 20’inci yüzyılı boşa harcadığını belirterek, “Türkiye 2023 vizyonunu önüne koymuş, 20’inci yüzyılı önemli ölçüde boşa harcadıktan, kendi insan kaynaklarını ve önüne çıkan fırsatları yeterince değerlendiremedikten sonra 21’inci yüzyılın başından itibaren hızlı bir toparlanma, ilerleme, kalkınma hamlesine girişmiş bir ülke. 2023 vizyonu Türkiye’nin, dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri olmasını, 2 trilyon dolarlık gayri safi milli hasıla öğretmesini, 500 milyar dolar yıllık ihracat rakamına ulaşmasını ve kişi başına gelirimizin 25 bin dolara ulaşmasını öngörüyor. Böyle bir hedefi tutturabilmek için Türkiye’nin yüksek üniversitelerinden, yüksek öğretim kurumlarından, dolayısıyla üniversitelerinden önemli beklentiler var. Bu hedefe katkıda bulunabilmek için üniversitelerimizin bizim kanaatimiz odur ki, bugünkü mevcut yapıyı önemli ölçüde değiştirerek en başta Yüksek Öğretim Yasamızın değiştirilmesi olmak üzere gerekli adımları atarak üniversitelerimizi ve yüksek öğretim sistemimizi daha rekabetçi, daha girişimci, daha yenilikçi, daha özgürlükçü, daha alevi merkeziyetçi bir yapıya kavuşturmak gerekmektedir” dedi.

EĞİTİMDE AMAÇLANAN HEDEFE ULAŞAMADIK

AK Parti Aksaray Milletvekili Ruhi Açıkgöz, eğitim öğretim sisteminde henüz amaçlanan hedeflere ulaşılamadığına dikkat çekerek, Henüz amaçladığımız hedeflere ulaşmış değiliz. İyi niyetle gerçekten Türkiye’ye faydalı olabilecek, Türkiye’nin ihtiyacını giderecek bir eğitim sistemini hep birlikte, sizlerle birlikte inşa etmek istiyoruz. Asıl amacımız burada isteyen herkesin üniversiteye gidebildiği, çocukların üniversite içinde rekabet ettiği ve çocukların minimum yer değiştirme ile üniversite olduğu bir sistemi kurmak. Türkiye’de biliyorsunuz bir sürü çarpık yapılaşma var. Eğitimde de var. Maalesef biz merkezi idarenin hükümet olarak idaresindeyiz ama eğitim konusunda bir yanlış gidiş hat var. Bu konuda eğitim camiasının da, velilerinde desteğine ihtiyacımız var. Tabi dershane sisteminin çok yanlış olduğunu savunuyorum. Çocuklarımızı dershanelerde bir yarışa sokmak yerine özel üniversiteler açarak bir şekilde herkesi üniversiteli yaparak çocukların üniversiteler içerisinde yarıştıralım” diye konuştu.

GELİŞMİŞ ÜLKELERDE BİLGİ TOPLUMUNA GEÇİŞ SÜRECİ BAŞLAMIŞ

Kalkınma Bakanı Yardımcısı Mehmet Ceylan ise, 20’inci yüzyılın son çeyreğinden itibaren gelişmiş ülkelerde bilgi toplumuna geçiş süreci başlanıldığının altını çizerek, “Özellikle 20’inci yüzyılın son çeyreğinden itibaren gelişmiş ülkelerde bilgi toplumuna geçiş süreci başlamış ve bilgi ekonomisi adı verilen yeni bir küresel ekonomik yapı oluşmuştur. Bu yapı da ülkelerin rekabet gücü sahip oldukları fiziksel sermaye özelliği ile değil, beşeri sermayelerin niteliği ile ölçülmeye başlanmıştır. Bu bağlamda beşeri sermayenin niteliğinde belirleyici olan eğitime ve özellikle yüksek nitelikli insan gücünün yetiştirilmesinden sorumlu olan yüksek öğretime verilen önem artmış bulunmaktadır. Çünkü beşeri sermayeyi oluşturan bireylerin bilgi birikimi doğuştan gelmeyip, alınan kaliteli eğitimle oluşmaktadır. Dolayısı ile eğitimli insan verimlilik ve üretkenlik açısından en önemli sermaye biçimi olarak kabul edilmektedir” şeklinde konuştu.

ÜNİVERSİTELER DE GARNİZONLAŞTIRILMIŞ

Türkiye’de garnizonluğa önem verildiğini ve garnizonluk kapsamında üniversitelerinde şehirlerden uzak ve etrafının tellerle çevrili bir merkez haline getirildiğini anlatan Vali Selami Altınok, “Şehirleri şehir yapan, oraya ruh veren, değer veren, kültürlerini geliştiren değişik öğeler, değerler var. Üniversiteler bence şehrin ruhunu oluşturan, geçmiş ile gelecek arasında bağ kuran insan ile eğitimi kaynaştıran eh önemli kurumlardan, en önemli kurumsal yapılardan bir tanesi. Eğer siz üniversiteyi şehrin dışında, kültür değerlerinin dışında ve sosyal yapının dışında bir yere koyduğunuz takdirde hem üniversitenin gelişiminde fazla bir katkı yapmamış olursunuz, hem de şehri bir manasıyla bir şeylerden, değerlerden noksan bırakmış olursunuz, yetim bırakmış olursunuz diye düşünüyorum. Bizim biraz da asker milleti olmamızdan kaynaklanan bir yapıdır, garnizonları severiz biz. İşte askeri garnizonlar gibi üniversitelerimizi de garnizonlaştırmaya başladık geçmişte. Etrafını tel örgülerle çevirdik, kapılar koyduk, kilitler koyduk, anahtarı olmayan, kartı olmayan insanları içeriye almamaya çalıştık. Bekli onu noktalarda kontrol yapabilmek adına bu işleri yaptık” dedi.

TÜRKİYE CUMHURİYETİ’NİN 3 DÜŞMANI VAR

Eğitimi farklı bir yönden değerlendiren Rotterdam Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmed Akgündüz, üniversitelerin sorunlarına değinerek, “Sadece yüksek öğrenimin değil, bana göre bütün Türk Milleti’nin ve Türkiye Cumhuriyeti Devletinin 3 büyük düşmanı vardı ve devam ediyor. Bunlardan birisi cehaletti, bana göre son 10 yıl içinde 70 olan üniversite sayısının 180’lere kadar yükselmesi bilim silahı ile cehalet düşmanını yenmek üzere atılmış iyi bir adım. İkinci problem maalesef ihtilaf, birbirimizi yani bir türlü didişlemekten vazgeçmemek. Üçüncüsü de bir türlü üniversitenin, bu çok önemli bir problem ve halen devam ediyor. Yani kesinlikle sanayiyle, işverenle, işçiyle, halkla ilişkisinin tam kurulamaması. Köprü kurulamaması. Bu birinci nokta. İkinci noktaya gelince, benim kişisel kanaatim şu. 12 yıllık Rotterdam Üniversitesi Rektörlüğüm sırasında bir defa Batı’da bütün doktora tezleri, bütün mastır tezleri o ülkenin siyasetine, o ülkenin sanayine, o ülkenin ekonomisine hizmet etmek üzere hazırlanır. Bizde böyle bir ilişki gözetilmemiş. Yeni yeni başlandı, mesela ister Aksaray Üniversitesi rektörü, ister diğer konuşmacılar buna vurgu yapıyor. Yani üniversite sen bir kampüstesin. Acaba Aksaray’a ne gibi ilave katkı sağladın bunun tartışılması lazım. Bu çok önemli bir hadise” diye konuştu.

KADIN REKTÖRLER ARTIRILMALI

Türkiye’de 169 üniversitede sadece 11 kadın rektörün görev yaptığını belirten Düzce Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Funda Sivrikaya Şerifoğlu, yüksek öğretimde kadının adı olmadığını belirterek, “Türk Yüksek Öğretimi’nin son yıllarda aldığı büyük mesafeler var. Çok hızlı gelişiyor, her ilde bir üniversite kuruluyor ve bu üniversiteler içinde bulundukları illerin gelişimine katkılar yapıyorlar. Bu anlamda sevindirici gelişmeler var ama problemlerde var dediğiniz gibi. Yüksek öğretimin finansmanı ile ilgili sağlanan bütün kaynaklara, kaynak artışlarına rağmen hala finansmanla ilgili sorunlar var. Üniversitelerin kendi gelirlerini yaratma olanakları çok kısıtlı. Ayrıca özlük hakları ile ilgili problemler var ve üniversite öğretim üyelerinin özlük hakları uzun süredir iyileştirilmedi. Dolayısı ile bir profesör onca emeğe, derse rağmen gerekli bir maddi rahatlık içinde hareket edemiyor. Buda son derece önemli bir dezavantaj olarak karşımıza çıkıyor. Araştırma altyapılarını kurmak için çok emek veriyoruz. O konuda daha fazla çaba harcanması gerekiyor. Bunların yanında yüksek öğretimin, benim bu konferanstaki ana konum olan kadın boyutu biraz zayıf. Yüksek öğretimde kadının adı yok maalesef. 169 üniversitede sadece 11 kadın rektör görev yapıyoruz. Bu anlamda yüksek öğretimde kadının daha fazla liderlik, yöneticilik pozisyonlarına aday olmasını, bu pozisyonlara yükselmesini teşvik edecek çözüm mekanizmaları, stratejilerin geliştirilmesi, destek mekanizmalarının kurulması gerekiyor” şeklinde konuştu.

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

En Çok Aranan Haberler