Ata Sporunu Unutturmuyor

Ata sporu olan okçuluk, Eskişehir’de milli sporcu ve antrenör Merve Soyer tarafından unutturulmayarak her yaştan insana aşılanıyor.Milli sporcu ve antrenör Merve Soyer’in, Eskişehir’de hayata geçirdiği okçuluk okulu, 7’den 70’e Eskişehirlilere hizmet veriyor. 8 yaşından itibaren okçuluk sporunun içinde olduğunu söyleyen milli sporcu Soyer, okçuluk sporuyla ablası sayesinde tanıştığını ve 4 kez Türkiye Şampiyonu olduktan sonra bu sporu diğer insanlara da sevdirmek amacıyla antrenörlüğe başladığını ifade etti. 6 yıldır antrenörlük yapan Soyer, okçuluk sporunun her şeyden önce beden terbiyesi veren bir spor olduğunu vurgulayarak, “Okçuluk beden terbiyesi veren bir spordur. Okçuluk sporu yapan her insan kendi vücuduna hakim olmayı ve nasıl kullanması gerektiğini iyi öğrenir. Ayrıca her spor dalında olduğu gibi öncelikle kişinin sağlığını ve bedenini de olumlu etkiler. Buna bağlı olarak kişinin yaşam standardı ve yaşam planı değişir. Kendine güveni artar, konsantrasyonu gelişir ve sosyal çevresindeki pozisyonu olumlu yönde gelişir. Okçuluk, dikkat ve konsantrasyon gelişimine katkıda bulunduğu gibi, özellikle gelişme çağında olan çocuklar için çok önemlidir” ifadelerini kullandı.“OKÇULUK ENGEL TANIMAYAN BİR SPOR”Eskişehir’de açtığı okula her yaştan olduğu gibi bedensel engeli olan vatandaşların da ilgi gösterdiğini belirten Soyer, “Okçuluk, elleriniz yay çekebilecek ve ok yerleştirebilecek kadar güç taşıdığı müddetçe her yaşta yapılabilecek bir spor dalıdır. Okçuluk engel tanımayan bir spor. Öğrencilerim arasında, bedensel engelli olmasına rağmen çok güzel bir şekilde bu sporu yapanlar da var. Okçuluk sayesinde hem engellerini aşıyor, hem de gelişimine katkıda bulunuyor. Ancak şunu da söylemekte yarar var. Okçuluk, eğlenceli ve öğretici bir spor olmasının yanında ayrıca bilinçsizce yapıldığı takdir de üzücü sonuçlar da verebilecek bir spor. Bu yüzden mutlaka uzman öğreticiler eşliğinde ve gerekli tedbirler alınarak yapılmalıdır” dedi.“MİLLİ SPORCULAR YETİŞTİRMEK EN BÜYÜK HEDEFİM”Merve Soyer, okulu açarken en büyük hedefinin milli sporcular yetiştirmek olduğunu belirtti. Soyer, amatör ve profesyonel tüm öğrencilerini topluma örnek sporcular olarak yetiştirmeyi amaçladığını da aktararak, şöyle devam etti:“Okçuluk sporu profesyonel amaçlı yapılabileceği gibi, sadece hobi amaçlıda yapılabilir. Küçük yaştan itibaren yetiştirilen sporcular, gerekli eğitimleri tamamladıktan sonra lisanslı sporcu olabiliyorlar. Bu sayede yarışmalara katılma hakkı kazanmış oluyorlar. Tabi ki ileride bir gün milli sporcular yetiştirmek en büyük hayallerimden. Onun haricinde, bu sporu hobi olarak da yapan birçok öğrencim var. Burada seçim daha çok sporcunun kendisine düşüyor. Bu okulu açmaktaki en büyük hedefim, gücüm yettiğince ve elimden geldiğince ata sporumuz olan okçuluk ve okçuluk sporunun Eskişehir’de sevilmesi ve yaygınlaşmasını sağlamak, ayrıca topluma örnek sporcular yetiştirmek, amatör ve profesyonel tüm öğrencilerime ‘Zeki, çevik ve aynı zamanda ahlaklı’ ruhunu kazandırmak olmuştur. Her zaman bu gayeye göre hareket ettim ve bundan sonrası da öyle olacak. Ailemin, arkadaşlarımın ve öğrencilerimin bana gösterdiği büyük destek sayesinde de bunu başarabileceğime inanıyorum.”“DOĞRU EĞİTMEN ÇOK ÖNEMLİ”Okçuluk okulu öğrencilerinden Mert Temizel ise, antrenör Merve Soyer’in çok sabırlı ve profesyonel olduğunu anlattı. Temizel, “Uzun süredir avcılık yapıyorum. Ok ile avlanmak hem daha zevkli hem daha zor. Hocamız sayesinde çok eğlenceli bir öğrenme süreci geçiriyoruz. Yayı her bırakışımda üzerimden stres atılıyor. Ok hedef tahtasına her gittiğinde ayrı bir zevk alıyorum. Daha önce çok hocayla çalıştım. Doğru eğitmen çok önemli, bu yüzden alanında uzman bir hocayla çalıştığımdan dolayı çok mutluyum” şeklinde konuştu.