Mynet Trend

BİZE ULAŞIN

Ataköy Sahilinde Bir Mühürleme Daha ve Yapılan 10 Hata

Ataköy sahildeki Sinpaş - Katar ortaklığı olan Sea Pearl Ataköy projesine de yürütmeyi durdurma kararı verildi.

Ataköy Sahilinde Bir Mühürleme Daha ve Yapılan 10 Hata

Ataköy sahildeki yapılaşmalara bir mahkeme kararı daha çıktı. 564 ada 181 parselde devam eden Sinpaş – Katar ortaklığındaki Sea Pearl Ataköy projesine ait inşaatlar mahkeme kararıyla durduruldu. Bakırköy Belediyesi önceki gün inşaatı mühürledi.

Ataköy Konaklarının tam karşısında yaklaşık 125 bin metrekare arazi TOKİ’den 2008 yılında 850 milyon liraya Sinpaş – Eksim Holding ortaklığına satılmıştı. Daha sonra bu ortaklığa Katar’ın TOKİ’si olarak bilinen ve dünyanın pek çok yerinde yatırımları bulunan Qatari Diar ile Kuzu Grup da ortak oldu. Proje 8 ayrı blok ve bir otelden oluşuyor. Sinpaş’ın verdiği bilgilere göre projenin 68 bin metrekarelik kısmı yeşil alan olarak değerlendirilecek. Kalan kısımlarda otel, rezidanslar, alışveriş alanları, sağlık tesisleri, kafeler, yat kulübü, marina ve eğlence tesisleri yer alacak. Teslimatlar Mart 2017 ile Şubat 2018 olarak belirlendi. Metre kare satış fiyatı 7 bin 200 dolar ile 10 bin 550 dolar olarak belirlendi.

HAFRİYAT DEVAM EDİYORDU

Ataköy sahildeki yapılaşma Aralık 2013’te başladı. Önce alandaki yeşil ağaçlar yok edildi. Ardından hafriyat çalışmalarına başlandı. Ataköy sahildeki yapılaşmalarla ilgili olarak gerek Mimarlar Odası gerekse Ataköy Dayanışma Derneği’nin davalarında 181 parsel dahil değildi. Ataköy Konakları’nda oturanlar Simpaş’ın inşaat faaliyetlerine başlaması ile birlikte Bakırköy Belediyesi ile İstanbul Büyükşehir Belediyesine 10. İdare Mahkemesi’nde dava açtılar. Polifarma İlaç sanayi adına İstanbul 10. İdare Mahkemesi’nde açılan davada, ‘’Ataköy 6. Kısım Mahallesi sahil bandında bulunan 564 ada 181 parsel üzerindeki inşaata ilişkin 29.11.2013 tarih ve 5736 sayılı onaylı mimari projeye istinaden 03.12.2013 tarih 5736 sayılı inşaat ruhsatları ile ruhsatların dayanağı olan imar planlarının yürütmesinin durdurulması ve iptali’’ istendi.

MAHKEME BİLİRKİŞİ İSTEDİ

İdare Mahkemesi 15 Ağustos’ta verdiği kararda şöyle denildi; ‘’İstanbul nöbetçi idare mahkemesince işin gereği düşünüldü. Mahallinde keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırıldıktan sonra bu konuda yeniden bir karar verilinceye kadar 2577 sayılı yasanın 27. Maddesi uyarınca teminat alınmaksızın yürütmenin durdurulmasına oy birliği ile karar verildi.’’

BAŞKAN : YARGI KARARINI UYGULARIM

Bakırköy Belediye Başkanlığı’na karar 3 gün önce tebliğ edildi. Belediye önceki gün kararı uygulayarak inşaatı mühürledi. Belediye Başkanı Bülent Kerimoğlu şöyle konuştu; ‘’yargı kararlarına uymak zorundayız. Daha önceki kararlar da nasıl uyduysak da burada da yürütmeyi durdurduk. Yeni bir karar alınıncaya kadar inşaat yapılmasına müsaade etmeyeceğiz.’

Kaynak: ÖMER ERBİL / Radikal

Ataköy Sahili’nde Yapılan 10 Hata

Ataköy Sahili’nde yapılaşmalar olurken tarihi hatalar zincirindeki 10 madde.

1. 1950’lerde Ataköy planlanırken, yarı bataklık olan bu arazide Türkiye’nin ilk gerçek, doğru ve güzel şehircilik örneği verildi. Sahiline de Türkiye’nin en modern ve güzel plajı yapıldı. Ve bu, Ataköy Sahili’nde son yapılan güzel iş oldu.

2. 1970’lerin sonunda milletçe hoyrat bir şekilde her pisliğimizi dökerek, devletin umursamazlığı ile dünyanın en güzel denizi Marmara’yı denize girilmez hale getirdik. Ataköy plajı lağım kokuları ve pisliği ile çekiciliğini yitirdi.

3. 1980’lerde ANAP plajı devreden çıkardı, Türkiye’nin ilk AVM’si Galleria’yı buraya yaparak Ataköy Sahili’nin işgalini başlattı. Bu arada plaj yanındaki tüm sahil Yasef Öztürk gibi karanlık kişilere 50 yıllığına peşkeş çekildi. Bu noktadan sonra Ataköy’lüler, tüm İstanbul halkı, Ataköy Sahili’ne ulaşamaz oldu.

4. 1990’larda sessiz sedasız yeni bir imar nazım planı ile tüm bölge, Ataköy 1-2-3-4-5 dahil yoğun imarlı turizm bölgesi haline getirildi. 2 emsal ve 70m yükseklik imkanı sağlandı. Şimdiki Sheraton, Capacity, Titanic Hotel, Ramada hep bu imar planı ile Ataköy’ü bir köşeye sıkıştırmaya başladı.

5. 2000’lerde Ataköy’de boş kalan arazinin sahibi olan Emlak Bankası lağvedilince, tüm sahip olduğu araziler TOKİ’nin eline geçti.

6. 2005 sonrası TOKİ bu arazileri kamuya yeşil alan olarak açmak yerine paraya çevirmek için parsellere bölerek kısmen sattı, kısmen hasılat paylaşımı ile verdi.

7. Mücadelemiz işte buralarda başladı. Oysa 1980’lerde başlamalıydı. Seyrettik !

8. Sahili ele geçirenler, hayvani imar iştahları ile inşaatlara başladılar. CHP’li belediye hepsine ruhsat verdi.

9. Davalarımız sürdü gitti, ve sonunda bir tanesi zaferimizle sonuçlandı. Bu gidişata dur dedi mahkeme kararı. Ama durdurmaya kimse uymadı, Belediye ve Bakanlık bir üst mahkemeye itirazda bulundular. İtirazları red edildi. Yapacakları bir şey kalmadı.

10. Şimdi bu son durumun getirdiği başarımızı üstlenmeye çalışacak çok kişi çıkacaktır, ama açıkça söyleyeyim, tüm başarı sadece Ataköy 1.Kısım Koruma ve Güzelleştirme Derneği’nin başkanı Sayın Prof. Ayfer Kaynar’a aittir. Biz hepimiz, bir avuç insan sadece nefer olduk. Ve ne hükümetten, ne bakanlıktan, ne büyük şehir belediyesinden ne de ilçe belediyesinden kimse bu işin olmaması, durması için elini bile kaldırmadı.

11. Bundan sonra ne olur diye sorarsanız, mahkeme son kararını verene kadar inşaatlar durdurulacak. Son karar eğer baskı ve para gücüyle aleyhimize çıkmaz ise de, sahil bizim yani halkın olacak. Yapılanlar yıkılacak. Türkiye’de adalet var mı hep birlikte göreceğiz.

En Çok Aranan Haberler