İSTANBUL (ANKA) - Atalay, İstanbul'da yapılan Ekonomik İşbirliği Teşkilatı (EİT) 3. İçişleri Bakanları Toplantısı'nın ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
Bakan Atalay, iki dil tartışmasının politik bir hamle olduğunu vurgulayarak şöyle konuştu:
"Son günlerde ki açıklama ve tartışmaları doğrusu biz politik hamleler, hiçbir pratik sonuç getirmeyecek propaganda amaçlı siyasi çıkışlar olarak görüyoruz. Bunların hiçbirin hiçbir pratik sonucu olmayacka. Sadece vatandaşlarımızın biraz daha kafasını karıştıracak.
Daha önce söyledim, bir daha bu sürecin koordinatörü olarak sizlerin huzurunda ifade etmek istiyorum. Türkiye'nin resmi dili Türkçe'dir ve bu tartışılmaz. Bu manada iki dil veya benzer söylemlerin hiçbir değeri yoktur. Ama bizim zenginliğimiz olan vatandaşlarımızın konuştuğu ana diller vardır. Bu dillerin rahat öğrenilmesi, öğretilmesi, günlük hayatta kullanılması için biz elimizden gelen bütün çabayı gösteriyoruz."
Türkiye'de pekçok şeyin yasak olduğu dönemlerden, "Bugün önemli safhalara geldik" diyen Atalay, "Bakın çok kısa süre önce, o olağanüstü dönemlerde, bunların insanların kendi arasında bile konuşması yasakken bugün hangi safhalara geldik. Devlet kimseye bir şey lütfetmiyor, bu vatandaşın en tabi hakkı. Anneler cezaevlerinde çocuklarıyla konuşamıyordu, bunları önledik" diyerek şöyle devam etti:
"Artık devletin televizyonu 24 saat yayın yapıyor, isteyen özel televizyon veya radyo kurabiliyor, şu anda var zaten, birçok TV-radyo talebi onaylandı. Daha ileri adım atıldı, siyasiler gidip istediği bölgede istediği dille propaganda yapabilir. Türkiye bu konularda çok ileri adımlar attı. 2000'li yıllardan başlayarak demokrasi süreci hızla devam ediyor. Hiçbir ihtiyaçtan doğmayan iki dil, sadece siyasi propaganda.
Özerklik ve Demokratik Toplum Kongresi gibi konulara gelince. Buradaki konuşmalar, birbiriyle çelişen, içi doldurulmamış, kendilerinin de ne olduğunu bilmediği açıklamalar arkadaşlar. Sayın Demirtaş, TBMM Başkanı'yla konuştuktan sonra diyor ki, 'Bizim bunlardan amacımız yerel yönetimlerin güçlendirilmesi', tam cümle bu değilse de bunu ifade eden bir cümle. Yerel yönetimler reformunu biz yaptık, her şeyini değiştirdik. Belediyecilikten gelen bir başbakanımız var, belediyelerin daha rahat çalışabilmesi için en ileri adımları attık. Bunun dışında bu konuda talepler varsa, bunlar başka maksatlar taşıyordur. Eğer açık söylemek istemeyip de böyle kapalı söyleniyorsa, açık söylesinler."
-"BUNLAR TARTIŞILACAK KONULAR DEĞİL"-
Türkiye'de "Üniter yapı, tek bayrak, tek dil" gibi konuların tartışılmasına gerek olmadığını vurgulayan Bakan Atalay, "Tartışılmasına da ihtiyaç yok. Bu tartışmalar, demokratikleşme adımlarını akamete uğratmak istiyor. Bir süreç yürürken, seçim ortamındayken, seçimden sonra Türkiye ilk sivil anayasasını yapacakken bunları şimdi şu ortamda tartışmak, süreci baltalamaktır" dedi.