Okulların açılmasına sadece birkaç ay kalmışken binlerce öğretmen adayı, bu yıl işinin olup olmayacağını bilmiyor.
Eğitim fakültesi mezunu binlerce genç, yıllarca eğitim aldıktan ve sınavlara hazırlanmak için emek harcadıktan sonra Millî Eğitim Bakanlığı'nın (MEB) yeterli sayıda kadro açmamasından ötürü yarınının ne olacağını bilmediği belirsiz bir sürecin içinde.
Atanmayı bekleyen öğretmen adaylarından biri, "Atama olmazsa benim bir gelecek planım yok, geleceğim yok ki benim" diyerek anlatıyor bu durumu.
Atanamayan öğretmenler, belli aralıklarla sosyal medya kampanyalarına ya da gazete manşetlerine konu olan, eğitim ve istihdam alanında yıllardır çare geliştirilemeyen bir sorun.
Bu yıl ise MEB'in önceki senelere kıyasla çok daha az sayıda kontenjan açması, yine yüz binlerce gencin açıkta kalmasına yol açtı.
Eğitim fakültesi mezunu ya da formasyon alan öğretmen adayları Kamu Personel Seçme Sınavı'na (KPSS) girdikten sonra MEB'in açtığı kontenjana göre öğretmen olmak için başvurabiliyor.
2020 yılında öğretmen olmak için 440 bin kişi KPSS'ye girdi.
Ancak MEB'in 2021 için açtığı kontenjan 20 bin ile sınırlı kaldı.
Bu sayı geçen yıl 40 bindi.
Türk Eğitim-Sen Genel Sekreteri Musa Akkaş, 2o21'in AKP döneminde en az öğretmen ataması yapılan yıl olduğunu belirtiyor.
Bu yüzden KPSS'de Fransızca öğretmenliği alanında birinci olmasına rağmen kontenjan açılmadığı için atanamayan bir öğretmen var.
Diğer yandan KPSS'nin ardından düzenlenen mülakat engeline takılan, sınavda aldığı derece yüksek olmasına rağmen mülakatta elenen ve bunun gerekçesini bilmeyen öğretmen adayları da var.
Öğretmen olmaya giden yolun farklı aşamalarında mağdur olan, çalışamayan, işsiz kalan, maddi ve manevi olarak yıpranan çok sayıda genç bulunuyor.
İstanbul Eğitim-Sen 4 No'lu Şube Başkanı Yurttaş Yıldırım'a göre atanamayan öğretmen sorunu, eğitimde güdülen özelleştirme politikasının bir yansıması.
Bu yıl yaşanan mağduriyetlerden biri de 2020 itibarıyla KPSS sonuçlarının geçerliliğinin bir yıla indirilmiş olması.
Daha önce sınav sonuçları iki yıl boyunca geçerli oluyordu.
Bu yüzden öğretmen adaylarının 2020 yılının eylül ayında yapılan KPSS'de aldıkları puan, bu yılki sınav sonuçlarının açıklanacağı 16 Eylül'den sonra geçerliliğini yitirecek.
Öğretmen adayları ve sendikalar, bu sebeple hükümetten 16 Eylül'e kadar 40 bin ek kontenjan açmasını talep ediyor.
Çoğu öğretmen adayı, eylül ayına kadar atanamazsa bu yılki sınava girmediği için önümüzdeki seneyi de kaybedecek.
2020'den önce özel okullarda öğretmenlik yapan, pandemiyle beraber devlet okuluna geçmeye karar veren Ahmet* öğretmen, sınavdan yüksek puan aldığını aktarıyor.
Branşı Türk Dili ve Edebiyatı olan Ahmet, "Aldığım puan ve sıralama önceki yıllarda hep atanmış, atanmama gibi bir ihtimalim yoktu. Şimdi o ihtimal gerçekleşiyor" diyor.
"Benim gibi yüksek puanlarla atanamayan çok sayıda kişi var" diye de ekliyor.
Ahmet'in bahsettiği öğretmen adaylarından biri Aysel Şahin.
Fransızca öğretmenliğinde sınav birincisi olan Şahin, iki yaşında bir kızı olduğunu, sınava zor şartlarda ve fedakarlıklarla hazırlandığını anlatıyor.
Bu branşta kontenjan açılmadığı için atanamayan Şahin, ülkenin dört bir yanından 56 okulu tek tek aradığını, bazı okullarda Fransızca öğretmen açığının bulunduğu bilgisini aldığını, ancak buna rağmen neden kontenjan açılmadığı sorusuna MEB'in bir cevap veremediğini aktarıyor.
"Bu mağduriyet nasıl giderilecek?" diye soran Şahin, "Bizim mesleğimiz öğretmenlik, öğretmenlik yapmak istiyorum" diye de ekliyor.
MEB, öğretmen adaylarının dile getirdiklerine dair sorularımızı yanıtlamadı.
'**150 binin üzerinde öğretmen açığı var**'
Önceki yıllarda da atanamayan öğretmenlerle beraber mesleğini icra edemeyen gençlerin sayısı yüz binlere dayanıyor.
Eğitim fakültelerinde okuyan öğrenciler de hesaplandığında 2023 yılında atanmayı bekleyen öğretmenlerin toplam sayısının 1 milyona ulaşması bekleniyor.
Diğer yandan MEB'in öğretmen açığının çok yüksek olduğunun belirtilmesi bu durumla bir tezatlık oluşturuyor.
Sayıştay rapolarından, Bakanlık verilerinden ve sahada yaptıkları gözlemlerden yola çıkarak uzmanlar ve sendikalar, MEB'in 150 binin üzerinde öğretmen açığı olduğunu hesaplıyor.
İstanbul Eğitim-Sen 4 No'lu Şube Başkanı Yurttaş Yıldırım, hükümetin 'pandemi yüzünden oluşan ekonomik sorunları bahane ederek' bu yılki kontenjan sayısını düşük tuttuğu görüşünde.
Halbuki Yıldırım'a göre eğitim bütçesinde yüzde 1 ya da 1,5 oranında yapılacak bir artırmayla bile atanmayı bekleyen öğretmenlere kaynak yaratılabilir.
'**Çalışan öğretmenler üzerinde iş güvencesi baskısı yaratıyor**'
MEB'in öğretmen açığını ücretli öğretmenlerle kapatması ise eleştiriliyor.
Eğitim fakültesi mezunu öğretmen adayları yerine, başka bölüm mezunlarının düşük maaşlarla ücretli öğretmen olarak çalıştırılmasına karşı çıkılıyor.
Eğitim-Sen'den Yurttaş Yıldırım, "Eğitim fakültelerinden mezun olanlarla bu sorun her yıl büyüyerek devam ediyor; bunun çözümü ancak kamu idaresinin ciddi bir planlamasıyla olur" diyor.
Yıldırım'a göre atanamayan öğretmenler sorunu, çalışan öğretmenler üzerinde de iş güvencesi baskısı yaratıyor.
'**60 gencimiz intihar etti**'
Türk Eğitim-Sen Genel Sekreteri Musa Akkaş da ciddi bir mağduriyet olduğunu dile getiriyor.
Akkaş, okulların açılacağı 6 Eylül tarihine kadar atamaların yetişemeyeceğini vurgulayarak hem atama takviminin gözden geçirilmesi hem de ek kontenjan açılması gerektiğini belirtiyor.
"Bugün ataması yapılamadığından dolayı 60 gencimiz intihar etmiş, bu Türkiye'nin çok büyük bir sorunu" diyen Akkaş, "Bu gençlerimiz babalarının tarlalarını sürmek için eğitim fakültelerine girmediler, memur, polis olmak için de girmediler. Kağıt toplayan, kasiyerlik yapan gençlerimiz var" ifadelerini kullanıyor.
'**Mülakattan neden elendiğime dair bir muhatap bulamıyorum**'
Öğretmen adaylarının önündeki bir başka engel de mülakat.
Genel uygulamaya göre KPSS'de alınan puan yuvarlanarak mülakat puanı olarak veriliyor.
Ancak sınıf öğretmenliği bölümünden yeni mezun Cem*, sınavdan iyi bir puan almasına rağmen mülakattan elendiğini aktarıyor:
"Mülakatta örgüt bağlantıları, malum yapıyla ilişkinin olup olmadığının araştırıldığını biliyordum. Ben devlet okullarında okudum, malum yapının dershaneleriyle hiçbir ilişkim yok. Benim de ailemin de hiçbir örgütle bağlantısı yok.
"Bu yıl atanacağımdan o kadar emindim ki diye önümüzdeki ay yapılacak KPSS'ye bile girmiyorum. Bu yüzden 2022 atamasına yetişemeyeceğim. Sınava 2022'de girsem atama 2023'te olacak. Ben bu hata yüzünden en az iki yıl kaybettim."
Cem, mülakkattan neden elendiği sorusuna bir yanıt ve muhatap bulamadığını da ekliyor.
"Bu mesleği elimizden aldılar" diyen Cem, "Tamamen öğretmen olmak için okudum. Geleceğimizi çaldılar. Meslek de bilmiyorum, babam işsiz. Öylece kaldık" diyerek anlatıyor durumunu.
'**Bakanımız tarafından kaldırıldığımı hissettim**'
İlköğretim matematik öğretmenliği mezunu İnci* "inanılmaz bir şekilde mağdur olduğunu" söylüyor:
"Kesinlikle devlete güvenim kalmamış durumda. Devletin bana gereken değeri vermediğini düşünüyorum."
İki üniversite mezunu Leyla* ise bu yıl gelen iş tekliflerini öğretmen olarak atanmayı beklediği için reddettiğini söylüyor.
Okul öncesi öğretmenliği mezunu olan Leyla sınavda iyi bir puan aldığını aktararak, "Millî Eğitim Bakanı Ziya Selçuk Bey CNN Türk televizyonunda, 'Her seneki kontenjan ne ise üç aşağı beş yukarı aynı sayıda alacağız' dedi; ben buna güvenerek aileme atanacağımı söyledim. Ancak kontenjanlar açıklandığında bakanımız tarafından kandırıldığımı hissettim" sözlerini sarf ediyor.
MEB tarafından ek atama yapılacağına dair olumlu bir açıklama yapılmadığı gibi, ek atama olmayacağına dair de bir açıklama yok.
Bu yüzden öğretmen adayları aylardır telaş içinde bekliyor.
Millî Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, en son yaptığı açıklamalarda "daha fazla atama için gayret gösterdiklerini" söyledi.
Gençlerin kadrosunun açılıp açılmayacağını bilmediği branşlar için zor ekonomik koşullarda sınav masrafı yaptığını da hatırlatan Leyla, "Belirsizlik içinde boğulduk. Umut edecek bir şey maalesef göremiyorum" diyerek bitiriyor sözlerini.
**Öğretmen adaylarının isimleri kendi talepleri doğrultusunda takma bir adla değiştirilmiştir.*