Irak Kürt Bölgesel Yönetimi'nin (IKYB) 25 Eylül'de düzenleyeceği referandumla ilgili en sert açıklamalar önceki gün Milli Güvenlik Kurulu (MGK) ve sonrasında yapılan Bakanlar Kurulu sonrasında yapıldı. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan başkanlığında ve Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda gerçekleştirilen toplantı 3 saat 10 dakika sürdü. MGK'nın ardından Bakanlar Kurulu toplandı. MGK'nın ardından yayınlanan bildiride “IKBY'nin 25 Eylül 2017 tarihinde düzenleyeceğini açıkladığı referandumun gayrimeşru niteliği ve kabul edilemezliği bir kez daha belirtilmiştir” denildi. Bildiride, “Tüm ikazlarımıza rağmen bu referandumun yapılması halinde Türkiye, ikili ve uluslararası anlaşmalardan doğan haklarını mahfuz tutar” ifadeleri kullanıldı.
MİLLİ GÜVENLİĞE TEHDİT
Bakanlar Kurulu'nun ardından açıklama yapan Hükümet Sözcüsü Bekir Bozdağ, referandum kararının “Türkiye'nin milli güvenliğine tehdit” olduğunu söyledi. Bekir Bozdağ, “MGK Bildirisi Ankara Antlaşmasını mı kapsıyor bu durum Kerkük-Musul'a müdahale hakkını mı içeriyor” sorusuna “Bu antlaşmalar 1923'teki Lozan, 1926'daki Ankara Antlaşması ile 1946 Dostluk Antlaşması ve 1983 Türkiye-Irak Komşuluk Antlaşması. Bu anlaşmalarda ihtilafların nasıl çözüme kavuşturulacağı çok açık ortaya konmuştur. Bu nedenle MGK bildirisine konması kararlaştırılmıştır” yanıtını verdi.
Bozdağ'ın, Mustafa Kemal Atatürk'ün kurduğu ve İsmet Paşa'nın 1923'teki Lozan Antlaşması'yla 1926'daki Ankara Antlaşması'na yaptığı atıf dikkat çekiciydi. Çünkü, Lozan'da Türkiye'nin sınırları ve sınır güvenliğiyle ilgili 3.maddede şunlar yazıyor:
‘SINIR BOZULAMAZ'
“Irak ile; Türkiye ile Irak arasındaki sınır, iş bu antlaşmanın yürürlüğe girişinden başlayarak dokuz aylık bir süre içinde Türkiye ile İngiltere arasında dostça bir çözüm yoluyla saptanacaktır.” İşte bu antlaşmadan üç yıl sonra 1926'da Ankara Antlaşması yapıldı. Ankara Antlaşması'nın 1 ve 5. maddelerinde “Türkiye ile Irak arasındaki hudut Cemiyet-i Akvam'ın 29 Ekim 1924 tarihli toplantısında kararlaştırıldığı şekilde (Brüksel Sınır Çizgisi) kesinleşmiştir. Taraflardan her biri 1. maddede belirlenen sınır hattının kesin ve bozulmaz olduğunu kabul ederek bunu değiştirmeye matuf her türlü teşebbüsten sakınmayı taahhüt eder” denildi. (Sözcü)