Atatürk Samsun’a çıkarak itilaf devletleri tarafından işgal altında olan memleketin kurtuluşu için ilk adımı attı. Atatürk’ün Samsun’a çıkmasıyla başlayan bu ilk hareket, önüne geçilemeyen bir kurtuluş destanının yazılmasında kritik bir rol oynarken, bugün geriye bakıldığında Samsun’un önemi bir kere daha anlaşılıyor.
Mondros Mütarekesi’nin ardından ülkenin pek çok yeri düşman kuvvetleri tarafından işgal altındaydı. Uzun zamandan beri ülkenin içinde bulunduğu bu durumdan rahatsız olan Mustafa Kemal Atatürk bir şeyler yapmak için Anadolu’ya geçmek istiyordu.
Osmanlı Hükümeti Mustafa Kemal’i Samsun’da Türk halkı ve Rum çeteleri arasında yaşanan gerginliği bastırması için Samsun’a görevlendirdi. Bu görev, Anadolu’ya geçmek için bir yol arayan Mustafa Kemal için de büyük bir sat oldu.
Mustafa Kemal Atatürk,16 Mayıs 1919 Cuma günü öğleden sonra beraberindekilerle birlikte 19 Mayıs 1919’da Samsun’a ayak baktı. Hükümet onu müfettiş olarak görevlendirmiş ve emrinde iki kolordu bulundurmaktaydı. Bir süre şehirdeki durumu inceleyen Mustafa Kemal, o dönemde işgalcilere karşı Türk direniş örgütlerinin yanında bulundu ve onlara bizzat liderlik etti.
Bir haftalık bir sürenin ardından Havza’ya geçen Mustafa Kemal, burada geçirdiği 17 günün ardından Amasya’ya hareket etti. Böylece Samsun’da yakılan Kurtuluş mücadelesinin ateşi dalga dalga yurdun dört bir yanına dağılmaya başladı.
Diğer yandan Samsun’un Milli Mücadeledeki diğer önemli yanı, Mustafa Kemal Paşa’nın Samsun’a dair görevinin belirlenmesinde Osmanlı Hükûmeti’nin ne kadar etkili olduğu konusudur. Çünkü Samsun’a gidiş, ilk başta mevcut hükûmete karşı bir tavır değil aksine İstanbul Hükûmeti’nin mecburi gördüğü idari ve askeri bir sorumluluktur. Fakat gerek olayların gidişatı, gerekse Atatürk’ün bizzat kendisinin dile getirdiği hatıralarından anlaşılan, İstanbul Hükûmeti’nin Mustafa Kemal Paşa’yı bu göreve getirişinde aynı hedeflere ve düşüncelere ulaşmak isteğinin olmamasıdır.