ORHAN ONUR GEMİCİ - Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkan Yardımcısı Sadir Durmaz, "Atatürk'ün mirası olan Cumhuriyet Halk Partisi, adeta PKK'nın hücre evine dönmüştür." dedi.
Durmaz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, AK Parti ve MHP arasında kurulan Cumhur İttifakı kapsamında, bazı yerlerde ayrı bazı yerlerde ise müştereken seçimlere girdiklerini anımsattı.
Seçimlere en hazır parti olduklarını belirten Durmaz, Cumhur İttifakı'nın kurulmasıyla yeni sorumlulukların ortaya çıktığını, bunların da iki parti arasında başarıyla koordine edildiğini vurguladı.
- "Diyet olarak onlara listelerde yer verilmiş"
Durmaz, CHP, İYİ Parti ve Saadet Partisi listelerinde terör örgütü PKK ile iltisaklı kişilerin aday gösterildiği iddialarına ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu:
"Elbette yasal sürece göre sabıka kaydı olan birileri aday olamazlar. Seçilmeye engel hallerinin olduğu sabıka kaydında yer alıyorsa aday olamazlar. Örneğin Beyoğlu Belediye Başkan Adayı Alper Taş, 'Öcalan serbest bırakılsın, tecrit kaldırılsın' diyor. Bu ve bunlar gibi onlarca paylaşımları olan, örgüte destek sağlayan, örgütle irtibatlı ve iltisaklı adaylar var. Dağda birinci derece yakınları olan bir sürü insan var. Diyet olarak onlara listelerde yer verilmiş. Hakkında yasal süreç tamamlanmamış, incelemesi, soruşturması devam eden pek çok terör örgütüyle iltisaklı aday söz konusu. 'YSK neden bunların adaylıklarına engel olmadı' diyerek açıklamaya çalışmak, tam da gizli, kirli bir ittifakın, zihniyetin ürünü diyebiliriz."
Millet İttifakı'nın ilk başta HDP-PKK ile örtülü ve kirli pazarlık içerisinde bulunduğunu ifade eden Durmaz, bugün gelinen noktada bunun artık gizli olmadığını söyledi.
CHP ile HDP'nin yakın iş birliğinin, seçim ortamına girilmeden başladığını iddia eden Durmaz, açıklamalarında şu ifadeleri kullandı:
"Adalet yürüyüşünde birlikte yürüdüler, kayyum atanan belediyelere birlikte karşı çıktılar, CHP her evden HDP'ye oy istedi, Selahattin Demirtaş'a af isteyenler bunlar, 'Afrin'e girmeyin' diyenler bunlar, 'YPG'ye terör örgütü diyemeyiz' diyenler de bunlar. Yani bu kadar çok ortaklaştıkları bir zeminde çıktı. HDP'nin sözcüsü dedi ki 'Kürdistan'da biz kazanacağız, Batı'da da AK Parti ve MHP'ye kaybettireceğiz.'
Öte yandan zillet ittifakının küçük ortağı İP Genel Başkanı da yine Selahattin Demirtaş'a af istiyordu, 'Afrin'e girmeyin' diyorlardı ve HDP'yi Kürtlerin siyasal temsilcisi olarak görüyorlardı. Şimdi her ikisinden de bu küstahça 'Kürdistan' ifadesine bir tepki duydunuz mu? 20 günden fazla oldu. 'Sen ne diyorsun kardeşim? Türkiye'de böyle bir bölge yok, olmayacak' dediklerine şahit olduk mu? Hayır. Zımni bir kabul söz konusu. Atatürk'ün mirası olan Cumhuriyet Halk Partisi, adeta PKK'nın hücre evine dönmüştür."
- "PKK ile yan yana düşmek, bir muhalefet sorununa işaret"
MHP'den "Gereği gibi milliyetçilik, ülkücülük yapamıyoruz" diye ayrılıp İYİ Parti'yi kuranların da PKK ve HDP ile aynı paralele düştüklerini belirten Durmaz, "Bir yerel seçimde başarı elde etmek için PKK'ya yardım ve yataklık etmek, PKK ile bu kadar yan yana düşmek, gerçekten Türkiye açısından önemli bir muhalefet sorununa işaret etmektedir." dedi.
"CHP'nin içine PKK kaçmış." diyen Durmaz, CHP'nin, yok edilmek üzere olan terör örgütünü diriltmek gibi bir misyon üstlendiğini söyledi.
Durmaz, "Sivas olayları üzerinden katil ilan edilen Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, zillet ittifakının kurtarıcısı konumuna gelmiştir." değerlendirmesinde bulundu.
İstanbul Taksim'de 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nde toplanan bir grubun ezan okunduğu sırada ıslık çaldığı görüntüleri eleştiren Durmaz, "Camiden, ezandan rahatsız olanlarla Saadet Partililer yan yana yürüyemezler, yürümezler, rahmetli Erbakan Hoca'nın kemiklerini sızlatmazlar." diye konuştu.
- "Tahsilattan pay alma işi bu"
Belediye başkanlarının, şehirlerin emin kişileri olduğuna dikkati çeken Durmaz, Millet İttifakı'nın Ankara Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Mansur Yavaş hakkındaki sahte senet iddialarına ilişkin "Sayın Mansur Yavaş, siyaseten defolu bir arkadaşımızdır. Bizden ayrılırken CHP'leştirdiniz diye eleştirip daha sonra kötü örnek olarak takdim ettiği CHP'den iki kere aday olmuştur. Ahlaken tartışmalı bir durumdadır. Mahkeme zabıtlarında vergi vermemek için makbuz kesmediğini kendisi ifade etmiştir." değerlendirmesinde bulundu.
Söz konusu iddialara konu olan 600 bin dolarlık işin ne olduğunun açıklanması gerektiğinin altını çizen Durmaz, şöyle devam etti:
"İş şu, anlaşıldı, 100 binlerce çiftçinin alın teriyle kurulan Kayseri Şeker Fabrikası'ndan donmuş, belki tahsil kabiliyeti olmayan bir alacağın tahsili için yargıdaki taraf etrafıyla bir tahsilat işinin içerisine girmişler. O tahsilattan da pay alma işi bu."
- "3 tane sabit suç işlediği ortada"
Yavaş'ın 300 bin dolar vergi vermemek için makbuz kesmediğini belirten Durmaz, sözlerine şöyle devam etti:
"Bir, sahte senetle icra takibi yapıp ceza alıyorsunuz. İki, vergi vermiyorsunuz. Üç, başka bir suç daha var, karşı tarafın, kriminal deyip yaklaşık 10 yıl arkadaşlık ettiği kişiye ait mahrem bilgilerin yer aldığı kendisine ulaştırılmış olan bir bilgisayar, kaset, CD gibi bilgileri tehditle şantaj aracı olarak kullanması. Yani, suçu bildirmeme suçu işlemiş olması. 3 kez aday oluyorsunuz, 3 tane projeniz yok, 3 tane sabit suç işlediğiniz ortada. Böyle birisine ehil, emin, güvenilir kişi denilebilir mi? Başkent, ehil ve emin olmayan hiç kimseye teslim edilemeyecek kadar önemli bir yer. Böyle birisine Başkent'i nasıl teslim edeceğiz."
Vergi kaçırmanın herkes açısından kusurlu bir eylem olduğunu vurgulayan Sadir Durmaz, siyasete girecek kişilerin geçmişlerinin irdeleneceğini bilmeleri gerektiği kaydetti.