Ateistler hakkında en yaygın görüşlerden biri Kur'an, İncil ve Tevrat gibi 'kutsal metinler'i okumadıkları için ateist oldukları yönündedir. Oysa kutsal metinleri okuyup dindar olan insanlar ile kutsal metinleri okumalarına rağmen ateist olan insanların oranları aşağı yukarı aynıdır. ABD'de 2010'da yapılan bir araştırmada ise ateistlerin kutsal metinler hakkında inançlı insanlardan daha fazla bilgi sahibi oldukları ortaya çıktı.
Bu da en büyük yanılgılardan biridir. Ahlak sahibi olmak ve inancın doğrudan bir ilişkisi yoktur. Ahlak bireysel ve toplumsal yaşamı kolaylaştıran yazılmamış kurallardır ve kaynağı genellikle sağduyudur. Sağduyulu olmak için ise belli bir inanca sahip olmak ön şart değildir. Öldürmenin, hırsızlığın, tecavüzün yanlış olduğunu anlamak için bir tanrıya veya inanç sistemine değil sağduyu, eğitim ve bilinçlenmeye ihtiyaç vardır.
Tam olarak yukarıdaki sebepten dolayı ateistler şiddete eğilimli falan değildir.
İnançlı birçok ailenin tersine, ateist çiftler çocuklarını 'inanç özgürlüğü' ilkesini temel alarak yetiştirirler. Ayrıca ateistler her zaman ateistlerle evlenmediği, eşlerinin inaçlarına saygı göstermek zorunda oldukları için çocuklarını da aynı hoşgörüyle yetiştirmelidir. Yetiştirir de.
Ateistler şeytanın varlığına inanmadığı için şeytana tapmaları mümkün değildir. Bununla birlikte inançlı bazı kişilerin ateistleri 'şeytana tapmak'la itham etmesindeki neden genellikle bilgi eksikliğidir.
Bu da 2. ve 3. maddeyle ilgili bir yanılgıdır. Ateistler genellikle hümanist ve özgürlükçüdür. Hümanist birinin ise vicdansız veya acımasız olması kabul edilemez.
Ateistler bir yaratıcı veya doğa üstü bir güce inanmadıkları için doğaya ve çevrelerine değer vermedikleri düşünülür. İnançlı kişiler nasıl yaradılanı seviyorsa yaradandan ötürü, ateistler de olanı sever olduğundan ötürü.
Belki bir istatistik yapılsa gerçekten ateistlerin büyük bölümünün sosyalist eğilimleri olduğu ortaya çıkabilir. Yine de bu hatırı sayırılır sayıdaki muhafazakar, sağcı veya sosyal demokrat ateistlerin görmezden gelinmesini gerektirmez.
4. madde de belirtildiği gibi ateistler 'inanç özgürlüğü' ilkesini savunurlar. Bu nedenle, arada tek tük din düşmanları çıksa da, ateistlerin neredeyse tamamı din düşmanı değildir. Nasıl bütün inananlar ateist düşmanı değilse...
Belki dini çerçevede ele alındığında bu genelleme doğru sayılabilir ama ateistlerin de kutsallık derecesinde sahiplendiği ve paylaşmaktan çekinmediği kavramlar vardır. Hümanizm, sağduyu, adalet, inanç özgürlüğü, ifade özgürlüğü bunlardan sadece birkaçı...