3-5 gün süren ateşin en sık nedenleri, üst ve alt solunum yolu enfeksiyonları, mide- bağırsak sisteminde ishal ve kusma ile görülen enfeksiyonlar, özellikle kız çocuklarda görülen idrar yolu enfeksiyonları sayılabilir. Ancak ateş görülmesinin altında başka nedenler de olabilir. Bu yüzden önce neden kaynaklandığını bilmeniz oldukça önemlidir. Ateş nasıl düşürülür, ateşe ne iyi gelir, ateş düşürmek için evde ne yapmak gerekir diyen ebeveynler için derledik.
Normal durumlarda vücut sıcaklığı 36,5-37,7°C arasındadır. Vücut sıcaklığı sabahları düşük iken akşam 16:00 ile 18:00 arasında en yüksek dereceye ulaşır. Ancak yine de normal vücut değerlerini aşmaz. Ateş, normal değerlerin üzerine çıktığında çeşitli problemler baş gösterir. Yüksek ateşi düşürmek için bu tedavi yöntemleri denenebilir;
Ateşin tedavi edilebilmesi için öncelikle neden kaynaklandığı bulunmalıdır. Eğer yüksek ateşin kaynağı grip ya da soğuk algınlığı ise, ağrı kesici ateş düşürücü ilaçlar, yani içerisinde parasetamol, ibuprofen ya da psödoefedrin tarzı etken madde bulunan ilaçlar hekim tarafından reçete edilir. Yüksek ateş yaşayan çocuklar için ise ateş düşürücü şuruplar tercih edilmektedir.
Kişiler kontrolsüz ateş yükselmesi durumunda panik yaşayabilirler. Bu durumda bazı doğal yöntemler ateşi düşürmek için çözüm olabilmektedir. Bunun için zencefil ve kuru üzüm kürü tavsiye edilmektedir.
Ateşe iyi gelen evde uygulanabilecek yöntemler:
Zencefil ve kuru üzüm kürü
Malzemeler:
1 yemek kaşığı taze ya da toz zencefil
1 yemek kaşığı kuru üzüm
Yapılışı:
Kuru üzümü ve zencefili ezip 1 litre suyun içerisine atın ve 1 saat kadar kaynatın. Kaynama esnasında su miktarı 50 ml civarında azalacaktır. 1 saatin sonunda hazırladığınız karışımı süzün ve sıcak olarak tüketin. Eğer günde 2 defa bu kürü tüketirseniz ateşiniz kısa sürede düşecektir.
Alın, diz altı ve koltuk altı gibi vücut sıcaklığının en yüksek olduğu yerlere ıslak havlu koyulmalıdır. Soğuk duş da yüksek ateşin düşürülmesi için etkili yöntemlerden biridir.
Yapılan en büyük yanlışlardan biri, ateşi olan kişiyi titrediği için kat kat giydirmektir. Aslında kişinin titremesi üşüdüğü anlamına gelmez bu durum tamamen ateş yüksekliği ile alakalıdır. Hastayı sıkı sıkı giydirmek yerine ateşin düşmesi için ince kıyafetler giydirilmelidir. Eğer hasta üst üste giydirilip bir de yorganın altına sokulursa ateş yüksekliği artarak kişinin havale geçirmesine sebep olabilir.
Eklem yerlerine ve baş bölgesine soğuk uygulama yapılmalıdır.
Vücut ısısının normal değerleri , 34,4-37,9°C arasında, ateşin varlığını gösteren değerler ise 38,0-39,9°C arasındadır. Ancak kişinin ateşi 40 dereceye kadar yükseldiyse, acilen bir sağlık kuruluşuna başvurmak gerekir. Bu yüksek ateş, ciddi bir hastalığın habercisi olabilir.
Ateş bazı hastalıklardan kaynaklanabilir. Kişilerde ateş görülmesi durumunda hastaneye gitmeden önce evde yapılması gerekenleri bilmek önemlidir. Ancak bunun için ateşin neden kaynaklandığını bilmek gerekir. Böylelikle doğru tedavi yöntemi uygulanabilir.
Bu iki hastalık genellikle vücut sıcaklığında artışa neden olur. Grip nedeniyle görülen ateş 37,8°C ile 40,0°C arasında bir değişiklik gösterir. Grip ve soğuk algınlığı durumlarında çocukların yetişkinlerden daha fazla ateşlenmesi olası bir durumdur. Soğuk algınlığına ya da gribe yakalandıysanız ateşin yanında üşüme, titreme, terleme, kas ve eklem ağrıları gibi semptomlarla da karşılaşırsınız. Ateşiniz 3-4 gün kadar devam edebilir ancak sonra giderek normal değerlerine döner.
Ani ateş yükselmesi ve düşmesi durumuna özellikle bebeklerde oldukça sık rastlanır. Bu durumun temel sebebi ise bebeklerin vücut ısılarının yetişkinlere oranla çevre şartlarına daha hassas şekilde tepki vermesidir. Gece yükselen ateş nedenleri ise vücut ısısının geceleri daha yüksek olmasından kaynaklanır. Eğer bir de mikrobik bir hastalık mevcutsa gece ateşin daha da yükselmesi kaçınılmaz olur.
Boğazda inflamasyon ve ağrıya yol açan bakteriyel bir enfeksiyon olan strep boğaz enfeksiyonu genellikle A grubu streptokok bakterileri yüzünden ortaya çıkmaktadır. Bu enfeksiyon her yaştan çocuğu ve yetişkinleri etkileyebilir. Ancak, özellikle 5 ile 15 yaş arasındaki çocuklarda sık görülür. Hapşırma ve öksürme, enfeksiyonu bir kişiden diğerine dağıtabilir. Belirtileri arasında ateş ve baş ağrısı sık görülür.
Sepsis, bağışıklık sisteminin bir enfeksiyonla savaşmak için kan dolaşımına bıraktığı kimyasalların, tüm vücudun iltihaplanmasına neden olduğu durumlarda gelişir. Şiddetli kan zehirlenmesi vakaları, tıbbi bir acil durum olan septik şoka yol açabilir. Geçmeyen ateş nedenleri arasında kan zehirlenmesi de yer alır. Tüm dünyada yaygın şekilde görülen bu hastalık, kalp krizinden bile daha fazla ölüm oranına sahiptir. Her yıl yaklaşık 20-30 milyon insan kan zehirlenmesi ile karşı karşıya kalıyor. Belirtileri ise 38,3°C üzerinde ve 35,5°C'nin altında bir ateş ve kalp atış hızının dakikada 90 vuruştan daha yüksek olmasıdır.
Gıda zehirlenmesi, toksik ve bozuk gıdaların tüketilmesi sonucunda ortaya çıkan bir rahatsızlıktır. Gıda zehirlenmesinin en yaygın semptomları ise mide bulantısı, kusma ve ishaldir. Oldukça rahatsız edici bir durum olmasına rağmen, gıda zehirlenmesi olağandışı bir durum değildir. Yani ülkemizde de yaygın olmakla birlikte özellikle Amerika'da her 6 kişiden 1'i her yıl bir çeşit gıda zehirlenmesi sebebiyle hastaneye kaldırılmaktadır. Gıda zehirlenmesi kimi zaman çok ciddi sonuçlar doğurabilir. Bu gibi durumlarda vücut sıcaklığı ciddi anlamda yükselir ve halüsinasyonlar görülebilir.
Halk arasında verem adıyla bilinen tüberküloz "Mycobacterium tuberculosis" adlı bir bakteri türünün yol açtığı, akciğerlerde görülen ancak vücudun başka bölgelerine de yayılabilen bulaşıcı bir hastalıktır. Sebepsiz ateş yükselmesine zemin hazırlayan hastalıklardan biridir. Dünya Sağlık Örgütü'ne (WHO) göre, dünya çapında yaşanan ölümlerin ilk 10 nedeninden biri tüberkülozdur. Tüberküloz doğru koşullar altında önlenebilir ve tedavi edilebilir bir hastalıktır. Genellikle ateş, öksürük, kilo kaybı ve gece terlemeleri ile kendini gösterir.
Osteomyelit olarak da adlandırılan kemik enfeksiyonu, bakterilerin veya mantarların bir kemiği istila etmesiyle sonuçlanabilir. Osteomyelit akut ya da kronik olabilir. Çocuklarda, kemik enfeksiyonları en sık kolların ve bacakların uzun kemiklerinde görülür. Yetişkinlerde ise genellikle kalça, omurga ve ayaklarda görülür. Kemik enfeksiyonları aniden ortaya çıkabilir veya uzun bir süre devam eder. Kemik enfeksiyonları düzgün tedavi edilmezse geriye kalıcı olarak hasar görmüş bir kemik bırakabilir. Belirtileri ise; deride kızarıklık ve sıcaklık, hassasiyet, yüksek ateş ve kemik yakınında bulunan yaradan irin akmasıdır.