HABER

Atlantik'in altında saatli bomba

İspanya ve Portekiz sahillerinde yakalandığı fırtına sonucu ikiye ayrılarak batan Bahama bandıralı "Prestige" adlı tanker büyük ekolojik tehdit oluşturuyor.

Atlantik'in altında saatli bomba

Tankerden Atlantik'e yayılan petrol, sualtındaki canlıları zehirlerken, kaza denizlerin korunmasındaki eksiklikleri bir kez daha gündeme getirdi.

2015 yılında yalnızca çift koruma sistemine sahip olan petrol tankerlerinin Avrupa sularında dolaşmasına izin verilecek. Avrupa Birliği bir yıl önce yaptığı toplantıda bu tarihi saptadığında, Birliğin Ulaşımdan Sorumlu Komiseri Lyola de Palacio, tanker kazalarını engelleneceğini söylemişti. Ancak ne yazık ki yeni bir kaza daha oldu. Binlerce deniz kuşu petrole bulandı, balıklar zehirlendi ve doğa cenneti, kirli bir petrol filminin kahramanı oluverdi.

İkiye ayrılarak batan, 20 milyon galon petrol taşıyan Bahama bandıralı tanker büyük ekolojik tehdit oluşturuyor. Geminin kurtarma çalışmalarını yürüten şirket Smit International'dan Lars Walder, dün Atlas okyanusunun sularına gömülen gemide yüklü petrol konteynerlerinin, bozulmamış halde denizin dibinde durduğunu ve petrolün sızma tehlikesinin büyük olduğunu söylüyor.

DOĞAL DENGEYİ BOZACAK Çevre bilimciler ise felaketin boyutlarına dikkat çekiyor ve denizin altından yatan bir saatli bomba olduğunu ifade ediyorlar. Doğal hayatın dengesini bozacağını belirten bilimadamları, bölgedeki balıkçılık sektörüne de büyük darbe vuracağı uyarısında bulunuyorlar.
Tankerin tüm yükünün suyla doğrudan temas etmesi halinde, 1989 yılında Alaska'da yaşanan Exxon Valdez felaketinin iki katı zarara yol açabileceği belirtiliyor. Valdez'den denize yayılan 10 milyon galon kadar petrol, büyük bir ekolojik hasara neden olmuştu.

AVRUPA POLİTİKASI DENİZLERE İLGİ GÖSTERMİYOR Ancak olayın asıl sorumlusu denizlere yeterince ilgi göstermeyen Avrupa politikası. Tankerler yıllardır kaza yapıyor ve ciddi tehlike oluşturuyorlar. 1996 yılında "Sea Empress", 1998'de "Pallas", 1999'da ise "Erika" tankerinin yaptığı kazalar bunlardan yalnızca üçü. Petrol sanayi ve gemilerle ilgili lobi faaliyetleri denizlerde güvenlik standartlarının arttırılmasını bugüne değin engelledi.

Ancak tüm bunların bedelini çevre ödüyor. Hem de yalnızca tankerler kazalarıyla değil. Sorumsuz kaptanlar, gemilerde kullandıkları yakıtları da denizlere atıyor. Bir otomobil ya da tırın yakıt olarak kullanamayacağı "çöp" diye nitelendirilebilecek gemi yakıtları denizleri tehdit ediyor.
Avrupalıların denizlerin korunmasına ilgisiz kalması balıkçılığı da olumsuz etkiliyor. Yüksek sübvansiyonlu balıkçı gemileri okyanuslarda ağlarına takılan herşeyi avlıyor. Balık tutarkan kullandıkları metodlar, sualtındaki bitkilerin ve tüm canlıların ağlara yakalanmasına neden oluyor. Balıkçılık yapanların dörtte biri denizlere zarar veren bu yöntemle avlanıyor. Burada Alman ya da Danimarkalı balıkçı gemilerinin ağlarına takılan balinaları da unutmamak gerekiyor.

En Çok Aranan Haberler