ADANA (İHA) - Adana Cumhuriyet Başsavcısı Cemal Sahir Gürçay, Adana Ticaret Odası (ATO) üyelerine F tipi cezaevleriyle ilgili bilgi verdi.
Başsavcı Gürçay, F tipi cezaevi sistemine geçilmesiyle birlikte, Devlet'in kanayan yarası haline gelen cezaevlerindeki terör olaylarının kontrol altına alındığını belirterek, "Elbette bazı yakınmalar olabilir. Ancak, yakınmaların hangi kesimden geldiğine dikkat etmek gerekiyor. Oysa aynı F tipi cezaevleri, inceleme yapan AB (Avrupa Birliği) heyetlerinden övgü alıyor" dedi.
ATO tarafından düzenlenen toplantıda konuşan Adana Cumhuriyet Başsavcısı Cemal Sahir Gürçay, F tipi cezaevlerinin gündeme geldiği dönemde, özellikle terör cephesinden büyük tepkiler geldiğine işaret etti. Başsavcı Gürçay, "F tipine geçilmeden önce cezaevleri terör yuvası haline gelmişti. Örgütler, istediği gibi at koşturuyor, diğer cezaevleri ile aynı anda eylemler ortaya konuluyor, hatta dışarıdaki eylemler bile cezaevlerinden yönetiliyordu. Kısacası, cezaevleri Türkiye'nin kanayan yarasıydı. Çünkü, maalesef cezaevlerinin içinde devletin otoritesi yoktu" dedi.
"F TİPİ CEZAEVİ EN UYGUN SİSTEMDİ" 2000 yılında Türkiye'yi uluslararası platformda zor durumda bırakmak amacıyla başlatılan ölüm oruçlarıyla birlikte cezaevlerine müdahalenin kaçınılmaz hale geldiğini, birkaç cezaevinde gerçekleşen "Hayata Dönüş" operasyonlarında bazı tutuklu ve hükümlülerin yaşamlarını yitirdiğini hatırlatan Gürçay, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Cezaevlerinde F tipine tepki olarak başlatılan eylemlerde çok sayıda kişi örgütlerinin zorlamasıyla inisiyatifleri dışında ölüme yatmak ve sonunda da canlarını yitirmek zorunda kaldı. Bu eylemlerin tümünde, terör mensuplarının kalabalık şekilde, bir arada bulunmaları en önemli etkendi. Devletin öncelikle bu birlikteliği ortadan kaldırması gerekiyordu. Çünkü terör örgütleri üyelerinin veya diğer suçlulardan cezaevlerine giren tutuklu ve hükümlülerin 50 kişiye varan kişinin birlikte kaldığı koğuşlarda denetlemeleri mümkün olmadığı gibi gayri kanuni işler de yapabilmelerine neden oluyordu. F tipi cezaevi sistemi bu şekildeki fiziki yetersizliklerin aşılabilmesi bakımından en uygun sistemdi. F tipi cezaevi, propagandasının aksine sosyal açıdan daha da artıları olan bir cezaevi. F tipi cezaevleri, 64'ü tek, 164'ü ise 3 kişilik bölümlerden oluşuyor. Dubleks biçimindeki F tipi cezaevindeki koğuşların üst bölümü yatakhane, alt bölümü de yaşam alanı olarak kullanılıyor. Bu arada televizyon, radyo ve kütüphane gibi sosyal aktiviteler de bulunuyor."
"AVRUPALI HEYETLER OLUMLU RAPORLAR DÜZENLİYOR" Başsavcı Gürçay, cezaevine her ne nedenle olursa olsun giren bir insanın tekrar günlük yaşama döneceğinin hesaplandığını ve rehabilite edilerek topluma kazandırılmasının amaçlandığını ifade ederek, "Bu çerçevede ele aldığımız F tipi cezaevleri Avrupa Birliği tarafından kabul gördü. Türkiye'deki cezaevlerinde inceleme yapan Avrupalı heyetler olumlu raporlar düzenliyorlar. Bu da bizim için önemli bir gösterge" diye konuştu.
Cumhuriyet Başsavcısı Cemal Sahir Gürçay, konuşmasının sonunda, ATO meclis üyelerinin sorularını cevapladı. Gürçay, davaların neden uzun sürdüğüne ilişkin bir soru üzerine, "Standartlara göre bir ağır ceza mahkemesinde bakılması gereken dava sayısı 500 iken, bu rakam bin 500'ü buluyor. Bin 200 davaya bakması gereken bir icra mahkemesi 30 bin davayla uğraşıyor. Tüm mahkemelerin durumu böyle. Ne zaman ki hakim, savcı ve personel sayısı artar, fiziki imkanlar düzelirse o zaman adalet geç tecelli etmekten kurtarılabilir" dedi.