Ankara (AA)- Ankara Ticaret Odası (ATO), hissedarı olduğu Halk Bankasının özelleştirilmesine karşı ikinci kez dava açtı. ATO'dan yapılan açıklamaya göre, Danıştay 13. Dairesinde Özelleştirme İdaresi Başkanlığı aleyhine açılan davada, idarenin özelleştirme işlemi ile ilgili 2007/8 sayılı tebliğinin yürürlüğünün durdurulması ve iptali istendi.
Dava dilekçesinde, bankanın kuruluş amacı gözetilmeden alınan özelleştirme kararının hukuka aykırı olduğu ve telafisi imkansız zararlara yol açacağı kaydedildi.
Bankanın kamu yararına faaliyet gösteren bir kurum olması özelliğinin, alınan özelleştirme kararıyla ortadan kaldırıldığı bildirilen dilekçede, "Halk Bankasının özelleştirilmesinde kamu yararı olmadığı gibi, ekonomik kalkınmaya yönelik bir yarar sağlanamayacağı, aksine sosyal dengeleri bozucu ve toplumsal barışı ortadan kaldıran gelişmelere yol açacağı" kaydedildi.
Dava dilekçesinde, ATO üyelerinin de Halk Bankasının müşterisi olduğu vurgulanarak, özelleştirme sonrasında kredi ilişkilerinin ne şekilde süreceği ya da tasfiye edileceğinin belli olmadığına dikkat çekildi. Tebliğde, Halk Bankasının yüzde 25'ine kadar olan kısmının halka arz yoluyla özelleştirileceği, halka arz işleminin 2007 yılı sonuna kadar tamamlanacağı şeklinde "muğlak" ifadelere yer verildiği bildirilen dilekçede, "Halka arz edilecek oran kesin olarak belirlenmiş değildir. Halka arz ile ilgili oranın net bir biçimde tebliğde yer almamış olması, idarenin yaptığı bu işlemin objektif sınırlar içinde ortaya konulmadığının da göstergesidir" denildi.
Bankanın özelleştirilmesi öncesinde yeniden yapılandırmanın yasal bir zorunluluk olduğu vurgulanırken, yeniden yapılandırma işleminin Banka Genel Kurulu'nda kabul edilen plan doğrultusunda ve Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası anlaşmalara uygun olarak yapılıp yapılmadığı konusunda bilirkişi incelemesi talep edildi.
ATO Başkanı Sinan Aygün de oda üyelerinin ve ülke ekonomisinin özelleştirme işleminden olumsuz etkileneceğini belirterek, hissedarı olarak odanın, Halk Bankasının müşterileri olan ATO üyelerinin ve ülke ekonomisinin çıkarlarını korumak için bu davayı açtıklarını bildirdi.
Aygün, Halk Bankasının Uluslararası Para Fonunun (IMF) ve Avrupa Birliği'nin (AB) isteği doğrultusunda satılmak istendiğini iddia etti.