ATO'nun hazırladığı "Kamçıya Doymayan Yiğitler" raporu Türkiye'nin tüm kesimlerinde borçluluk düzeyinin giderek arttığını ortaya çıkardı. Devletin, toplam 336 milyar YTL borçla en borçlu konumunda bulunduğu Türkiye'de ailelerin yarıya yakını, küçük-büyük şirketlerin neredeyse tamamının bankalara kredi borcu bulunuyor.
Hazine'nin 216,9 milyar doları bulan iç borcu bulunuyor. Rapora göre, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın "leblebi çekirdek parası" olarak nitelendirdiği kamu ve özel sektörün dış borcu ise 237,3 milyar dolar düzeyinde seyrediyor. Dış borcun 147,6 milyar doları Türk özel sektörünün diğer yabancı ülkelere olan borçlarından kaynaklanıyor.
-32 MİLYON KREDİ BORÇLUSU-
Türkiye'deki bankaların bireysel ve kurumsal olarak Eylül 2007 sonu itibariyle toplam 32 milyon 326 bin borçlusu bulunuyor. Bankaların bu müşterilerden toplam alacağı ise 261,4 milyar YTL.
Bankalara kredi borcu bulunanların 7 milyon 612 binini tüketici kredisi kullananlar oluşturuyor. Türkiye'de toplam 17 milyon aile bulunduğu dikkate alındığında, ailelerin yaklaşık yüzde 45'inin bankalara borçlu olduğu tahmin ediliyor. Bu kapsamda, 572 bin ailenin bankalara toplam 32,4 milyar YTL konut kredisi, 810 bin ailenin 8,7 milyar YTL'lik otomobil kredisi, 6 milyon 667 bin kişinin de ihtiyaç kredisi kullanımı nedeniyle borçlu durumda olduğu belirlendi.
-26,9 MİLYAR YTL KREDİ KARTI BORCU-
Bankaların 32 milyon kredi müşterisinin 2 milyon 199 binini küçük ve orta ölçekli işletmeler meydana getiriyor. Bu kapsamdaki 1 milyon 643 bin mikro işletmenin toplam 29,9 milyar YTL, 466 bin 277 küçük işletmenin 26,1 milyar YTL ve 89 bin 501 orta büyüklükteki işletmenin de 22,6 milyar YTL kredi borcu gözüküyor.
Türkiye'deki borçlanma araçlarının en önemlisini ise kredi kartları oluşturuyor. Türkiye'de toplam 26 milyon 949 kişinin cebinde 56 milyon 284 bin adet kredi kartı bulunuyor. Diğer ülkelerde ödeme aracı olarak kullanılan kredi kartı Türkiye'de tam bir borçlanma aracına dönüşmüş durumda. Türkiye'deki kredi kartı müşterilerinin yaklaşık 12 milyonunun kredi kartı borcunu son ödeme tarihinde tümüyle ödemeyip borç bıraktıkları belirtiliyor. Vatandaşların, kredi kartı harcamaları nedeniyle yüklendiği borç miktarı ise 26,9 milyar YTL. Bunun 10,9 milyar YTL'sini taksitli alışverişlerden kaynaklanan borçlar meydana getiriyor.
-ÖĞRENCİ BİLE BORÇLU-
Yurt-Kur'un verilerine göre, 2007-2008 öğrenim yılında toplam 567 bin 591 öğrenci, yüksek öğrenim kredisi kullanıyor. Bu öğrencilerin her biri öğrenim süreleri boyunca devlete 8 -10 bin YTL arasında borçlandıkları için hayata daha öğrencilikte borçlu başladılar. Önceki yıllarda üniversiteyi bitiren ancak iş bulamayıp gelir elde edemedikleri için borcunu zamanında ödeyemeyen 610 bin 715 kişi de, toplam 260 milyon YTL borçlarından dolayı vergi dairelerinin icrasıyla karşı karşıya.
Mezun olduğu halde, borcunu ödeyecek kazanç sağlayamayan 25 bin 206 öğrenci ise Kredi ve Yurtlar Kurumu'na başvurarak borcunun ödeme süresini bir yıl erteletti. Yüksek öğrenim kredisi nedeniyle toplam 1 milyon 204 bin genç devlete borçlu bulunuyor.
-ESNAFIN YÜZDE 60'I, ÇİFTÇİNİN YÜZDE 65'İ BORÇLU-
Türkiye'deki borç dağlarının önemli bir bölümünü de esnaf ve sanatkarlarla çiftçilerin Bağ-Kur'a, işyerlerinin de SSK'ya olan sigorta pirim borçları oluşturuyor.
Sosyal Güvenlik Kurumu verilerine göre, 1 milyon 417 bin bağımsız çalışan ve esnaf-sanatkarın Bağ-Kur'a toplam 23,4 milyar YTL borcu bulunuyor. Bağ-Kur üyesi toplam 734 bin 348 çiftçinin de 6,7 milyar YTL tutarında prim borcuyla karşı karşıya bulunduğu belirlendi. Buna göre, esnaf ve sanatkarın yaklaşık yüzde 60'ı, çiftçilerin de yüzde 65'i Bağ-Kur'a borçlu durumda.
Özel sektör işverenleri ve bazı kamu kurum ve kuruluşları da çalışanlarının ücretlerinden kestikleri sigorta primleri ile işveren katkılarını zamanında SSK'ya ödemedikleri için borç dağları biriktiriyorlar. Halen 891 bin 390 özel sektör işvereni SSK'ya faizleriyle birlikte 8,2 milyar YTL borçlu gözüküyor. Kamu kurumları da "borç yiyen yiğitler" listesinde yerini alıyor. 66 kamu iktisadi teşebbüsünün (KİT) 22 milyon YTL, 2 bin 624 belediyenin 2,6 milyar YTL, diğer kamu kuruluşlarının da 72 milyon YTL borcu gözüküyor.
Böylece özel ve kamu sektöründen toplam 898 bin 795 işveren SSK'ya toplam 10,9 milyar YTL borçlu durumda bulunuyor. Hazine'nin çeşitli kamu kurum ve kuruluşlarından 105,5 milyar YTL'lik alacağı bulunuyor. Hazineye borçlu olanların arasında 84,4 milyar YTL ile Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu bulunuyor. "Ödenmeyecek bir borç" gözüyle bakılan söz konusu rakam, batık bankaların Türk halkına kalan faturasını da oluşturuyor. Hazine'ye en borçlu kuruluşlar içerisinde TMSF'den sonra ikinci Ankara Büyükşehir Belediyesi alıyor. Ankara Büyükşehir Belediyesi'nin ASKİ ve EGO'yla birlikte Hazine'ye toplam 4,3 milyar YTL borcu bulunuyor.
-ELEKTRİK VE TELEFON BORÇLULARI-
Bu arada Türkiye'deki aileler ve işletmelerin de elektrik, su, telefon gibi nedenlerle de bu hizmetleri sağlayan kuruluşlara önemli ölçüde borcu bulunduğu biliniyor. TEDAŞ'ın verilerine göre, mesken abonelerinin TEDAŞ'a toplam 1,2 milyar YTL, belediyelerin 2,8 milyar YTL, tarımsal sulama abonelerinin 1,4 milyar YTL, resmi kuruluşların 1,3 milyar YTL, ticarethanelerin 817 milyon YTL elektrik borcu gözüküyor. TEDAŞ'a elektrik borcu bulunanların arasında 49 milyon YTL ile hayır kurumları da bulunuyor.
"Tatlıya bağlayalım" kampanyasıyla alacaklarının bir bölümünü tahsil etmeye çalışan Türk Telekom'un bu kampanya sırasında 2 milyon aboneden 2 milyar YTL alacağı bulunduğu açıklanmıştı. Türkiye'nin en büyük GSM operatörü olan Turkcell'in İMKB'ye gönderdiği bilanço dipnotlarında abonelerinden 512 milyon YTL alacağı olduğu belirtiliyor.
-AYGÜN: 40 MİLYON KAMÇIYA DOYMUYOR-
ATO Başkanı Sinan Aygün, "Sayın Başbakan Türkiye'nin borçlarından sözederken ‘borç yiğidin kamçısıdır' dedi. Eğer Sayın Başbakan'ın dediği gibi borç yiğidin kamçısıyla Türkiye'de 40 milyon yiğit kamçıya doymuyor" dedi. Borçlanmanın kötülüğüne vurgu yapan atasözlerine atıfta bulunan Aygün, borçlanmanın hem kişiler için hem de devletler için sevinilecek bir durum olmadığını kaydederek, "İster şahıs olun isterse devlet, borçla yaşayan herkes geleceğine ipotek koymuş demektir. Borçlu kim olursa olsun borcunu ödemek zorundadır. Zaten ödemezse o ünlü atasözündeki kamçıyı da yemiş olacaktır. Borcunuzu ödeyinceye kadar gelirinizin asıl sahibi de siz olmazsınız. Kamçı kimin elindeyse sizin geliriniz de onun cebindedir" dedi.