ANKARA (iHA) - Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkanı Sinan Aygün, Kıbrıs ile Mısır arasında, Ada'dan 50 deniz mili uzaklıkta ve denizin yaklaşık 2 kilometre altında zengin petrol yatakları tespit edildiği yönündeki iddialarının ciddi olarak araştırılması gerektiğini bildirdi.
Konuyla ilgili yazılı açıklama yapan Aygün, Girne-İskenderun arasında da zengin petrol yatakları olduğuna inandığını ifade ederek, Kıbrıs Adası'nı çevreleyen sularda toplam 400 milyar dolar değerinde, 6 ila 8 milyar varil petrol bulunduğu iddialarının, Kıbrıs'la ilgili gelişmelerle örtüştüğünü kaydetti. ABD, Avrupa Birliği ve özellikle İngiltere'nin Kıbrıs sorununa ilgisinin altında 'petrol' yattığını vurgulayan Aygün, AB'nin Güney Kıbrıs'ı uluslararası hukuku çiğneyerek apar topar üyeliğe almasının nedeninin de bu olduğu kuşkusunu taşıdığını kaydetti. Güney Kıbrıs'ta Ağrotur ve Episkopi adında iki askeri üsse sahip olan İngiltere'nin bu üslerin bulunduğu bölgedeki denizde petrol arama çalışmaları yaptığını vurgulayan Aygün, İngiltere'nin petrolden pay kapmak için Kıbrıs'taki askeri üslerini 'egemen devlet toprağı' sayarak karasularını 3 milden 12 mile çıkarmaya çalıştığını hatırlattı.
"ANNAN PLANI, BİR PETROL PAYLAŞIM PLANI" "İngiliz mantığına göre bir damla petrol bir damla kandan daha değerlidir. İngilizlerin asıl niyeti petrolden pay kapmaktır" diyen Aygün, ABD'nin de Kıbrıs Özel Temsilcisi tayin edecek kadar Kıbrıs ile ilgilendiğini belirtti. Aygün, ABD'nin petrol ihtiyacının yüzde 60'ını ithal ettiğini, 10 yıl sonra tamamını ithal etmek zorunda kalacağını belirterek, "ABD ve AB için petrol, hayat iksiridir. Kıbrıs da bu iksirin kaynağına demir atmış bir gemidir" dedi.
ABD merkezli bir petrol şirketinin Cumhurbaşkanlığı görevi sırasında Rauf Denktaş ile görüştüğünü ve Kıbrıs petrollerinin yüzde 50'sini teklif ettiğini hatırlatan Aygün, Annan Planı'nda Kuzey Kıbrıs'ta yer alan Karpaz'ın otonom bölge olarak Rum tarafına bırakılmak istenmesinin nedenin de petrol rezervleri olduğunu söyledi.
Aygün açıklamasına şöyle devam etti:
"Geleceğin enerji merkezi Kıbrıs olacak. Bu da AB, ABD ve İngiltere'nin iştahını kabartıyor. Annan Planı, aslında bir petrol paylaşım planıdır. AB ve ABD petrol kaynaklarını kendi kontrollerine alma hevesiyle Annan Planı'nı dayattılar."
Aygün, 2003 yılında Mısırla Güney Kıbrıs Rum Kesimi arasında, Akdeniz'de petrol aramak için deniz yataklarının paylaşımı konusunda bir anlaşma imzalandığını hatırlattı. Türkiye'nin anlaşmayı protesto için Mısır'a nota verdiğini ancak buna rağmen Mısır'ın petrol aramalarına başladığını kaydeden Aygün, Suriye, Ürdün, Lübnan ve İsrail'in de proje ile yakından ilgilendiklerini ifade etti.
"KKTC PETROL YÜZÜNDEN DIŞLANIYOR" Rum kesiminin petrol ile ilgili açıklamalardan özellikle kaçındığını, Mısırlı yetkililerin ise bunu sıkça ifade ettiğini belirten Aygün, Rum Kesimi ile söz konusu ülkeler arasında son 5 yıldır yoğun bir görüşme trafiği yaşandığını, ancak Türk kamuoyunun ne bu görüşmelerden ne de petrolden haberdar olmadığını kaydetti. KKTC'nin, petrol üzerinde Rum tarafıyla eşit haklara sahip olduğunu ancak görüşmelerden dışlandığını vurgulayan Aygün açıklamasına şöyle tamamladı:
"KKTC'yi bu haktan mahrum bırakmak için devlet olarak tanımıyorlar. İki devletli çözüm önerilerini reddediyorlar. Kıbrıs üzerinde oynanan oyunun özü budur. Türkiye Kıbrıs konusunda politika üretirken çok dikkatli olması gerekir. Bu kadar stratejik öneme sahip bir bölge dünyada az bulunur."