YURTHABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

AÜ’de Organ Naklinin Dini Ve Tıbbi Yönleri Anlatıldı

Erzurum Atatürk Üniversitesi (AÜ) İlahiyat Fakültesi tarafından 'Organ ve Doku Nakli' konulu panel düzenlendi. Organ...

AÜ’de Organ Naklinin Dini Ve Tıbbi Yönleri Anlatıldı

Erzurum Atatürk Üniversitesi (AÜ) İlahiyat Fakültesi tarafından 'Organ ve Doku Nakli' konulu panel düzenlendi. Organ ve Doku Nakli Erzurum Bölge Koordinatörü Fatih Kacıroğlu, Tıp Fakültesi Organ Nakli Merkezi Müdürü Bülent Aydınlı ve İlahiyat Fakültesi öğretim üyesi Doç. Dr. Resul Öztürk panele konuşmacı olarak katıldı. Konuşmacılar organ naklinin dini ve tıbbi yönü ele aldı. Tıpçılar beyin ölümü ile bitkisel hayat arasındaki farkı anlattı. İlahiyatçılar ise organ naklinin dini açıdan caiz olup olmadığı konularına açıklık getirmeye çalıştı. Öğrenciler panele büyük ilgi gösterdi.

Uzun yıllar organ bekledikten sonra hayaline kavuşan Sinan Tarduş isimli vatandaş panelden önce salonda bulunanlara seslendi. Tarduş, “13 yıl diyalize tedavisi gördüm. Şimdi analdım ki yaşatmak yaşamaktan daha güzelmiş.” dedi. İnsanların organ bağışı konusunda duyarlı olmaya davet eden Fennur Sarı ise yaşadığı zorlukları paylaştı. Salonda bulunanlara “Siz hiç sıvı içerken, çay içerken ölçtünüz mü?” sorusunu yönelten Sarı, “Çok ölçülü olmak zorundayım. Bu bazen hayatı çok zorlaştırıyor. Buna rağmen bir gün bana organ nakledilecek diye sabırla bekliyorum.” ifadelerini kullandı.

Başkanlığını İlköğretim Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Nurullah Altaş'ın yaptığı panelde Organ ve Doku Nakli Erzurum Bölge Koordinatörü Fatih Kacıroğlu organ nakliyle ilgili tıbbi bilgiler aktardı. Organ naklinin bir tedavi yönetimi olduğunun altını çizen Kacıroğlu, canlıdan canlıya organ naklinde akrabalık bağının önemli olduğunu söyledi. Etik kurullarının izninin önemine dikkat çeken Kacıroğlu “Eğer ticari bir unsur tespit edilirse nakil kabul edilmiyor” dedi. Kacıroğlu beyin ölümü ile bitkisel hayatın farklı olduğunu belirterek, beyin ölümü gerçekleşen bir kişinin hayta dönmesinin tıbben mümkün olmadığını vurguladı. Kacıroğlu “Beyin ölümü kararı 4 kişiden oluşan bir kurul tarafından veriliyor. Beyin ölümünden sonra organ fonksiyonları bozulmaya başlıyor. Mümkün olduğu en kısa sürede beyin ölümü tanısı konulup, organlar izinler çerçevesinde alınıyor.” şeklinde konuştu.

AÜ Tıp Fakültesi Organ Nakli Merkezi Müdürü Bülent Aydınlı ise beyin ölümü ve kalp ölümünün farklı olduğunu ifade etti. Kalp masajıyla kalbin çalıştırılabileceğini aktaran Aydınlı, “Tıbben ve dinen beyin ölümünün asıl olandır.” dedi. Organ nakline herkesin ihtiyacı olabileceğini dile getiren Aydınlı, “Ailenizden organ alamazsınız. Başkalarından organ almak zorunda olacaksınız.” ifadesini kullandı.

Din Kültürü Doç. Dr. Resul Öztürk, din adamları ve ulemanın organ nakline cevaz verdiğini aktararak, “1952 yılında Ömer Nasuhi Bilmen organ naklinin caiz olduğuna fetva vermiştir.” diye belirtti. Öztürk, ayrıca ayet ve hadislerle insan hayatının önemli olduğunu anlatmaya çalıştı. Öztürk, şunları söyledi: “Vücut insan verilmiş en önemli emanettir. Peygamber Efendimiz birçok hastalığın tedavisinin olduğunu ifade etmiştir. Bir ölünün ya da dirinin organının alınması bir zarardır. Ancak diğer tarafta tedavi bekleyen bir hasta var, onun öylece bırakılması daha büyük bir zarardır. İmam-ı Azam döneminde ölmüş bir kadının ceninin alınmasına müsaade etmiştir. Organ naklinde amaç hayat kurtarmaktır. İş görmeyen organ iş görür hale getiriliyor. Bu iş zevk olsun diye yapılmıyor. Zaten maliyeti de çok az fazla.”

Organ nakli sırasında bazı hususların önemli olduğunu ifade eden Öztürk konuşmasını şöyle sürdürdü: “Diriden alınan organ hayati tehlikeye sebep olmamalıdır. Organ bağışı gönüllülük esasına göre yapılmalı. Sağken izin kâğıdı imzalamalı. Eğer belge yoksa o zaman da aile ile muvafakat imzalanmalı. Kimliksiz kişilerin organının alınmasına devlet karar verir. Organ naklinin ticari amaçla yapılması uygun değildir. Bu emanettir, pazarlanması caiz değildir. Alıcı da nakle razı olmalı. Organı alınan kişinin tıbben ölmesi gerekiyor. Beyin ölümü raporu verilen kişinin hayata dönmüş olduğuna rastlanılmış değil. Beyin ölümüne karar veren heyet, hastanın doktoru olmaması gerekiyor.”

İnsanlar tarafından sık sık “Organ ahrette şahitlik edecek eksik organla gömülmek caiz mi?” sorusunun sorulduğunu aktaran Öztürk, “Cenab-ı Allah insanları yeniden diriltecektir. Bu organı ilk verdiği kişi ile diriltecektir. Organı kullanan kişinin bununla günah işlemesi konusunda ise suç onu işleyen kişiye aittir. Bunun vebali organı veren kişiye ait değildir. Kişilik transferi diye bir şey yoktur. Çünkü organların aklı yoktur.” şeklinde konuştu.

Çok sayıda öğrencinin izlediği programda Hayata Bakış Kulübü tarafından bilgilendirici broşürler dağıtıldı.

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

En Çok Aranan Haberler