CNN Türk'te Cüneyt Özdemir'in Haliçte Yaşayan Simonlar adlı kitabının yayınlanmasının ardından Hanefi Avcı ile yapılan röportaj, dün tutuklandığı saatlerde yayınlandı.
[
****](https://www.mynet.com/flashanefi-avci-tutuklandi-110100534385)
[**
**](http://video.mynet.com/habervideo/Hanefi-Avci-tutuklandi/969741/)
[
[
[**
**](https://www.mynet.com/cemaatten-avci-yorumu-110100534442)
[
****](https://www.mynet.com/avci-metris-cezaevine-sevk-edildi-110100534423 )
Kitabına ilişkin sorulara yanıt veren Avcı, Anayasa'nın her maddesinin değiştirilebileceğini ifade ederek, "İnsanlar gelişir, değişir. Anayasalarda toplumsal uzlaşmanın en üst kuralları olduğu için zaman içinde onlarda değişir. Ama değiştirilmesi dahi teklif edilemez kurallar koymanın akılla izahı yoktur. Toplumlar kendi çıkarları doğrultusunda hareket edeceklerine göre, demokrasinin özüne uygun olmayan bir yaklaşımdır. Toplumun isteklerini yansıtan Anayasalarda böyle bir kural olamaz" dedi.
Kitabında bahsettiği konulara ilişkin geç kalındığını yönünde de değerlendirme yapan Avcı, "Emniyet, asker ve devlet içindeki bu yapıyı ancak yine bu grubun liderleri değiştirebilir" dedi. Daha önce de bu yapılanmaya yönelik bazı şeyleri bildiğini doğrulayan Avcı, "Bu yapılanma daha önce de vardı. Doğrudur ama o zaman sadece teşkilat içinde yanlış yapanlar ve yapılanlara yönelik işler yapılmak amacıyla çalışıyordu. Birbirlerine destek oluyorlardı. Ancak bugün hukuk dışı işler yapacak konuma geldiler" diyerek şöyle devam etti:
"Ben bazı şeyleri geç fark etmişim. Hem görev yapmak hem yazmak gibi birşey tabiki zor oluyor. Geç kalındığını düşüyorum. Olup bitenlere bakıldığında daha önce yazılmasa gereken bir şeydi.Emekli olunca yazılsaydı, ders alıncak birşey olurdu. Ama bugün tedbir alınacak bir konu."
-JİTEM KONUSU-
Hakkında daha önce JİTEM nedeniyle dava açılan Hanefi Avcı, Danıştay 2.Daire tarafından suç olmadığı gerekçesiyle suçlamaların kaldırıldığını hatırlatarak şöyle konuştu:
"JİTEM'in varlığı kabul edilmiyor. Benim çok merak ettiğim bir konudur. Esasen devletin istihbarat örgütü kurması, terörle mücadele etmesi, bu sistem yanlış işlese bile görevidir. Belki Güneydoğu'daki faaliyetlerden olaylardan dolayı olabilir. Ben bugüne kadar şunu gördüm. Devlet resmi yazışmalarda yalan söylemez, yanlış bilgi vermezdi. Belki biraz dolaştırır, diplomatik bir lisan kullanarak olayı değiştiriyor gibi gözüksede, yüzde yüz bir karşı çıkış olmazdı. İlk defa burda gördüm. Açıkça JİTEM yok denildi. Ben şunu anlamıyorum, bu teşkilatın mensupları ne diyecekler (benim komutanım, var olan şeyi yalan söylüyor) Böyle birşeyde bağlı olduğun kişiye kuruma itimatın sarsılır. Bugün hala insanlar diyor, (Ben JİTEM'de görev yaptım) diye. Bu ayıpta değil. Herkes görevini yapmış. Ama bunun inkar edilmesi hoş değil."
-UZANLAR-
Emniyet Genel Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı'da yapan Avcı, Uzan ailesine yönelik kitapta bulunan iddialara da açıklık getirdi. Uzunların Ürdün'e bir milyon dolar aktardıklarına ilişkin iddiaların belgeli olduğunu vurgulayan Avcı, "Bunların belgesi devletin arşivlerinde var. İsviçre'ye adli soruşturma için gittiğimizde bize (Adli istinabe ile başvurursanız, size yardımcı oluruz. Biz elimizdeki bilgileri size veririz. Sizden de bazı konulara ilişkin bilgi alırız) dediler" diyerek şöyle devam etti:
"İsviçre adli makamları bizden bilgi isterken (sizden Telsim üzerinden çıkan para Hollanda, İngiltere üzerinden İsviçre'ye gelmiş. Burdanda da krala gönderilmiştir. Acaba sizden niye direkt gönderilmedi. Bunun sebebini biliyormusunuz. Siz de bu işlemin karşılığı var mı?) diye soruyorlar. Aslında açıkça adını koyamıyoruz ama bu para açıkca Ürdün kralına gönderilen bir para. Bu para emekli asker ve çocuklarına dağıtılmak üzere diye yazılmış, kralın iyilikleri hayır kurumlarına dağıtılmış gibi gösterilmiş ama bu paranın yüzde 1'i bile Türkiye'deki mağdur asker ve yakınlarına verilmedi. Bundan daha fazlası da var. Aynı tahkikatta hediye edilen araçlar, silahlar gibi daha pahalı şeyler de var."
-KİM DURDURABİLİR?-
Çocuklarını cemaatin okullarına belli bir manevi eğitimi almaları için gönderdiğini, bugün de aynı okullara göndereceğini vurgulayan Avcı, Özdemir'in, "Bu yapılanmayı kim durdurabilir" sorusuna da şöyle cevap verdi:
"Bu yapılanma artık hukuksuzluk üretiyor. Yani önlerindeki engelleri kaldırmak için delil, soruşturma üretiyorlar. Yani kimileri (Bak işte darbe karşıtı yapılan operasyonları onlar yaptı. İyi yapıyorlar) diyorlar ama yanlıştır. Burda usul hatalı ise sonuç iyi olsa bile hatalıdır. Bu şunun gibi, Taksim'e bomba koyan bir teröristi işkence ile konuşturup bombayı buldunuz. Pek çok insanın zarar görmesini önlediniz. Ama onu konuşturmak için uyguladığınız yöntem yanlış. Katilin de hakları var. Bu yapılanmanın kime neye hizmet edeceğini bilemezsiniz.
Ben biraz daha küçülterek, tolere ederek anlattım. İnsanları korkutmamak için. Bence durum görülenden daha vahimdir. Benim gördüğüm ne var? Polisi idare eden kişi ve kişiler var ve bu kişiler polisi polislik kurallarına göre değil, kendi kurallarına göre yönetiyorlar. Askeri yönetenler var, MİT'i içindeki unsurları yönetenler var. Birde en önemlisi Adliyeyi yönetenler var. Bunlar zaman zaman biraraya gelip hedef belirliyorlar ve hep beraber hareket ediyorlar. Polis şunu yapacak, basın şunu yapacak, adliyedeki adamımız şunu yapacak. Bunlar dışardan karar alıp, hep beraber hareket ediyorlar. Tüm toplumu yanlış yönlendiriyorlar. En masum adamı suçlu, en suçlu adamı masum gibi gösteriyorlar. Bu güç çok etkili ve etken. Bir çok adama nefes dahi aldırmıyor.
Devasa bir grup var. Bu guruba ilişkin herkese düşen görevlar var. Devlet evet bu grubu men etmelidir. Ama bu grubun yöneticilerinin de durup düşünmelerini, bir aynaya bakmalarını istedim. Ben onların tarafında gözüken kişiyim, benim gözümle bir görmelerini istedim. İnsanlar etrafından poh pohlandıkça hep doğru yaptığını zanneder. Çünkü onlar kendi özlerinin doğruluk, dürüstlük, insanlara yardım gibi ulvi değerleri savunuyorlar. Bu değerlere sarılan insanların bu kadar kirli işleri yapmamaları lazım. Bütün polis gücünüzle, adliyenizle uğraşsanız bile, bu grubu bir iki güne durduramazsınız. Bunu eğer isterlerse ki, bu biraz zor birşey, ancak cemaatin kendisi durdurabilir. Bu sahadan çekileyim diyebilir. Bu yıllardan gelen bir kültür, bir çalışma ben pek mümkün görmüyorum. Ama şunu yapabilirler insanları karalamaya, belge çoğaltmaya, iftira etmeye, fazlalaştırmaya, ben bu insanı sevmiyorum diye mahkum olsun diye her türlü yolu mübah görmeyi bırakmalarını isterim."
Avcı, "hükümetten intikam almak için yazdı, MİT'e müsteşar yapmadılar, istanbula emniyet müdürü yapmadılar diye yazdı" gibi eleştirileri gülerek karşılarken, "Ben bugüne kadar hiçbir görev istemedim. Herkes bilirki bir tek defa dahi kendim için birşey istemedim. Hatta verilenleri de reddetiğimi herkes bilir" diyerek "Büyük illeri ben istemedim. Özellikle. Büyük illerde görev yapmayı sevmem. Bakan bey büyük illere ilişkin toplantı yapmıştır, görüşlerimizi almıştır. Ben zinhar büyük bir ile gitmeyeceğimi, istemediğimi açıkça ifade ettim. Asla İstanbul, Ankara istemem. Hatta bu illeri kabul edeni de çok akıllı bulmam, çünkü bu illerin sorunlarını biliyorum. İkincisi MİT Müsteşarlığı, zaten emniyetçiden böyle birşey olmaz. İşin doğasına aykırı" dedi.
CHP'den aday olacağına ilişkin iddiaların gerçek dışı olduğunu söyleyen Avcı, "Hiçbir siyasi parti ile ilişkim yok. Şu anda aklımdan geçen, gönlümden geçen bir siyasi faaliyet de yok. Eğer müsade ederlerse emekliliğim dolana kadar, etmezlerse dava yoluyla emniyet teşkilatında kalmayı deneyecem. 5 yılım var. Ayrılırsam da politika değil, daha farklı sahalarda farklı düşüncelerim var" dedi.
BANA BU BEDELİ ÖDETMEYE KALKACAKLAR
Özdemir'in "Korkuyormusunuz" soruna "Ben öyle çok fazla korkmam" diye yanıtlayan Avcı, "Bir tehlike olacağını, benimle uğraşacaklarını, hatta 10 yıl sonra bile bu bedeli bana ödetmeye kalkacaklarını tahmin ederim. Ama korku diye birşey dikkate aldığım birşey değil" dedi.
ANKA